geri donusum kukusu

#765668

kendisine, senin üzerinde omlet pişirsem nasıl olur diye sorduğumda ne cevap vereceğini acayip merak ettiğim bilgiç.

(bkz: birbirine ikame edeceğin şeyleri tart ve öyle konuş)
(bkz: yapma canım yapma kardeşim)

kişinin, "skişme hadisesini lanet bir kağıda paraf atarak yasallaştırdık.şebek bile olduk lan bu kıyafetlerle senin yüzünden. alkışladılar bizi bi de. zaten buydu benim derdim de.baktım soyunacağın yok, evlendim senle daha ne olsun.biz böyle bir ülkede yaşıyoruz kızım. şimdi ben sana soyun dedim ya, soyunmazsan ana avrat dümdüz gitme hakkım var benim sana. şimdi sus, soyun, yalamaya başla" demek istediği, hatta dediği emir öbeği.

çömez, 4. nesil bilgiç adayı. bilgiçliğe bekliyoruz. hoşgelmiş.
ancak ve ancak, nickiyle şifresi aynıymış. ben düşündüm de, şimdi nicki "nickimle şifrem aynı" ise, şifresi de nickiyle aynı ise, şifresi, "nickimle şifrem aynı" dır. heralde. değil mi? bilemedim şimdi.

(bkz: nickimle sickim aynı)
(bkz: oha)
(bkz: dumur oldum arkadaşım afedersin)

cemil çocukken ne yazık ki anlayamadığı önemli bir sorunuyla büyüdüğünde yüzleşir.zira cemilin kuşu ötmez, ne kötü.ne yapsa ne etse boş, kuşlar, börtü böcek cemili mutlu etmez artık.kuşu öttürmesi gerek. çözüm aramaya başlar cemil.okur, çok okur.ve en sonunda isviçreli bilim adamı olur ve serleştirici kremi icad eder. ardından viagra, cemil hızını alamaz. o hevesle cici kuşu öttürmeyi başarır. lan afferim denir cemile. ne mutlu lan sana ak. denir.

(bkz: hayat ne tuhaf vapurlar felan)

(bkz: cemil cici kuş öttü milli oldun lan ak)

#758811

malum entry’ye oha deyip şöyle devam edebilirim: film demek için zaten 40 şahit gerekirdi o hedeye. fazla bile kaldı vizyonda.

aranjesi muhteşem, daha girişte davul sesini duyunca kim lan bu denen, şebnem ferah ın şarkı sözü değil şiir olarak yazmış olduğunu belirttiği, ilk albümünün muhteşem ötesi parçası.davul ilahı için ise;

(bkz: iskender paydaş)

(bkz: vincent cavanagh)

dokunulmaması, sadece okumakla yetinilmesi gereken başlıktır. açanlar ajdar olsundur, anık olsundur, şahin olsundur, k olsundur.
puanını seven gelmesin.

yok ben yine de hipermetrop gözlük takmayı tercih ederim. bi denedim, özellikle indy’nin entrylerini okuyunca o puntolarla, bağırıyomuş, çığlık atıyomuş gibi geldi. maazallah. almayayım.

bir oyuncak gemi yapmıştır yada uğraşmamış kağıtlardan uçak yapmış gitmiştir o bu diyardan. yemesin elalemi mümkünse.
bu arada antalya azıcık kurtulur kendisinden gerçekten gittiyse. 30 günün 250’sini konser vermekle geçiriyodu çünkü beachpark’ta. sakız parasına konser ücreti. pehh.

elveda rumeli
kızancıklar
gothica
i m fucking matt damon

deep purple-lalena

osuruğunu tutarak intihar etmeye kalkışmaktan bi gömlek daha kabul edilebilir bir saçmalık. böyle intihar eden bir brokoli, eşek cennetinde derin bir oh çeker kanımca.

(bkz: mangal sucuk negzel gider şimdi)

müberranın kocası olmak işe yaramamış. artık müberranın teyze oğlu yada müberranın dıdısının dıdısı olarak bekliyoruz tekrar. sıkıysa...
son iğrenç ötesi entrysinden sonra rezervasyon yapıldığını düşünüyorum ilk uçağa. uçmak istedikten sonra, bohçalar içinde, kurdelelere sarılı, parfümlenmiş halde yollanır o bilet. kafası basmamış bilgiç.
hangi adaya bodosladığı konusunda bir fikrim yok fakat, umarım yanına 2 şeyle birlikte müberrayı da almamıştır.

1969 tarihli deep purple albümünün en muhteşem parçası.
ve sözler;

i see reflections in the water
autumn colours, summer’s daughter
and as as the year is growing older
i see winter on my shoulder
i stand in the haze
watching stormy ripples grow on my own
never knew your needed
till i found myself standing here alone

and in the water, such a sad face
slowly drowning, such a sad face
if only i could change the seasons
like a poet, i’ve my reasons
it started to snow in the middle of july
wonder why
never did understand you
my sorrow is hanging in the grey sky

in the summer days we flew to the sun
on melting wings
but the seasons changed to fast
leave us all behind, blind

but then the stone fell on the water
putting end to summer’s daughter
and me, i turn away remembering
all the seasons, such a sad thing
it started to rain in the middle of the sun
winter’s begun

never did understand you
my sorrow is hanging in the grey sky

in the summer days we flew to the sun
on melting wings
but the seasons changed to fast
leave us all behind, blind

bütün bebeklerimin bacak arasına çişlerini kolay yapsınlar diye delik açmaya çalışırdım. bi tanesinde başarmış, üstüne 2 gün boyunca çiş yapmasını beklemiştim.
yapmamıştı.

bu cümleyi slogan yapan hayatı doldurduğuna inanıyorsa onun sorunu."aslında neleri boşaltıyosun ha, neleriii" diye sorulması muhtemel hede.

ayrıca birey birey hayatı nasıl doldurduğumuzu şöyle bir düşününce, kapıcı hayatiyi doldurmaktan farksız olduğunu görüyorum yaptığımız eylemin.