confessions

katip yaz kizim

- Yazar -

  1. toplam entry 23
  2. takipçi 1
  3. puan 6874

dolmuş diyalogları

katip yaz kizim
1.. yolcu: - mükemmel bir yerde inebilir miyim? (yolcunun kafası karışık sanırım, kendisi de dolmuştakilerle güler söylediğine) şoför kadını
indirirken:
- buyrun size layık değil ama!

2.. yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer; - müsait bi yerde iner misiniz? şoför: niye sen mi kullancan

3.. rumeli-hisarüstü otobüsüyle taksim’e doğru gidiyoruz. adamın biri beşiktaş dolaylarında gayet aceleci bir tavırla
- kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?
bizim şoför olaya hakim: tabi abi ayıp ettin. al götür. senden kıymetli mi?

4.. ankara’da, çok sıcak bir günde, dolmuştaki bir kokona yelpazesiyle
-şöfeer bey klimayı açar mısınız çok sıcak olduu demişti.
pala bıyıklı şoför amca teyzeyi bir sure süzdükten sonra, kapıyı açıp açıp kapatmaya başladı.

5.. şişli-taxim dolmuşunda, kapıyı ermeni bir teyze açtı, son derece belirgin bir ermeni aksanı ile:
- pardon şoför bey, acaba harbiye’den geçeyooor? şoför şöyle bi koltuğa kolunu atıp arkasını döndü ve aynen aksanı taklit ederek
-yok uçarak havadan gideyooor !!!
(dip not: şişli’den taksim’de harbiye’den geçmeyen bi hat yok)

6.. istanbul’dayız... dolmuşa bindik, dolmuş doldu, tam kalkacak, elemanın biri açtı kapıyı, içerde tıkış tıkış oturmuşuz, önde 3 kişi arkada 4... eleman hala bir umut sordu:
- kaptan, yer var mı? şoför de arkasını dönüp cevap verdi:
- bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım

7.. trabzon- sürmene arasında çalışan dolmuştayız. ileride yol üstünde duran bir bayan dolmuşa el kaldırdı, elinde çantaları vardı. dolmuş şoförü zaman kazanmak için kadının önünde durur durmaz arabadan indi ve dolmuşun arkasına bagajı açmak için yöneldi. bu sırada kadın dolmuşa binmek için kapıyı açtı;
-aaa bu dolmuşun şoförü yok.. deyip binmeden kapıyı kapattı.

17 aylık bebeğe tecavüz

katip yaz kizim
izmir milletvekili dr. canan arıtman’ın, bebek tecavüzcülerinin ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını öngören yasa teklifinin bir an önce meclis gündemine alınarak yasalaştırılmasını talep ediyoruz. destekliyor musunuz?

www.tbmm.info/cananaritman

tarihte bugün

katip yaz kizim
8 aralık
1942. vatan gazetesi, hitler ve mihver devletler aleyhtarı yazılar nedeniyle kapatıldı.

1962. avrupa birliği devletleri, karşılıklı sağlık yardımı antlaşması imzaladılar. antlaşmaya türkiye de katıldı. buna göre yurtta tedavisi mümkün olmayan hastaların bakımını bu imkana sahip devletler yapacak.

boyner in ogudu

katip yaz kizim
mahiyetini yetiştirmeyenlere ithaf olunur.

boyner holding yon.kur. başkani cem boyner tüm çalışanlarına yollamış !!!

doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki,
kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış.
bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dahil hiç kimse sokağa çıkamazmış.
kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş.
yanında da en yakın yardımcısı haso. ağa sırtını köye doğru
döner sonra sorarmış:
-"ula hasso, ahali bakiy mi?"
hasso cevap verirmiş:
-"evet ağam, hepisi de bir olmuş, pencerelerden bakir."
ağa çisiyle karın üzerine imzasını atarmış "abdullah cizrelioglu".
sonra da bir nokta koyarmış ve sorarmış:
-"hala bakirler mi?"
-"he ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkışlirler."
her sene ayni tören sürermiş. aradan 7 yıl geçmiş. ağa yine, kar tuttuktan sonra, çıkmış köy meydanına.
sormuş hasso’ya:
-"ahali bakir mi?"
-"he ağam, bakirler, köpekler, kediler bile camdadır."
ağa "abdullah" diye adini , arkasından "cizrelioglu" diye soyadını
yazmaya başlamış ki; kalakalmış, çünkü yaş gereği prostat. halka rezil olmak var.
alçak sesle hasso’ya sormuş:
-"bakirler mi?"
-"he ağam, bakirler de, sen ne diye durdin öyle?"
ağa çaresiz:
-"ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu." diye emretmis.
hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın
kulağına eğilip :
-"ağam, kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin, sırtıma vurdin aptal dedin.
ha bu kulun okumayi yazmayi sökemedi ki, ucuni tut da yazının devamını sen yaz."

birlikte çaliştiklarinizi eğitmezseniz .......
tutacağiniz gün yakindir.

yaran fıkralar

katip yaz kizim
topaç ismail

ismail isminde bir adam olum doseginde karisina :
- "karicigim, ben olmek uzereyim. tanriya dua ettim, eger karim ben oldukten sonra bir erkekle yatarsa ahirette kendi etrafimda bir kez donecegim. eger benim öbur dunyada rahat etmemi istiyorsan lutfen benden sonra hic bir erkekle yatma olur mu?"

kadin:
-"kocacigim o nasil soz, tabii ki sana oldukten sonra da sadik kalacagim", der ve ismail olur. yillar sonra kadin da olur ve obur dunyaya gider kocasini aramaya baslar. kapidaki gorevliye sorar:

-"kocami ariyorum ismi ismail", gorevli:
- "hangi ismail? hanimefendi, burada milyonlarca ismail var." kadin:
- "arasira kendi etrafinda bir kez donen birisidir." gorevli:
- "ha, sen topac ismail i ariyorsun, az ileride".


yatak odası diyalogları

katip yaz kizim
(ara: birol güvenin )yeni kitabının adı. içeriği hakkında yorum yapmaya gerek yok zannediyorum direkt örneklere geçelim.

sevişmeye bizim kadar uzun zaman ayıran başka bir çift yoktur...

- evet, 3 dakika...

- ama 2 saat 3 dakika. 2 saat ikna, 3 dakika sevişme...

* * *

- ben yatakta dürüstlük isterim...

- o zaman açık konuşayım romantik gecelerdekiler hariç hepsi taklitti!

* * *

- özür dilerim ama önce banyoya girmem lazım...

- yatağa gelirken makyajını siliyorsun, kirpiğini çıkarıyorsun, saçlarını çıkarıyorsun, lenslerini çıkarıyorsun ve başka bir kadın oluyorsun. kendimi kandırılmış hissediyorum...

* * *

- benimle el ele tutuşmadan, elini omzuma atmadan, yanağıma küçük öpücükler kondurmadan ve bütün bunları diğer insanların önünde yapmadan ruhum sana ait değildir...

- ben zaten bedenini istiyorum...

* * *

- bende hiç giriş gelişme bölümleri yoktur. sadece sonuç vardır...

- erkek için cinsellik sıcak suya karıştırılıp hemen içilen nescafedir, kadın için ise kısık ateşte yavaş yavaş yapılmış köpüklü bir türk kahvesidir...

alkolün yan etkileri ve çözüm yolları

katip yaz kizim
alkolün yan etkileri ve çözüm yolları

1.

belirti : ayağınız ıslak ve soğuk.
sebep : bardak yanlış açıyla tutuluyor.
çözüm : bardağın ağzı yukarıya gelinceye kadar çevirin.

2.

belirti : önünüzdeki duvarda lambalar var.
sebep : zeminde yatıyorsunuz.
çözüm : vücudunuzu zemine 90° açı yapacak şekilde konumlandırın.

3.

belirti : zemin bulanık görünüyor.
sebep : boş bir bardağa bakıyorsunuz.
çözüm : hemen bardağı sevdiğiniz bir içecekle doldurun.

4.

belirti : zemin hareket ediyor.
sebep : sürükleniyorsunuz.
çözüm : en azından sizi nereye götürdüklerini sorun.

5.

belirti : ne zaman birisi konuşsa kulağınız yankı yapıyor.
sebep : kulağınızı bardağa sokmuşsunuz.
çözüm : kendinizi maskara yapmayı bırakın!

6.

belirti : oda sallanıyor, herkes beyaz giyinmiş ve müzik sanki tekrar edip duruyor.
sebep : ambulanstasınız.
çözüm : hareket etmeyin. uzmanlar gereğini yapar.

7.

belirti : babanız ve kardeşleriniz yabancı gibi bakıyor.
sebep : yanlış evdesiniz.
çözüm : evinizin yolunu sorun.

mehmet öz

katip yaz kizim
dunyanin en unlu kalp doktoru mehmet öz`ün arabasi bozulmus,
arabasini tamire goturmus.tamirci arabasinin kaputunu acmis
ve mehmet öz`e donerek:
size bir sey soracagim.nerede ise ben ve siz ayni
isleri yapiyoruz.
mesela ben simdi itina ile kaputu acacagim bir bakista
problemin nerede oldugunu anlayacagim, kapakciklari temizleyecegim,
gerekirse kablolari, motor yagini degistirecegim, hatta cok
gerekli ise motoru cikarip yerine yenisini takacagim. soylesenize nasil
oluyorda siz milyon dolarlar kazaniyorsunuz ama ben metelige kursun
atiyorum?
bunu uzerine mehmet öz tamircinin kulagina egilmis
ve soyle demis:
bunlarin hepsini motor calisiyorken yapmayi
denesene !!!

albert einstein

katip yaz kizim
einstein konferaslarina hep özel soförü ile giderdi.yine bir konferansa gitmek üzere yola çiktiklari bir gün soförü einstein`a,

"efendim,
uzun
zamandir siz konusmanizi yaparken ben de arka siralarda oturup sizi dinliyorum ve artik neredeyse söyleyeceginiz her seyi kelimesi kelimesine biliyorum" dedi.einstein gülümseyerek ona bir öneride bulundu:
"peki, simdi
gidecegimiz yerde beni hic tanimiyorlar" dedi. "o halde bugün palto ve sapkalarimizi degistirelim, benim yerime sen yap konusmayi, ben de arka sirada seni dinlerim." soför, gercekten cok basarili bir konusma yapti ve sorulan tüm sorulari dogru yanitladi. tam yerine oturacagi sirada bir kisi, o güne kadar konferansta sorulmamis bir soru sordu. soför, hic duraksamadan soruyu soran kisiye döndü ve "böylesine basit bir soruyu sormaniz gercekten cok garip" dedi.sonrada einstein`i isaret ederek söyle devam etti: "simdi size arka sirada oturan soförümü cagiracagim ve sordugunuz soruyu, göreceksiniz, o bile yanitlayacak."


mustafa kemal atatürk

katip yaz kizim
gafil, hangi üç asır, hangi asır,
tuna ezelden türk diyarıdır.
bilinen tarih söylememiş bunu,
kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
dinleyin sesini doğan tarihin,
aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak.
yaşanan tarihi gömüp doğru tarihe gidin.
asya`nın ortasında oğuz oğulları,
avrupa` nın alpler` inde oğuz torunları,
doğudan çıkan biz, batıda yine biz;
nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
hep insanlar kendini bilseler,
bilinir o zaman ki hep biriz.
türk sadece bir milletin adı değil
türk bütün adamların birliğidir.
ey birbirine diş bileyen yığınlar!
ey yığın yığın insan gafletleri!
yırtılsın gökteki gafletten perde,
hakikat nerede?

mustafa kemal atatürk

veysel karani

katip yaz kizim
rumda acemde aşık olduğum,
yemen illerinde veysel karani
hak peygamber sevdi ve dostum dedi
yemen illerinde veysel karani

anasından doğup dünyaya geldi
melekler altına kanadın serdi
resulün hırkasını tacını giydi
yemen illerinde veysel karani

erenler önünde kemer belinde
ak nurdan beni var o sağ elinde
veys sultan derler hak divanında
yemen illerinde veysel karani

sabsah namazını kılıp giderdi
gizlice rabbine niyaz ederdi
anın işi güçü deve güderdi
yemen illerinde veysel karani

bir deveyi bir akceye güderdi
onun da nısfını zekat ederdi
develer bileşince tevhid ederdi
yemen illerinde veysel karani


elinde asası hurma dalından
eyninde hırkası deve yününden
asla hata gelmez onun dilinden
yemen illerinde veysel karani

yastığı taş idi döşek postu
cennetlik eylemek ümmeti kastı
hakkın sevgilisi habibin dostu
yemen illerine veysel karani

anasından destur aldı durmadı,
kabe yollarını geçti boyladı
geldi o resulu evde bulmadı
yemen illerinde veysel karani

peygamber mescidden evine geldi
veysin nurunu kapıda gördü
sordu aişeye eve kim geldi
yemen ellerinde veysel karani

yunus eydürgelin biz de varalım
ayağın tozuna yüzler sürelim
hak nasip eylesin komşu olalım
yemen illerinde veysel karani.


galatasaray

katip yaz kizim
günün geçici modasına uymakta olan bir anaokulu öğretmeni, sınıfa kendisinin ’fenerli’ olduğunu öğünerek açıklayarak, büyük heyecan içerisinde 4 yaş grubu çocuklara aralarındaki fener taraftarlarının el kaldırmasını ister. taraftar kelimesinin bile ne olduğunu bilmeyen; ancak çok sevdikleri öğretmenleri gibi olmaya özenen ufaklıklar zıpkın gibi kollarını kaldırmışlar hemen, biri hariç... öğretmen ufaklık mert’in yanında almış soluğu ve neden diğerlerinden farklı olmak istediğini sormuş ’ben fenerli değilimde ondan’ diye cevap vermiş.
öğretmen hafif sinirli ’peki sen nelisin ozaman?’ diye sormuş.!
’galatasarayliyim ben’ demiş küçük fırlama. öğretmen, birazda kızarak küçük adama neden galatasaray ı tuttuğunu sormuş... ’benim babam da
galatasarayli>annemde’ diye cewaplamış yine gururla... öğretmen iyce
sinirlenerek, yanaklarıda al al olmuş bi şekilde dayanamayarak çıkışmış; ’böyle saçma sebep olmaz. bir düşün bakalım ufaklık, meselaaa... senin annen ve baban birer geri zekalı olsalardı sen ne olurdun?’ küçük adam önce duraklamış, sonra gülümseyerek cevap vermiş... ’tabikiii f e n e r l i’

cem yılmaz

katip yaz kizim
istikbal marşi

bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak!
dönmeyip amerika’da, arlanmaksızın yaşayacak!.
o benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,
hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak!


çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal!
gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al!
olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal,
hakkını vermezsen burdaki ortaklarının behemehal!


ben ezelden beri aç yaşadım,aç yaşarım!
hangi hükümet beni kurtaracakmış,şaşarım!
kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım!
yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım!

mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar,
benim -ceğiz, -cağız diyen bir hükümetim var!
bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar?
"avrupa birliği" denen tekdişi kalmış canavar!

arkadaş, meclis’e namusuyla çalışanları uğratma sakın!
işe aldıracakların, olsun hep sana yakın!
gelecektir, cezanı vereceği günler hakkın,
kim bilir belki yarın, belki yarından dayakın!


yaktığın yerleri "orman" diyerek geçme, tanı!
çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı!
gözleri açık yatır seni kurtaran atanı,
satılmadik o kaldı, durma satıver şu vatanı!

sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda!
semizlettin apo’yu, mezarında dönsün şüheda!
uydurma kanunlarla meclis’ten getirin seda!
on bin yıllık tarihe, yurdum ederken veda!

cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?
yediginiz herzelere başka ne demeli!
oyuverin altını iyice sallansın temeli,
yurdumun ki, sonunda vatandaş kükremeli!

o zaman durur belki gözümden akan yaşım,
o zaman doğrulur belim, yukarı kalkar başım,
o zaman boşa gitmez yıllarsüren uğraşım!
hesabini verip de gittiğiniz gün kardaşim,


dalgalanın dolar gibi sizde şimdi ey suçlular!
olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular,
ebediyen, öyle yok hesapsız bir iktidar!
hakkıdır "garip yaşamış vatandaş"ın da gülmek,
hakkıdır ezilmiş milletimin, aydınlık bir istikbal!

cem yilmaz

erkek

katip yaz kizim
mükemmel erkek :)

orta yaşlı zengin ve dul bir kadın artık hayatını yanlız geçiremeyeceğini anlayarak gazeteye bir ilan vermiş;
- ’’zengin bir dul bayan hayatını paylaşabileceği bir hayat arkadaşı
arıyor yanlız aşağıda yazılı şartlarıma uyması gerekir’’.
1. - ’’beni dövmeyecek’’.

2. - ’’beni birakip kaçmayacak’’.

3. - ’’yatakta süper olacak’’.

aylarca telefon çaldı. ev mektuplardan geçilmedi ve kapının zili durmadı ama sonuçta kadın hiçbirini beğenmedi ve kendine uyğun bulamadı. bir gün kapı çaldı, kadın kapıyı açtığında yerde paspasın üzerinde yatan kolları ve bacakları olmayan bir adam gördü.

- ’’kimsin? ve burada ne yapıyorsun?’’.

- ’’merhaba, artık aramanız gerekmiyor, bugün şanslı gününüz ve ben hayallerinizdeki erkeğim bakın kollarım yok sizi dövemem bacaklarım yok istesem’de kaçamam!’’.

- ’’eee.. yatakta süper olduğunu nerden çıkardın?’’.

- ’’kapıyı neyle çaldık sanıyorsun’’
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol