virginia woolf

louandreassalome
ingiliz feminist,yazar,romancı ve eleştirmen.

1882’de londra’da dünyaya gelen virginia woolf, victoria çağı’nın tanınmış yazarlarından sir leslie stephen’ın kızıydı. annesi de babası da daha önce başkalarıyla evlenmişler, dul kalınca da bir araya gelmişlerdi.her ikisinin de ilk eşlerinden çocukları vardı.sir leslie stephen’ın ilk eşi,ünlü romancı thackeray’nın kızıydı.thackeray’nın eşi akıl hastası olduğundan, leslie stephen’ın bu kadından olan kızı laura,anneannesine çekmiş,yirmi yaşında bir akıl hastahanesine kapatılmıştı.o yıllarda kadınların ikinci planda kalmasına rağmen woolf, anne babasının açık görüşlülüğü sayesinde evinde iyi bir eğitim almış ve yazmaya başlamıştır. 1895’de bir gazetede kısa hikayeleri yayınlanmıştır.

1904’te londra’daki bloomsbury’ye taşınması ise hayatının dönüm noktası olmuştur. bloomsbury grubu içinde birçok ünlü edebiyatçıyı barındıran ve cinsel konulardaki özgürlükçü tavırlarıyla tanınan bir grup entelektüelden oluşuyordu. grupta john maynard keynes, e. m. forster, roger fry, duncan grant ve lytton strachey gibi ünlüler vardı. woolf 1909’da bir süreliğine lytton strachey ile nişanlandıysa da 1912’de leonard woolf ile evlendi.

bu arada kadınlara da yakınlık duyan virginia woolf’un eserlerinde kadın yakınlıklarına bol bol ratlanır. bir klasik olan orlando isimli romanı bir aşk mektubuyla beraber sevgilisi vita sackville-west’e adanmıştır.1925 yılında yayımlanan mrs. dalloway ünlü yazarın adıyla anılacak bilinç akışı tekniğinin en başarılı örneğidir.

virginia woolf, 28 mart 1941’de içine düştüğü ruhsal bir bunalım sonrasında evlerinin yakınlarında bir nehre atlayarak intihar etti. yazar,modernist hareketin en önemli kişilerinden biri olarak tarihe geçmiştir ve roman türünün gelişimine büyük katkıda bulunmuştur.1929 tarihli "kendine ait bir oda" feminst hareketin klasik bir romanı olarak kabul edilir.

eserleri:

gece ve gündüz
dalgalar
deniz feneri
flush bir köpeğin romanı
jacob un odası
kendine ait bir oda
mrs dalloway
orlando yaşamöyküsü
perde arası
yıllar
virginia woolf un günlükleri


http://tr.wikipedia.org/wiki/virginia_woolf
kafkaesque

tek tutkusu yazmaktı ,
tek yaşama amacı yazmaktı...
sinir krizlerinde tek ilacı da yazmaktı.
ve ölümü de
bir nevi yazamamak korkusuyla gerçekleşti...

yıl 1941 ,
yer ingilterede sussex nehri civarı
bir insan, bir kadın, bir feminist,
bir eleştirmen, bir romancı,
bir lezbiyen;
hastalıklı bir beyin,
zayıf bir beden,
üstünde bir elbise, cebinde taşlar,
önünde bir nehir
ve aklında intihar...

yürüyor yavaş yavaş nehre doğru..
kim bilir neler düşlüyor ölüme giderken...
arkasında
sadece bir kişi bıraktığını düşünüyor:
leonard woolf...
kocası,
arkadaşı,
yayımcısı,
onu hayata baglayan tek canli

ve cebinde taşlar ile giriyor nehre
yürüyor ölümüne..

geride bir veda mektubu bırakıyor.
leonard woolf’a
yani onu
ilk ve son defa anlayana:

"leonard woolfa, 18 mart 1941,

sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumdan eminim. yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. bu kez iyileşemeyeceğim. sesler duymaya başladım, hiçbir şeye odaklanamıyorum. bu yüzden yapabileceğimin en iyisi olduğunu düşündüğüm şeyi yapıyorum. sen bana verilebilecek en büyük mutluluğu verdin. benim her şeyim oldun. bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. artık savaşacak gücüm kalmadı. hayatını mahvettiğimin farkındayım, ben olmazsam rahatça çalışabileceğini de biliyorum. bunu sen de göreceksin. görüyorsun ya, bunu bile düzgün yazamıyorum. okuyamıyorum. söylemek istediğim şu ki, yaşadığım her mutluluğu sana borçluyum. bana hep sabır gösterdin, çok iyi davrandın. demek istediğim, bunları herkes biliyor. eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. bir tek senin iyiliğinden eminim, onun dışında her şey terk etti beni. hayatını mahvetmeye devam edemem. birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum."

gözden kayboluyor...
sürüklüyor onu nehir
ve ardından

gerisi yalan
halukarnas
üniversitede drama dersinde bir dönemimi yiyen kitabı to the lighthouse ile hayatımı karartan kişidir..ders çıkışında arkadaşa nereye gidiyorsun? diye sordugumda cevap olarak "to the lighthouse" cevabını alıp orda yıgıldıgım durumu yaşatan feminist yazar.
pelagehatun
bilinçakışı tekniğini en iyi kullanan yazar olduğunu düşündüğüm yazar kişisi.sudan çok korktuğu halde ayağına taş bağlayıp suya atlayarak intihar ettiği rivayet olmaktadır. en ilginç kitabı dalgalar dır.
aysemayse
yazarın deniz fener’i romanını dilimize çeviren naciye akseki öncül yazdığı önsözde şöyle demiştir:
"virginia woolf’a göre en önemli sorun önce kimin için yazdığını bilmektir. çünkü bu, nasıl yazacağını bilmek demektir. virginia woolf’un
amaçladığı okuyucu, okuma alışkanlığı olan, başka çağların ve başka
ulusların yazınını da bilen bir okuyucudur.virginia woolf haftalık
yazmak, günlük yazmak, kısa yazmak, uzun yazmak, akşam evine
yorgun argın dönen insana yazmak istemiyor. trende okunmak,
kırda vakit geçirmek için okunmak, uykulu zamanlarımızda okunmak
istemiyor; onu okumak için tüm ciddiyetimizle kitap okumaya
hazırlanmamız gerek. o zaman virginia woolf da bize beklediğimiz
zevki verir."


pinhan
bir yazıya başlamadan önce "ilk cümle" takıntısı olan, ona ulaştıktan sonra devamını "bilinç akışı" tekniğiyle mükemmel bir şekilde yaratan feminist ingiliz yazar. eserleri harkuladedir; mrs dalloway, deniz feneri ve kendine ait bir oda öncelikle okunması gerekenlerdendir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol