gicikcik

sıla gençoğlu’nun yazdığı ebru gündeş’in seslendirdiği dinlediğim günden beri beni esir alan damar şarkı.insanın içindeki arabeski ortaya çıkartıyor.aşk acısı çekmediğim halde aşırı etkilendim.
http://tinyurl.com/oct44dm

hafta sonu itibariyle karlı ve yağışlı hava geliyormuş çok şükür. her hafta barajlardaki su oranına bakıp depresyona giren beni mutlu etmiştir.

bugün tesadüfen karşıma çıkan kitap.stefan zweig kitabı, daha önce "acımak" adıyla çevrilmiş.biri yeni çıkanlar arasına koymuş stefan zweig’i görünce hemen incelemek istedim yoksa o isim ve kapakla herhangi bir yazarın şansı olmazdı ya da daha doğrusu benim şansım.kitabın arkasını okur okumaz beni etkiledi hayatımda ilk defa bir kitabı okumadan ya da hakkında hiçbir bilgim olmadan kitap hakkında heycanlanıyorum ,güzel bir his.çok büyük beklentiye girdim.kitapın orijinal adı da ’ungeduld des herzens’ imiş.

don’t speak şarkısıyla tarihe kazınıcaklar gibi 8 yıl geçmiş ben şarkıyı şimdi dinlemeye doyamıyorum.ben doyana kadar bu böyle bir kuşak daha gider.

çok yakında türkiye’de yürürlüğe girmesini beklediğim yasa.malesef yeni oluşumlar, yasalar bizi george orwell’in 1984’üne götürüyor.dünya,teknoloji geliştikçe bizde bu oranda geriliyoruz.
bugün genç bir kızın evi sabahın 5 buçuğunda evde bir erkekle kalıyor mu diye basılıyorsa düşünmenin suç olması çok uzak değil.özgürlüklerimizin çerçevesinde tutsaklığımız zaten çoktan başlamış.
çok sevdiğim kitaplardan olan "ölü ozanlar derneği"nde geçen şiirlerden biri tam da buraya çok yakışıyor.bir kısmını yazıyorum;

çağrıyı duyuyoruz;ama hiç önemsemiyoruz;
........
........
kurtuluş elimizdeyken,kurtarıcı içi dua ediyoruz.

ve hala uyuyoruz.
ve hala dua ediyoruz.
ve hala korkuyoruz.

her diyette bulunan çoğu kalorisi düşük ve ya zayıflatan yiyeceklerdir.hepsinin ortak felsefi zavallı diyet yapan insanları yemek yemekten soğutmak bir daha yemek yemek istememelerini sağlamaktır.bu yolla zayıflatmayı amaçlarlar.bu listenin başını yulaf ezmesi,şekersiz yeşil çay çekmetedir.her diyette mutlaka vardır.hiçbir zaman canınızın çekeceği ya da isteyerek yemek isteyeceğiniz besinler değildirler.

bunu seven insan olamaz.tatsız tuzsuz.bildiğiniz unlu.ama sütle içine bal atınca yine daha yenilebilir oluyor.yoğurtla belki iyi olabilir daha öyle denemedim.ama insanı epey tok tutuyor.eğer diyet yaparken bunu tercih edicekseniz etmeyin.bitmek bilmiyor da sanki durdukça dahada çoğalıyormuş gibi.

olimpiyatları kazanamadığımızın ertesi günü hemen kazanamamazın üzüntüsünü anlatan reklamı yayınladılar.anladık hazırlıklısınız her duruma hazır reklamınız var da böyle de çok komik olmuş.az bekleyeydiler iyidi.daha samimi olurdu en azından.
bugün tv de kanallarda dolanıyordu:
http://tinyurl.com/n9jmzxt

fazla mütevazi olandır.bu devirde pek kalmadı böyleleri tabi.olunca da hemen birileri kapar.hiç de tanımadım böyle insan.belkide hayal ürünüdür.ama tanısam kesin severdim.

baya zalim olmuşlar ama işi hızlandırmışlar.15 dakikada 12 ısırık.çok başarılı. hunharca yediler beni.ayıptır günahtır hep aynı insandan yedik tatlıyıda başka birinde yiyelim falan yok. evdeki diğer insanlar için sinek ilacı oldum resmen.

çok şükür vampirler gerçekten yok.olsa sonum kötüydü.

beren saat ve uğur yücel başrollerinde oynuyor.çekimleri hala büyükada’da devam etmekteymiş.(bkz: black) filminin türk versiyonudur.
doya doya ağlamak için vizyona girmesini bekliyorum.

filmi de bir o kadar acıklıdır.hem kör hem de sağır bir kızı ve öğretmeninin hikayesini anlatıyor.baştan sona ağlayarak izlediğim filmdir.insanın haline şükretmesini sağlıyor.ayrıca filmde kızın küçüklüğünü oynayan çocuk oyuncu mükemmel gerçekten öyleymiş gibi.
ve biz türkler hemen türk versiyonunuda çekiyoruz hala çekimleri devam ediyor.onun içinde : (bkz: benim dünyam)

fransaya özgü bir tatlı ya da kurabiye.
gerçekten gidip memleketinde macaroncuda taze taze yemek gerekiyormuş.türkiye’dekiler onlarınkinin yanında macaron değilde gerçekten acıbadem kurabiyesiymiş.ama yinede burda bence en iyi baylan’da yapılıyor.

bir tek fragmanını izlediğimdir. ama fragmandan bile çok etkilendim oyunculuklar çok iyi nerdeyse inanıcaktım hele senaryo kurgusu mükemmel.ama tabiki gerçek hali daha iyi hergün başbakanımızı bir korku gerilim trajedi aynı zamanda komedi tadında izlerken filmi bu çok romantik olmuş ya olmamış gerçekçi değil.anlatamamışlar

nankör abladır oturmadan önce ayakta giderken daha kötü tıklım tıklım.o yere talip kim bilir kaç kişi vardı.

bill’e ne oldu ya öyle billilith de ne.en sevdiğim en düzgün vampirlerdendi ne hale getirdiler güzelim vampiri.

bugün doğum günüdür.iyiki doğmuşum.

ilk dinleyiste sevebilceginiz tarzda bir sarki.ayrica müzigi tanidik bir kac sarkiyida andiriyor bazi yerlerde.belkide o yüzden seversiniz.passenger tarafindan seslendiriliyor.bircok ülkede de listelerde birinci olmus.
http://tinyurl.com/crcwj89
sözleride böyle :
well you only need the light when its burning low
only miss the sun when it starts to snow
only know you love her when you let her go

only know you’ve been high when you’re feeling low
only hate the road when you’re missing home
only know you love her when you let her go
and you let her go

staring at the bottom of your glass
hoping one day you’ll make a dream last
but dreams come slow and they go so fast

you see her when you close your eyes
maybe one day you’ll understand why
everything you touch surely dies

but you only need the light when its burning low
only miss the sun when it starts to snow
only know you love her when you let her go

only know you’ve been high when you’re feeling low
only hate the road when you’re missing home
only know you love her when you let her go

staring at the ceiling in the dark
same old empty feeling in your heart
cos love comes slow and it goes so fast

well you see her when you fall asleep
but never to touch and never to keep
cos you loved her too much and you dived too deep

well you only need the light when its burning low
only miss the sun when it starts to snow
only know you love her when you let her go

only know you’ve been high when you’re feeling low
only hate the road when you’re missing home
only know you love her when you let her go
and you let her go
and you let her go
well you let her go

cos you only need the light when its burning low
only miss the sun when it starts to snow
only know you love her when you let her go

only know you’ve been high when you’re feeling low
only hate the road when you’re missing home
only know you love her when you let her go

cos you only need the light when its burning low
only miss the sun when it starts to snow
only know you love her when you let her go

only know you’ve been high when you’re feeling low
only hate the road when you’re missing home
only know you love her when you let her go
and you let her go

anlayarak dinleyince daha da güzel.

let her go gibi süper bir sarkiyi yazan ve seslendiren ingiliz adam sanirim yani sahne adiymis gercek adi michael rosenberg imis.
(bkz: let her go)

cok sevimli bir dil.ögrenmesi o kadar da zor görünmüyor hele okunuslari türkce gibi oku r harflerini de vurguladin mi bitiyor gibi görünüyor.bakalim yeni heves ettim ama tespitlerime göre cogu insan bir donem italyancaya heves ediyor.