türkiye

5 /
mebs
başka türkiye yok lafının mecazi anlamda kullanılıp bazı tehlikeli durumlara dikkat çekilen,600 küsür yıllık osmanlı imparatorluğundan sonra yerine, akıtılan şehit kanlarıyla, verilen istiklal mücadeleleriyle kurulan, hakikaten allah’ın bir lütfu olan taşıyla,toprağıyla her karışıyla muhteşem bir ülke...

ancak dış güçler tarafından hiç de sevilmeyen, hep kendilerine bağımlı,uşak konumunda biz ne dersek o olur, siz hiçbirşey yapmayın, gelişmeyin,yerinde say komutunda olun gibi düşüncelere sahip kişilerin iç uzantıları pozisyonundaki kişilerin marifetleriyle şu zamana kadar bir türlü ayağa kalkamayan ve gerçek kimliğini yaklayamayan bir ülke konumuna getirilen bu güzel ülkemiz, gittikçe gerilmek de,sınıflara ayrılmakta, parçalanmaya çalışılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.

bizler 70 milyon müslümman türk evladı olarak bizlere sunulan bu önemli bir sıtratejik konuma sahip ülkemizin bu tehlikelere karşı uyanık olmamız ve oyunlara gelmememiz lazım olduğuna inanıyor ve tekrar ediyorum başka türkiye yok!...
sepulturk
1923 de bizim.
1453 de.
şehit kanı da bizim.
alın teri de.
mehter de bizim.
nazım da.
süleymaniye de bizim.
ayasofya da.
türkü de bizim.
arya da.
edirne de bizim.
ardahan da.
meydan da bizim.
çankaya da.
isimsizkahraman
bu zamana kadar bir kaç yöneticisi dışında tüm yöneticilerinin insanı "dininden,milletinden,halkından,devletinden,atalarından ve torunlarından" soğuttuğu ülke.

angelus
sanki tek derdi mazot ve fındık fiyatı olan ülkedir. hayır seçim mitinglerinde ne kadar vaad senaryosu varsa hepsi bu ikili üstüne yazılmıştır.
passive
2006 yılı sonunda alınan verilere göre:

67 bin okulu,
1220 hastanesi,
6.300 sağlık ocağı,
85.000(!) camisi,
270 kilisesi,
100 cemevi,
1435 kütüphanesi,
13 kentinde devlet tiyatrosu,
81(!) kentinde toplam 3852 kuran kursu,
’1’ opera derneği,
11 bale derneği,
10 heykel derneği,
18 resim derneği,
18 sinema derneği,
38 tiyatro derneği,
35.000(!) cami yaptırma derneği,
77000 doktoru,
ve 90.000 din görevlisi vardır.


ve yine ’2006’ yılının sonunda alınan verilere göre bakanlıklara ayrılan bütçeler şu şekildedir:

içişleri bakanlığı: 783 trilyon...
ulaştırma bakanlığı: 678 trilyon...
bayındırlık ve iskan bakanlığı: 677 trilyon..
kültür ve turizm bakanlığı: 632 trilyon..
sanayi ve ticaret bakanlığı: 280 trilyon...
enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı: 249 trilyon...
çevre ve orman bakanlığı: 404 trilyon..
sadece sünnileri temsil eden diyanet işleri başkanlığı: 1.3 katrilyon(!)
8 bakanlığın toplam bütçesi 22 üniversitenin toplam bütçesine denktir.

diyanet işleri başkanlığı bütçesinin yıldan yıla büyümesi:
1997’de 66 trilyon.
1998’de 119...
1999’da 180...
2000’de 270...
2001’de 302...
2002’de 553...
2003’te 771...
2004’te 1 katrilyon...
2005’te 1 katrilyon...
2006’da 1,3 katrilyon...
2007’de 1.7 katrilyon...

şimdi her şeyi anlatan bu rakamlardan sonra oturup sormak gerekmez mi? ’nereye gidiyoruz biz?’ diye...
ibibikler oter otmez ordayim
bugün erkeğin kadınla tokalaşmasını tartışan türkiye’den bir zamanlar einstein bile iş ricasında bulunuyordu.

cumhuriyet’in 83. yıldönümünü sadece kadınlara mahsus parkları, tarikat mensuplarının cüppelerini yahut kadın eli sıkmanın günah olup olmadığını tartışarak kutluyoruz.


işte, cumhuriyet rejiminin henüz on yaşında olduğu günlerdeki türkiye ile 83 yaşındaki cumhuriyet türkiyesi’nin farkı: dünyanın gelmiş geçmiş en büyük dáhilerinden olan alman fizikçi albert einstein, 17 eylül 1933’te ankara’ya, başbakanlığa gönderdiği ve ’sadık hizmetkárınız olmaktan şeref duyuyorum’ sözlerinin yeraldığı mektubunda, hitler’in iktidara gelmesinden sonra almanya’da çalışmalarına imkán kalmayan değişik meslek gruplarından 40 bilim adamı için, türkiye’den iş talebinde bulunuyor. einstein’ın ricası atatürk tarafından kabul edilmiş ve bu bilim adamlarının tamamı türkiye’ye gelerek üniversite reformu’nda görev almışlardı.

türkiye, cumhuriyet’in ilánının 83. yıldönümünü bağcılar belediye başkanı’nın sadece kadınlara mahsus bir park açmaya kalkışmasını, namazı cüppesiz kılan erkeğin secde ánında arkasındaki safta namaz kılan erkeği tahrik edip etmediğini yahut kadın eli sıkmanın günah olup olmadığını tartışarak idrak ediyor. kutlu olsun!

sevmiyorum seni gaye

dört nala gelip uzak asya’dan
akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim

bilekler kan içinde
dişler kenetli
ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak
bu cehennem, bu cennet bizim

kapansın el kapıları
bir daha açılmasın
yok edin insanın insana kulluğunu
bu davet bizim

yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine
bu hasret bizim

(bkz: nazım hikmet)
cihanmusul
cesedimin de bu topraklarda olmasına dua ettiğim vatanım
bu topraklarda doğmakla minnettar olduğum vatanım
gurur duyduğum atalarımın mensup olduğu vatanım
bölmek isteyenin çok olduğu bölebileceğin olamayacağı vatanım
üzerine ölü toprağı atılan buna rağmen korku salan vatanım
benim de kanımın şehit kanı olsun dediğim vatanım
stella

allen ginsberg’e

oğlanlardan ve alkolden vaktim arrtıkça seni düşü-
nüyorum türkiye, inan doğru bu kere yanılsamam
ve ruhumun yavşak zıpırlığı, hiç değilse ayık
dolaşamayacak kadar dürüstüm,

türkiye, tarkan öleli çok oldu, artık onu unut; bu-
nadı kurt. playboy’a annemin çıplak resimlerini
satarak beyaz saray’a sırnaşmayı düşlüyorum
spermi biraz fazla kaçırdığımda,

beş parasız paraladığım sokaklarında embesillerini
ve taşak kalpli aydınlarının sidik yarışlarını
görüp bol bol osuruyorum, başbakanı dinlerken
televizyon karşısında ekrana ekmek teknemi aç-
mak ya da esrar içmek, geğirmek en büyük mutlu-
luk bana verdiğin,

otuz bir çekmediğim gecelerde düşler kuruyorum se-
nin hakkında, hür hülyalarımda sana zerre kadar
yer vermiyorum ama, maalesef ayakta kalıyorsun,

sosyal demokrat idiotlarını, orospu tavukların
uğrak yeri sanat galerilerini, festival sar-
kaçlarını, ölüsevici kültürünün uyanık tez-
gâhtarlarını ve tezgâhın altında neler dön-
düğünü farkedecek kadar sosyalistim,

hapsine düşmedim henüz, o yüzden tam solcu sa-
yılmam köle pazarı piyasanda, kıçına cop
girdiği için şair olanlardan da değilim; eli
kulağındadır tımarhanelerinden birinde tes-
cilli manyak olmamın ve koynuna girmediğim-
den dorukta sıçanların, o yüzden ibneliğim
de test edilip onaylanmadı,

uyuşukluklarıyla iktidara peşkeş çekip çaktır-
madan, sonnet’leriyle, balad’larıyla köçek-
leşen, raconları kıyak geçme üzerine kurulu
mason-ulema tayfanı da tanırım, sen de bilir-
sin ki havlayan it ısırmaz türkiye, bak, biz-
bizeyiz, çekinme, şu azınlıkları ne zaman ke-
sip kızartacağız, çok acıktım türkiye,

nâzım’ını severim, buna kızabilirsin, ama bazı
-ne demekse- naif şairlerinin, devlet sanat-
çısı olmasına ve adının iktidar şakşakçısı
starlarla bir anılmasına dair çabalarına izin
verdiğinden, sana korkunç müteşekkirim, inti-
harımı hızlandırıyorsun böylelikle, böylelik-
le artıyor kirim ve seninle kirimiz, ne gam?
iyi akşamlar. persil supra.

mustafa suphi, artık hamsi mi türkiye, dikkat et,
balıkları örgütlemesin,

allah’a inanmıyorum, osmanlı’yım velhasıl, akın
edip avrupa’ya, toplayıp getiremesem de cil-
lop gibi veletleri, n’apalım, buradaki lüm-
pen teen-ager’larla idare ediyorum,

türkiye, ayıptır sorması ne zaman akıllanacağız;
türkiye, kıbrıs’ın yakasını ne zaman bıraka-
cağız ve ne zaman yaraşır olacağız binlerce
devrim şehidimize,

türkiye, hiç terbiye edinemedim, yeteneğim bu ka-
dar; çük kadarken okudum sabahattin ali’yi,
kafka’yı, dostoyevski’yi, london’ı; kapital’e
başlayışım babamla aramızda çıkan küçük bir
harçlık sorununa dayanır,

iq’larımızın düşük olduğunu sanmıyorum, peki
bir eşek şakası mı bu; köy enstitüleri,
halk eğitimler, halkevleri ne ayak; behice
boran, iyi ki unutuldu; iyi oldu, eline
sağlık türkiye,

hasbelkader bir önerim var: cia, eurovision’u
kazanmamızı, aet’na girmemizi sağlayamaz
mı acaba, şüphesiz, eh benimki de salaklık,
haklısın türkiye,

bizi milletçe sevmeyenlere ayar oluyorum; ağız-
larını burunlarını kırarak onlara medeniyet
öğretmek istiyorum türkiye,

ben, sex-shop’ların, komünist partinin, müslü-
man demokrat partinin, rock partinin,
çeşit çeşit gay barların açılmasını, askerliğin
kaldırılmasını istiyorum türkiye; bu top-
raklarda nobel, oscar, lsd, özgürlük ve sik
anıtları görmek istiyorum: kişi başına düşen
milli gelirden bana ait payı iade ediyorum
bütün bu harcalamalar adına sana; hapishane-
ler, hayvanat bahçeleri, kamplar, tımarhane-
ler boşaltılsın derhal; ben bütün kentlerin-
den barışla, erdemle, insanlık haklarımla ke-
yiften gebere gebere, ıslık çalarak dolaşan
bir seyyah olmak istiyorum; mandela kötü a-
dam, döv onu türkiye,

`uzak asya’dan gelip akdeniz’e bir kısrak ba-
şı gibi uzanan bu memleket... sizin! afiyet
olsun efendiler’ demekten bıktım, bıktık,
anlıyor musun, orada mısın türkiye,

ama yine de memnun olmuyorsan bu tavırdan ve
kızıyorsan ve sinirleniyorsan, olsun, biz
yine geliriz; yine yazar, söyleriz; ölürüz;
biz yine gideriz; sen, rahatını bozma o za-
man, güzel bir çocuk gibi bu şık dünya ya-
tağında, böyle masum böyle mazlum uyu tür-
kiye

küçük iskender
+bkz; a. ginsberg’in amerika şiiri.
freagl dreams
küresel güçlerin aksine ırak’a girmeyip yağmaya direndiği için an be an ağır bir bedel ödemeye mahkum edilmiş memleket bu bedeli öderken kuzey ırak baskısına maruz kalmıştır. girmemenin bedelini ödemeyi sindiremeyen ama girmenin bedeline talip olan hayin oğulları ile ne yapacağını bilmeyerek sürüklenen memleketim.
freagl dreams
çeşitli düşünce savlarıyla din, dil, mezhep ve millet bazında paramparça bölünmüş ve devlet mekanızmalarınca desteklenen terörüyle model ülke.
5 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol