grup vitamin sarkisi, matraktir, dinlenilesidir.
offfffff.....üzülme bebeğim, sakın üzülme
olmadı işte. ayrıldık.
kızmadım sana, kızamıyorum.
yeter ki sen üzülme..
ben sana hiç kıyar mıyım,
yani o kadar da hıyar mıyım?
hıyar dedim de aklıma geldi;
yeni sevgilinle aran nasıl?
o da seni, benim seni çok sevdiğim gibi seviyor mu?
ara sıra görüşelim olur mu?
misafir ol gel bana, yumurta kırayım sana.
param pulum yok ama, borç yazdırırız bakkala.
seni nasıl sevdiğim senin hiç şeyinde eee... umurunda değil.
hatırlar mısın bilmem, o mahur beste çalar
müjganla biz fenalaşırdık.
ha, sahi geçen gün bekledim seni.
saza niye gelmedin?
seni bilmem ama ben acaip gaza geldim,
sonra soda içtim, geçti.
hatırlamalı, sevgiyle anmalı, unutmamalı, incitmemeli,
uçan memeli, kaçan memeli, tutan memeli..
öbürü de gelmiş, hani bana, hani bana demiş..
biliyorsun, ne yapsam ayrılamam senden asla
hafife alma aşk vurur insana
bir de yer vurur sonra
masatenisi, bu kadar kolay sanma
ilvanlım, ilvanlım, ilvanlım, ilvanlım amaaan neyse...
sen çok güzelsin, a acaipsin, b acaipsin, c hiçbiri, d hepsi, senin mi?
hatırlar mısın sazlar çalınırdı çamlıcanın bahçelerinde
benim de arabanın teybini calmışlardı,
şimdi de seni çaldılar benden.
ve şimdi içiyorum her gece.
her gece başka bir işkembe,
paça, tuzlama, kokoreç, kelle.
gel beni kısmen yelle.
ha unutmadan,
ebabil bir kuşsa, saka daha kuştur.
saka kuş olarak kalacaktır.
kuştur, kuş olacaktır.
kuştu, kuştunuz, kuştular, kuşarlar..
şiiriime burada son verirkene
{bi dakka doktor bey geliyorum}
şiirime burada son verikene
seni çok sevdiğimi söylemek istiyorum.
ha bir de yeni bir kedi aldım o da çok şeker.
gidişim suskun olmuştu ama dönüşüm muhteşem oldu.
yaslı gittim şen geldim, aç koynunu ben geldim...
(bkz: asigin siiri)
sozlugun bir copy paste yuvasi olmasini onlemek icin yapilmasi gereken hede. asiri sallama olanlarinin disinda; yazarin kendi goruslerini yansitmakta olup, renk katmaktadir, yapiniz yaptiriz efenim.
insanlarin veya hayvanlarin veya bitkilerin veya sozcuklerin veya gitarlarin govdelerini inceleyen bilim dali anlaminda kullanilabilitesi yuksek baslik.
(bkz: gotunden entry uydurmak)
(bkz: gotunden entry uydurmak)
insanlarda ve hayvanlarda; bas, kollar ve bacaklar disinda kalan ana kisim.
bitkilerde; yaprak cicek ve meyvelerin baglandigi yerin altina kok seklinde uzanan ana kisim.
dilbilgisinde; basit isim ve fiil koklerinin yapim eki alarak geldikleri durum.
gitarda; manyetikleri, ses tonunu ve seviyesini ayarlayan kontrol devrelerini içeren ve tellerin bir ucunun baglandigi bölümdür.
ayrica;
(bkz: govdebilim)
bitkilerde; yaprak cicek ve meyvelerin baglandigi yerin altina kok seklinde uzanan ana kisim.
dilbilgisinde; basit isim ve fiil koklerinin yapim eki alarak geldikleri durum.
gitarda; manyetikleri, ses tonunu ve seviyesini ayarlayan kontrol devrelerini içeren ve tellerin bir ucunun baglandigi bölümdür.
ayrica;
(bkz: govdebilim)
5 telli bir bas gitar markasi. govdesi kizilagac sapi ise akcaagac ve gulagacindan yapilmis olup, tel uzunlugu yaklasik 85 cmdir. ve an itibariyle fiyati 700 ytl’dir.
iktidar olmasi durumunda bile muhalefet olabilecek birseyler bulmasindan korktugum gul gibi chpyi boka batiran vasat siyasetci.
dogrulugu ata’min zamaninda kalmis olan onermedir...
gunumuze bakildiginda ise aslinda cok dar bir acidan bakildiginda dogru olabilecek soylemdir...
soyle ki;
2002 genel secimlerindeki oy orani %19,39 iken bu oran %20.85’e cikmistir.
diger yonden baktigimizda ise 66 tane sandalye kaybetildigi gorulmektedir. baykal’daki nasil bir dar gorusluluktur anlayan beri gelsin...
gunumuze bakildiginda ise aslinda cok dar bir acidan bakildiginda dogru olabilecek soylemdir...
soyle ki;
2002 genel secimlerindeki oy orani %19,39 iken bu oran %20.85’e cikmistir.
diger yonden baktigimizda ise 66 tane sandalye kaybetildigi gorulmektedir. baykal’daki nasil bir dar gorusluluktur anlayan beri gelsin...
sevgili vatandaşlarım,
benimkiler ve öbürleri… hepinizi ayrı ayrı saygıyla selamlarım…
malumunuz olduğu üzre gergin günler yaşıyoruz.“eminanım niye ben değil de hayrunisa oraya çıkıyor” diye biraz tatava yapınca haliyle biraz gerildik. neyse tam o sorun aşılmıştı ben de rahatlamış pestilimi yiyordum ki telefon acı acı çaldı.bülent arıyor…ersoy olan diil bizim bülent… çok benzer yanları vardır aslında…ne bileyim ikisi de besmelesiz kapıdan adım atmaz mesela…ikisinin de itikatları çok güçlüdür sevgili vatandaşlarım.neyse konumuz bu değil.
bülent dedi ki asker bize muhtıra vermiş. “kime lan dedim? “ “bize” dedi.yanlışın olmasın bülent . bu memlekette başbakanlık yapan tek recep ben dilim oğlum. belki eski başbakanlardan recep peker’e vermişlerdir dedim…sonra ucu yanık mektubu okudum , durum anlaşıldı…bi kere haksız yere yüklenmişler bize … biz de laikiz kardeşim… yani biz de devlet ve din işlerinin birbirine karışmasını istiyoruz… adamı hasta etmeyin. laikiz diyorsak laikizdir. ayrıca demokrasiye de gönülden bağlıyız.daha önce de dediğim gibi demokrasi bir tramvaydır. istediğimiz durakta iner eşekle devam ederiz…ama biz bu tramvayı sevdik… baya para var bu işte… maaşlar iyi yani…ama şunu da sormadan edemiyorum. madem ki demokrasi var ben niye istediğimi yapamıyorum abi… hani demokrasi istediğinin istediğini yapabilme rejimiydi…eğer böyle değilse ben oynamam abi…ama biz gene de asker müsterih olsun , demokrasinin ve laikliğin en yılmaz bekçileriyiz…şu gülen kameramanı çıkartın dışarı yoksa ben çakıcam iki tane…evet nerde kalmıştık…aslında ben çıkacaktım çankaya’ya ama tandoğan’da yollar tıkandığı için çankaya’ya gitmekten vazgeçtim…abdullah bey de çağlayan’da trafiğe takılmış. aslında niye abdullah beyi istemiyorlar anlamıyorum. vakti zamanında “cumhuriyeti yıkmak lazımdır” demiş biri cumhurbaşkanı olamaz mı yani? anayasa’da böyle bir madde mi var? kaldı ki kendisine de sordum. “yıkmak demedim , yıkamak lazım dedim. tertemiz yapmak manasında yani. ama harf düşmüş öyle çıkmış gazetelerde” dedi.iyi bir çocuktur kendisi…sayın sezer gibi santiago eşrafından değildir öz be öz milletin çocuğudur.herkes yüzde 30 yüzde 70 ten büyük değildir diye tartışıyor.neyi tartışıyorsun kardeşim allahtan büyük ne var?
kaldı ki bana bindirilmiş kıtalar değil sindirilmiş kıtalar lazım.sözlerime buradan son verirken daha önce yaptığım bi açıklama ile ilgili pişmanlığımı dile getirmek istiyorum.askerlik yan gelip yatma yeri değildir demiştim. pişmanım…yatsalar fena da olmazmış hani!…
gani mujde
(bkz: peynir gemisi)
benimkiler ve öbürleri… hepinizi ayrı ayrı saygıyla selamlarım…
malumunuz olduğu üzre gergin günler yaşıyoruz.“eminanım niye ben değil de hayrunisa oraya çıkıyor” diye biraz tatava yapınca haliyle biraz gerildik. neyse tam o sorun aşılmıştı ben de rahatlamış pestilimi yiyordum ki telefon acı acı çaldı.bülent arıyor…ersoy olan diil bizim bülent… çok benzer yanları vardır aslında…ne bileyim ikisi de besmelesiz kapıdan adım atmaz mesela…ikisinin de itikatları çok güçlüdür sevgili vatandaşlarım.neyse konumuz bu değil.
bülent dedi ki asker bize muhtıra vermiş. “kime lan dedim? “ “bize” dedi.yanlışın olmasın bülent . bu memlekette başbakanlık yapan tek recep ben dilim oğlum. belki eski başbakanlardan recep peker’e vermişlerdir dedim…sonra ucu yanık mektubu okudum , durum anlaşıldı…bi kere haksız yere yüklenmişler bize … biz de laikiz kardeşim… yani biz de devlet ve din işlerinin birbirine karışmasını istiyoruz… adamı hasta etmeyin. laikiz diyorsak laikizdir. ayrıca demokrasiye de gönülden bağlıyız.daha önce de dediğim gibi demokrasi bir tramvaydır. istediğimiz durakta iner eşekle devam ederiz…ama biz bu tramvayı sevdik… baya para var bu işte… maaşlar iyi yani…ama şunu da sormadan edemiyorum. madem ki demokrasi var ben niye istediğimi yapamıyorum abi… hani demokrasi istediğinin istediğini yapabilme rejimiydi…eğer böyle değilse ben oynamam abi…ama biz gene de asker müsterih olsun , demokrasinin ve laikliğin en yılmaz bekçileriyiz…şu gülen kameramanı çıkartın dışarı yoksa ben çakıcam iki tane…evet nerde kalmıştık…aslında ben çıkacaktım çankaya’ya ama tandoğan’da yollar tıkandığı için çankaya’ya gitmekten vazgeçtim…abdullah bey de çağlayan’da trafiğe takılmış. aslında niye abdullah beyi istemiyorlar anlamıyorum. vakti zamanında “cumhuriyeti yıkmak lazımdır” demiş biri cumhurbaşkanı olamaz mı yani? anayasa’da böyle bir madde mi var? kaldı ki kendisine de sordum. “yıkmak demedim , yıkamak lazım dedim. tertemiz yapmak manasında yani. ama harf düşmüş öyle çıkmış gazetelerde” dedi.iyi bir çocuktur kendisi…sayın sezer gibi santiago eşrafından değildir öz be öz milletin çocuğudur.herkes yüzde 30 yüzde 70 ten büyük değildir diye tartışıyor.neyi tartışıyorsun kardeşim allahtan büyük ne var?
kaldı ki bana bindirilmiş kıtalar değil sindirilmiş kıtalar lazım.sözlerime buradan son verirken daha önce yaptığım bi açıklama ile ilgili pişmanlığımı dile getirmek istiyorum.askerlik yan gelip yatma yeri değildir demiştim. pişmanım…yatsalar fena da olmazmış hani!…
gani mujde
(bkz: peynir gemisi)
ne oldugunu saat 21:00e kadar aciklayamayacagim bir sebepten dolayi comezlige atilmama engel olmus , tecrubeli bilgic, tekrar tesekkurler bilgic .
(bkz: bos bkz kalmasin kampanyasi)
veya
(bkz: bos bkz doldurma kampanyasi)
(bkz: aramanin gucune inanmak)
veya
(bkz: bos bkz doldurma kampanyasi)
(bkz: aramanin gucune inanmak)
mutlu olma durumunda sifirlanan mesafe.
cm cinsinden degeri kisiye, zamana, yere, ve duruma gore degiskenlik gostermektedir.
cm cinsinden degeri kisiye, zamana, yere, ve duruma gore degiskenlik gostermektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?