kitten

çevreyi kirlettim, daha çok çocuğun ölmesine göz yumdum, daha fazla insanın açlık, susuzluk ve tedavi edilebilir hastalıklar yüzünden ölmesine çanak tuttum, biraz daha yağmur ormanını yokettim, küresel ısınmayı biraz daha tetikledim, savaşlarla biraz daha insan öldürdüm, biraz daha fazla insanın kişilik haklarına saldırdım, özgürlüklerini ellerinden aldım, biraz daha fazla hayvanın neslini tükettim, tüketemediklerime çeşitli yollarla işkence ettim, biraz daha fazla kişinin kalbini kırdım. bir saniye ya şimdi farkettim ben bunları aslında tanrı için yapmamışım. tanrıya rağmen yapmışım ve az önce şeytanla görüştüm. tanrının cezamı vereceğini bildirdi bana ve kendi fikrini de açıkladı hakkımda. ben aşağılıkmışım. kimin umurunda bakın ben bugün kendim için ne güzel şeyler yapmışım.

insanın aklına geldiğinde kendini, hayatını ve sorumluluklarını daha iyi sorgulamasını sağlayan soru cümlesi.

ing. kardelen (çiçek olan)

formal dediğimiz yani resmi ingilizce olarak çevirebileceğimiz ingilizce’de karı delen ayşe anlamına gelen tamlamadır. informal yani günlük ingilizce olarak tabir edilen durumda ise fazlasıyla resmi kaçtığından komik bile durabilir. ayşe the snow digger ya da snow digger ayşe daha rahat bir kullanım tarzıdır informal ingilizce’de. ancak reklamdaki anlamıyla yani çiçek olarak kardelenden bahsedeceksek bunun ingilizce karşılığı snowdroptur. dolayısıyla kardelen ayşe de ayşe the snowdrop olarak çevrilebilir. ancak sonuç olarak gramer olarak yanlış olmayan hatta fazla doğru olduğundan komik kaçan tamlamadır. tıpkı türkçe özgeçmişinize naber lan müdür efendi diye başlamanız ya da en yakın arkadaşınıza zat-ı alileri bugün nasıllar acaba demeniz gibi bir durumdur bu.

havva isminin ingilizce’deki karşılığı.

firavun: yalnız o kadar yahudiyi aç susuz gece gündüz çalıştırdık, sırtlarında tonlarca taş taşıttırdık, senelerce bir tür soykırım yaptık, sonuçta bizim guttirik şekilli mezar çıktı meydane ama derim ki hoca efendi, biz bunun içine girdik miydi osiris çarpıvermesin bizi?
luxor rahibi: yav sen koskoca firavunsun canım allasen bi osirisçik sana napıvercek ki? takılmana bak. benim kadehi de doldursana ordan yalnız. susuz olsun ama. sabaha kafam ağrıyo yoksa sulu rakı içtimmiydi.

yaşı biraz geçkince, dili osmanlıca’ya türkçe’den daha yatkın olduğundan camdan içeri sessizce girmek yerine duhul eden sinektir. tarihi eserdir. canlı fosildir. dokunulmadan saklanmalıdır.

eğer şöye 10 yaşından büyük bir çınar varsa etrafta hemen bir çay bahçesi ya da restoran tarafından sahiplenilir ve tabela asılır:
çınaraltı kahvehanesi
çınaraltı restoran
çınaraltı aile çay bahçesi
sonrasında eğer işletme batmaz da bir kaç yıl aynı çınarın altında ömrünü sürdürürse bir anda o semtin ve işletmenin civarının adı gayrıresmi olarak çınaraltı’na değiştirilir.

ülkü bora isimli seramik fabrikası sahibi bayanın arkadaşını trene bindirdikten sonra dengesini kaybedip hareket eden trene kafasını çarpması sonucu ölen saint joseph lisesi öğrencisi oğlu burak bora için yaptırdığı okuldur. okulun dağ başında olmasının sebebi okul yapılırken soğanlık’taki arsa fiyatlarının epeyce düşük olmasıdır. ancak sonradan ülkü bora hızını alamamış kendi adına ve kanserden ölen kocası adına da okullar yaptırmıştır kartal civarına.
okulun kendisine gelecek olursak. 2000’li yıllara kadar başarı grafiği yukarı giden okul biz 2002 mezunları tarafından kömürcü çırağı kod adıyla çağrılan bir müdürümsüye kavuştuktan sonra tamamen cozutmuştur. önce idare ve öğrencilerin arası kısa süre sonra da idare ve öğretmenlerin arası bozulmuştur. bu sırada ilköğretimin 8yıla çıkması sonucu okula liseden giriş yapan bir grup da sağolsun tuz ve biber ekmiştir duruma. bu müdür ya da kömürcü çırağı kod adlı binali kayacan kişisinin bayrak töreni esnasında okulumuzun başarısı çok düştü arkadaşlar kızlarımız etek boylarını uzatsın cümlesini sarfetmesi, ertesi hafta inadına daha da kısalan eteklere ithafen o etekler bileklere kadar uzatılacak açıklamasını yapması ve külotlu çoraplar çıksın kısa çoraba geçelim yanıyoruz çığlıklarına yine bir sonraki hafta ya o etekler bileklere kadar uzar ya da nah görürsünüz kısa çorabı yanın bana ne mealindeki açıklaması sonucu ağzının payı okula eteklerini olabildiğince kısaltmış ve kısa çoraplı gelen kızlar tarafından verilmiştir. ancak ne yazık ki ta ortaokulda o okula giriş yapmış ve 7senesini vermiş öğrencilerin mezun olmaları sonucu malesef suyu tamamen çıkmış okuldur. yine de 2002 mezunları bana göre halen efsanedir.
okulun o zamana dek gördüğü en kalabalık ve birbirine en düşkün dönemdi. üniversite sınavı için raporlar alınmıştır. okuldaki son gündür topluca. bir aksiyon yapılmak istenir. bütün dönem aralarında para toplar. bir takım çalgıcı tutulur. darbukası kemanı klarnetiyle. şişe şişe ucuz şampanyalar alınır. ve bahçede başlayan halay okul kapısında patlatılan şampanyalar ve atılan göbeklerle son bulur. zamanında o okulda olan şimdi yerleri yurtlarını kaybettiğim öğretmenlerim anısına da sözlüğün ebesiyle münasebete girmek pahasına selam yolluyorum. bir duyan bilen varsa iletir umuduyla.
perran evrenos
erdal zor
yıldız çıtak
serpil nergis
ahmet danacı
gülden aydos
oral dabakoğlu
hanife gülmez
mehmet tatlı
faruk uzun
sadık tanyeri akkuş

göğün dibi delinmiş gibi yağmurları insanın içini karartan gökyüzü yemyeşil ormanları. son derece büyük sanayi kuruluşları ile binlerce hatta onbinlerce lezzeti bir arada yaşamaya sebep olan "dev" şehir. efendim sözlük yazarlarımızdan mandela da uzun bir süre burada ikamet etmiştir. kendisine saygısızlık olacak ama biraz bahsedeyim. sanayi mahallelerinde gezerken donut çalan bruce springsteen triplerine girilebilir ki bu doğaldır zira springsteen de çalardı. efendim biraz daha şehire girilirse burnunuza mis gibi seattle sound kokuları gelir. evet evet bu doğru seattle sound kulaktan önce burna gelir bir isyan bir barut kokusu gibi kokar bu şehir. sonra tınılar gelmeye başlar kulaklara aha işte o zaman pearl jam, nirvana resmi geçit yapmaya başlar beyninizde. güneşli günlerden birine denk geldiyseniz sevinin zira ormanlarındaki küçük göllerinde piknik yapıp biraları jointleri götürebilirsiniz. kurt cobain’in sesi gibidir seattle acı dolu ve isyankar.

edit:
unutmadan kendisi otomobil şehri olarak bilinir amerikada.

frisco bir istanbul kopyasıdır aslında çok fazla dik yokuşları o yokuşlarda işleyen tranvayları ile bayağı bir güzeldir. frisco aynı zamanda summer of love ve hippy hareketinin beşiğidir eş cinsellerde özgür aşk kavramına sığınarak gelirler. ashbury’e gidilmesi farzdır zira orası summer of love’un hippylerin beşiğidir. yanınıza bir siyah yaklaşır bud green der ki bu da ot içer misin tadında bir durumdur. velhasıl istanbuldan sonraki ikinci evim.

edit:

rıhtımlar da oturup balık tutmak ve ucuz viski içmek ayrı bir lezzettir.

hani insan bazen birşeyi anlatmaya çalışır da düzyazı cümleleri eksik kalır, amaca hizmet etmez, o kişiyi anlatmaktan aciz kalakalır ya, işte o anlarda şiir cümleleri, mısralar devreye girer, anlatanı çok zor bir durumdan kurtarır rahatlatır. işte o rahatlığı yaşamanın tadıyla
(bkz: aşağıdaki şiir):


her gün biraz daha yalnız robespierre
ve fransa biraz uğultulu
yalnızdır akşamı yok edilen bir subay
bilinmez ürkütülmüş atları ne çok sevdiği
her yalnızlık biraz ihtilal.

çok şeyleri kadınlar için yaptım, kadınlar
onlar ki yokmuşum gibi sevdiler beni
beğenmek, beğenilmek gibi ayrı kaldılar
bir gün de akşamdı, ben o akşamı hiç unutmam
her sessizlik biraz ihtilal

işte bir tanrı evi, kimler ki geçerken uğruyorlar
sonra çılgınlar gibi kalabalığa
belki de yarı kalmış bir sevgiye koşuyorlar
belki de her boyun eğdikleri, her diz çöküş
yavaşça bir ihtilal.

(bkz: fair trade)

harika çantaları ve t-shirtleri olan alışveriş manyaklığınızı tatmin ederken bir işe yarayabileceğiniz site. kredi kartı kullanımı konusunda gayet güvenlidir. en azından benim başıma hiçbir şey gelmedi. ayrıca hayatları kurtarılmış hayvanlara ücretsiz günlük yemek, meme kanserine karşı kadınlara birer birer mamografiler, ihtiyacı olan çocuklara kitaplar gönderebileceğiniz sonra efendim metrekareler halinde yağmur ormanları kurtarabileceğiniz aparatları da vardır anasayfanın üst kısmında. bu ilişkili sitelerdeki butonlara da hergün tıklayarak biraz daha fazla işe yarayabilirsiniz. ya da bu sitelere ait ürünleri satın alabilirsiniz.

yuvalarını su bastığında kendilerini doğuran ve kolonilerinin devamını sağlayan kraliçeyi hayatta tutmak için kendi bedenlerini yanyana getirip, kenetlenip sal yapar karıncalar. bu salın üzerine kraliçe karınca alınır ve kuru bir toprak parçası bulana kadar indirmezler.

tacizci yaşlı dedeler tarafından en çok kullanılan taciz yöntemidir. yanınıza tıngır mıngır tonton bir amcacık oturur. rahat otursun adamcağız diye yaşına hrmetle az birşey daha toparlanırsınız. ama gittikçe amca kaykılmaya başlar koltukta. önce huzursuzca tepinir debelenir. o sırada ay canım rahat oturamadı heralde der biraz daha toparlanır edepli adaplı oturursunuz. maksat yaşlı bir insanı rahat ettirmektir elden geldiğince. daha sonra ise amca da garip kımıltılar başlar. bacaklar iki yana açılmaz çoğunlukla otobüs doldukça sanki koridordakilere değmemek için yaparcasına bacaklar size yaklaştırılır. son noktada dedenin bacakları sizinkilere sonradan eklenmiş siyam ikizleri gbi gözükürken siz de yaşlı bir insana söylendiğinizde bütün otobüsün üzerinize hücum edeceğini bildiğinizden bir hışımla sanki birine yer verircesine kalkarsınız ve kendinizi kurtarırsınız. bu süreç içerisinde dedenin yüz ifadesi ufo gören masum köylüden, arabesk filminde içeri dalan müjde ar’ı gören kahve insanları suratına kadar değişir. son raddede siz kalkıp giderken ise artık taciz edemeyecek olmanın buruk hüznü surata bir küçük emrah bakışı verirken arkadan poponuzu izleme zevki yeni yemek yemiş bir makak maymununu andırmaktadır amcada.

pitbulların saldırdıklarında o bilekleri çatur çutur kırmadan bırakmayacağını hesap edememiş ve nedense bir pitbull’un ağzını iki bileğini birden içine sığdırabilecek kadar geniş sanan iki bandaj sarıp televizyona çıkan kişi. olaydan çok kısa bir süre sonra hoplaya zıplaya dans ederken yine televizyonda görülmüş kişi.

hatalıysam çaldır ben ararım ve altında telefon numarası yazanlar da vardır.

bu kızların bu davranışının belirli ebepleri vardır tabi ki. bazıları çok kapalı yetiştirildiğinden bir erkeğin kendisine selam vermesinden dahi mana çıkartabilmektedir. bir kısmı etrafa namuslu ya da çok popüler görünmek adına selam veren kişiyi asılıyormuş gibi gösteriri ve duruma göre ya yanında kabaca uzaklaştırır ya da sevine gerine arkadaşlarına anlatır. başka bir durumun nedeni ise şimdiye dek bir orman ayısı kadar dahi nezakete kavuşamamış bir grup iki ayağı üzerine kalkmış insan benzerinin kendisine merhaba dedikten sonra ikinci cümlesinde ohhhşş annaaaamm benzeri bir yaklaşım sergilemiş olmasıdır. kız da biraz tecrübesizse tümevarım yaparak korkmuştur. ayrıca yine benzeri sebeplerden bu kızların bir üst modeli çıkmıştır. onun için:
(bkz: otobüste yer veren erkeğe sapık muamelesi yapan kız modeli)

bugün istanbul gösteri merkezinde 4500 davetli önünde evlenecek olan kişi. nikahını istanbul büyükşehir belediye başkanı kadir topbaş kıyacaktır. nikah şahitlerinin recep tayyip erdoğan ve bülent arınç olması beklenmektedir. ardından boğazda adile sultan yalısında sadece 400 davetlinin katılacağı bir yemek yapılacaktır. bir kaç hafta önce annesi hayrünnisa gül hanım’ın bu organizasyonun mümkün olduğunca sade olmasını istediği haberlerde gezmiştir. organizasyonun her iki kısmına da basın alınmayacaktır. güvenlik için kuş uçurtulmamaktadır olay mahallinde dünden beri.

kırma bir köpek olduğu için ebeveynlerine bağlı olarak psikolojik problemleri olabilen türdür. ancak her hayvan gibi bu köek türü de eğitimine göre davranır. siz dövüşçü yapıcam adı altında hayvanı karanlık bir odada aç susuz kilitli bırakırsanız ve vahşi olsun oluuuummmmmm nidalarıyla günde üç öğün durduk yere döverseniz işte o hayvan manyak da olur psikopat da olur. ancak bir golden retriever, bir kaniş, bir ne bileyim st. bernard gibi otur kalk komutlarını ceza değil ödül yöntemiyle öğretir, alırken de hayvanın anası babası soyu sopu hakkında az birşey bilgi edinirseniz o hayvan bebeğinizin bezini bile bebeği uyandırmadan değiştirir. ve itiraf edelim ki yolda yürürken gördüğüm elinde pitbull dolaştıran çoğu kişi şunu söylüyor. ya sormayın süper bi dövüş makinesidir. öyle yetiştirdim ben. nihahhhhahahah. bu mantıkla köpek yetiştiren insanların bir de çocuk yetiştirme tarzını düşününce içim ürperiyor vallahi.