erkek çocukların eve misafir geldiğinde, aç çocuğum bakalım görsünler muhabbeti.
türklere özgü davranışlar
bir su bardağından beş kişi su içebilirken çay bardaklarını asla kimseyle paylaşmazlar.birde hakkını ara dersin adama o da gider hakkımı arıyorum diye kendisine haksızlık yapanın suratını dağıtır.
denizde boy vermek
yeni tanışılan yabancı birine ilk olarak küfür öğretip, anlamını da iyi şeyler olarak değiştirip, bunu yoldan geçen insanlara söyletmek.
"nerelisin ?" sorusuna cevap aldiktan sonra hemen "icinden mi?" diye sormak.
kız kıza dansetmek.
ingilizce sözlük gördüğünde direkt olarak küfürlere bakmak.
araba kornasını çok amaçlı kullanmak
-daaaat(selamün aleyküm)
(karşıdan gelen araba):
+daaaat(aleyküm selam)
-daaat(oleeeey. feener!feeener!)
-daaat (yeşil ışık yandı kardeş, hadi bas)
bu böyle gider.
-daaaat(selamün aleyküm)
(karşıdan gelen araba):
+daaaat(aleyküm selam)
-daaat(oleeeey. feener!feeener!)
-daaat (yeşil ışık yandı kardeş, hadi bas)
bu böyle gider.
çift hatlı telefon kullanna birine, "ikisi birden ararsa ne oluyor?" diye sormak.
çöp konteynerının içinde bir kedi gördüğünde konteynera bütün gücüyle vurup kedinin ödünü bokuna karıştırmak.
iki üç gün önce new york’ta, bir binanın tepesinde duran vinç, 33 kez uyarı almasına rağmen kaldırılmayınca, devrilip yakındaki bir binayı yıkıp halka da 11 eylül paniği yaşatmıştı. takip edemiyoruz tabi de, abd medyasının burası amerika, biz böyleyiz, ne olacak bu abd’nin hali türü başlık-haberler yayınlamamıştır sanırım.
bizde belki bu tür olaylar daha sık ve daha korkunç oluyor ama (bkz: burası türkiye)... gibi; arabesk kokan, (bkz: calimero) edebiyatı gerçekten üzerimize yapışıyor ve bu olaylar sıradanlaşıyor.
yabancı yayın organları bile türkiye ile ilgili: "türkler ülkelerinde her an herşeyin değişebileceği-olabileceğini belirtmek için, burası türkiye sözünü çok sık kullanırlar" diyorlar.
tamam, naylonunu çıkarmadan kullanılan eşyalar, dantel örtmeler vesaire.. ama bir yerde kendimize haksızlık etmiyormuyuz, kendimizi küçültmüyor muyuz?
bizde belki bu tür olaylar daha sık ve daha korkunç oluyor ama (bkz: burası türkiye)... gibi; arabesk kokan, (bkz: calimero) edebiyatı gerçekten üzerimize yapışıyor ve bu olaylar sıradanlaşıyor.
yabancı yayın organları bile türkiye ile ilgili: "türkler ülkelerinde her an herşeyin değişebileceği-olabileceğini belirtmek için, burası türkiye sözünü çok sık kullanırlar" diyorlar.
tamam, naylonunu çıkarmadan kullanılan eşyalar, dantel örtmeler vesaire.. ama bir yerde kendimize haksızlık etmiyormuyuz, kendimizi küçültmüyor muyuz?
dünyada sadece türklerde olduğunu düşündüğüm zorda kaldığında kendinden beklenmeyecek muhteşemlikler gösterebilen, tarihinin hiç bir karesinde utanılacak bir sahne olmayan, yiğit, cesur, dosta dost, düşmana korku salan bir millet olma meziyetlerinin dışında bu başlık altında sadece neşelenmek ve kendi garipliklerimizi ortaya döküp bu gibi komik şeyler de oluyor dedirten şeyleri yazıyoruz. kumandaya poşet sarmak, dantel örmek vs. şeyler bizi hiç küçültmez. şahsa munhasır olan bilumum edepsizlikler de bütün bi millete mal edilemez.
yemek masasındakilerden birisi lokmaları yutmaya çalışırken öksürürse, oradakilerden en az birisinin tepkisini: "helal, helal!" şeklinde göstermesi.
çalışmayan cihazlara bi tane kötek atmak suretiyle vurmak.vurarak çalışacağını zannetmek.
çocuklar kereviz yemediğinde annelerin "patates o" diyerek çocuğa çıkışılıp,kızılması.
komşu evine gidildiğinde, çocukların muz görüpte saldırdığı bir ortamda "bir tane ye sana fazlası dokunuyor." çocuk arsızlık yapıp ikinci muzu da götürünce "evdede var ama demekki çok canı çekmiş."
anneler genelde çocuklarına kızdığında "seni kimse almaz.alanda üç sonra geri getirir.artık kimin çocuğunu beğenmemiş kınamışsam sen ona çekmişsin." şeklindeki sarfettiği sözler. sanırım hiç kimse çocuğu için böyle kötü şeyler söylemez biz türklerden başka.
çocuklar kereviz yemediğinde annelerin "patates o" diyerek çocuğa çıkışılıp,kızılması.
komşu evine gidildiğinde, çocukların muz görüpte saldırdığı bir ortamda "bir tane ye sana fazlası dokunuyor." çocuk arsızlık yapıp ikinci muzu da götürünce "evdede var ama demekki çok canı çekmiş."
anneler genelde çocuklarına kızdığında "seni kimse almaz.alanda üç sonra geri getirir.artık kimin çocuğunu beğenmemiş kınamışsam sen ona çekmişsin." şeklindeki sarfettiği sözler. sanırım hiç kimse çocuğu için böyle kötü şeyler söylemez biz türklerden başka.
yolda giderken aniden çükünü hapazlamak. pantolon üzerinden tabii.
çok sevinince amca, dayı, yeğen veya konu komşu gibi bilumum yakınını silahla öldürmek/yaralamak.
bir tük’ün tuttuğu takımdan bir oyuncu kazara-bilerek-başkasının müdahalesiyle yani her ne şekilde düşerse düşsün bu mutlaka fauldür. karşı takımdan birinin başına eğer böyle bir şey gelirse kesinlikle "bir şey yok"tur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?