(bkz: arap kültür emperyalizmi)
türkçe ezan
(bkz: saçmalık)
cok du$unulecek ve uzerinde tarti$ilacak bir konu degil.turkce i$te, bildigin turkce, anladigin turkce.camilerde hocanin turkce duasina amin diyebiliyorsan, turkce ezanla da imanin sarsilmaz ibadetini yapabilirsin.kaldi ki ezanin anlami zaten insanlara namaz vaktignin geldigini hatirlatmak degil mi? birisi seni namaza "allahu ekber" diye cagirsa ne olur "tanri uludur" diye cagirsa ne olur.
sonucta gidecegin yer secde kilacagin $ey namaz.
sonucta gidecegin yer secde kilacagin $ey namaz.
felah arapçada "kurtuluş" demektir, ne gariptir ki ezan türkçeye çevrilirken bir tek o kelime orjinal haliyle kalmıştır, "haydin felaha" denilmiştir,öyle görünüyor ki bazıları, insanların kurtuluşun imanda olduğu gerçeğini görmemeleri, farketmemeleri için böyle bir yola başvurmuştur.
islam dini, bir topluma bir bölgeye gelmediğine göre, islamın dili şudur demek bence yanlış. her insan anladığı dilde dinini yaşamalı. ne hep kardeş kardeş dediğimiz araplardan yediğimiz sonsuz kazıkları hatırlamak ne de arap geleneklerini sürdürme ne de günde 5 defa arapça duyma isteğindeyim.dinde neden evrensellik aranır? din evrensel olsa mezhepler çıkarmıydı? herkes dinini anladığı gibi yaşaması sonucu mezhepler çıkmış, o zaman herkes dinini de anladığı dilde yaşamalı.. dahası madem evrensellik arıyoruz neden arapça? en evrensel dil ingilizce değil mi o zaman ezan ingilizce okunsun. hem daha fazla kişi anlar eminim. din evrensel olamaz. herkes dinini kendi yaşar. sanki araplar islama çok değer veriyormuş gibi bir de arapçayı neden islam dili kabul edelim ki. islamın yayılmasına en büyük faydayı osmanlı devleti göstermiştir. o zaman türkçe okunsun madem . ama kaç zamandır araplar ellerinde bulundurdukları bazı şeyleri kullanarak yeterince islamı sömürüyorlar. bu da onlardan biri diye düşünüyorum. istenilirse çok da güzel okunur. kafiye dolu ilahilerimiz var ..
en azından "haydin felaha" demişler de insanlar bir yere gittiklerini anlamışlar, arapça ezanla neyi anlıyorsunuz?
hz. peygamber (s.a.v.) medineye hicret ettikten sonra müslümanlar rahatlık içinde cemâatle namaz kılar hale gelmişlerdi. ilk günlerde ezan yoktu, namaz vakti yaklaşınca mescitte toplanıyor, vaktin gelmesini bekliyorlardı. ihtiyaç üzerine müslümanları uyarıp namaza çağıracak bir usûl arandı, yahudiler gibi boru çalma, hristiyanlar gibi çan çalma teklifleri yapıldı ise de bunlar peygamberimizin (s.a.v.) içine sinmedi. sahâbeden abdullah b. zeyd bir gece rüyasında iki parça yeşil elbise giymiş, elinde çan bulunan bir zat gördü, namaza çağırmak üzere bu çanı satın almak istedi, yeşil elbiseli zat "sana bundan daha hayırlı bir yol göstereyim" dedi ve bugüne kadar okuyageldiğimiz ezanı abdullaha öğretti. abdullah uyanır uyanmaz resûlullaha (s.a.v.) koştu, gördüklerini anlattı, o da "bu gördüğün allahın izniyle hak olan bir rüyadır" buyurdu, sesi daha gür olduğu için bilâle öğretmesini söyledi, abdullah ezanı bilale öğretti, bilâl uygun bir yere çıkıp ezanı okumaya başlayınca hz. ömer, bir yandan elbisesini giyerek heyecan içinde koşup geldi ve aynı rüyayı kendisinin de gördüğünü söyledi. (şevkânî, neylülevtâr, ii,37 vd.tirmizîden naklen). peygamberimizin (s.a.v.) müezzinlerinden ebû-mahzûre de bu ezanı, hz. peygamberin (s.a.v.) bizzat kendisine öğrettiğini ifade etmiştir (müslim, salât, 6).
ezanın ortaya çıkışı ile ilgili sahîh hadîsler gösteriyor ki, ezan rüya ve ilham yoluyla bir iki sahâbîye öğretilmiş, peygamberimiz (s.a.v.) bunun ilâhî bir yoldan geldiğini tasdik etmiş, benimsemiş ve sesi müsait bulunan ilk müezzin bilâle okumasını emretmiştir. başka müezzinler edindikçe de onlara bizzat kendisi bu ezanı öğretmiştir. şu halde ezân-ı muhammedî islâmdan önce arapların bildiği bir usûl ve metin değildir, islâmdan sonra bulunup uygulanmıştır, kaynağı da ilâhîdir, nebevîdir ( ilham edilmiş, hz. peygamber (s.a.v.) tarafından da benimsenmiştir). işte o tarihte bu metinle başlayan ezan onbeş asırdır bütün islâm aleminde "aynı şekilde, aynı metinle, aynı dilde" okunmuş, dili ve kavmiyeti ne olursa olsun bütün müslümanlar onu duyduklarında ezan olduğunu anlamışlar, gerekli tepkiyi göstermişler, çağrıyı almışlardır. ezanın dili değiştirilecek olursa onun şiar olma özelliği kaybolur, ümmete ait olmaktan çıkar, sünnete aykırı "ulusal ezan" olur. ezanı böyle bir değişikliğe uğratmak câiz değildir.
ezanın ortaya çıkışı ile ilgili sahîh hadîsler gösteriyor ki, ezan rüya ve ilham yoluyla bir iki sahâbîye öğretilmiş, peygamberimiz (s.a.v.) bunun ilâhî bir yoldan geldiğini tasdik etmiş, benimsemiş ve sesi müsait bulunan ilk müezzin bilâle okumasını emretmiştir. başka müezzinler edindikçe de onlara bizzat kendisi bu ezanı öğretmiştir. şu halde ezân-ı muhammedî islâmdan önce arapların bildiği bir usûl ve metin değildir, islâmdan sonra bulunup uygulanmıştır, kaynağı da ilâhîdir, nebevîdir ( ilham edilmiş, hz. peygamber (s.a.v.) tarafından da benimsenmiştir). işte o tarihte bu metinle başlayan ezan onbeş asırdır bütün islâm aleminde "aynı şekilde, aynı metinle, aynı dilde" okunmuş, dili ve kavmiyeti ne olursa olsun bütün müslümanlar onu duyduklarında ezan olduğunu anlamışlar, gerekli tepkiyi göstermişler, çağrıyı almışlardır. ezanın dili değiştirilecek olursa onun şiar olma özelliği kaybolur, ümmete ait olmaktan çıkar, sünnete aykırı "ulusal ezan" olur. ezanı böyle bir değişikliğe uğratmak câiz değildir.
(ö)eh, ulemaya sormak lazım tabii.
türkçe ezanın olanaksızlığını ve yanlışlığını savunmak bir dinin yalnızca bir ulusa ait olduğunu kabul etmektir .
ezanı saat alarmı gibi algılıyorsan türkçe yada arapça okunmasında sorun yoktur.türkçe okunmaya başlanırsa ezan bütün büyüsünü kaybedecek ve hatta yeniden arapça okunsun diye imza toplanmaya başlanacaktır.
ingilizce bir parçayı aynı melodiyle ve aynı sözlerle türkçe olarak dnlemek kadar iğrenç bir şey olsa gerek.
bence asıl önemli olan ibadetin türkçe olarak yapılmasıdır.insanların allah kelamını anlamaları kadar önemli bir şey yoktur sanırım.ne için dua ettiklerini bilmeden namaz kılıyor, kur-an okuyorlar.sorduğumda da bana verilen cevap arapça okumazsan kabul olmaz deniyor.
öyle görünüyor ki bazıları, insanların dinin büyük bir rant olduğu gerçeğini görmemeleri, farketmemeleri için böyle bir yola başvurmuştur.
ezanı hangi dilde okursanız okuyun.yeter ki neye dua ettiğinizi ve ettiğiniz duaların ne anlama geldiğini bilin.
ingilizce bir parçayı aynı melodiyle ve aynı sözlerle türkçe olarak dnlemek kadar iğrenç bir şey olsa gerek.
bence asıl önemli olan ibadetin türkçe olarak yapılmasıdır.insanların allah kelamını anlamaları kadar önemli bir şey yoktur sanırım.ne için dua ettiklerini bilmeden namaz kılıyor, kur-an okuyorlar.sorduğumda da bana verilen cevap arapça okumazsan kabul olmaz deniyor.
öyle görünüyor ki bazıları, insanların dinin büyük bir rant olduğu gerçeğini görmemeleri, farketmemeleri için böyle bir yola başvurmuştur.
ezanı hangi dilde okursanız okuyun.yeter ki neye dua ettiğinizi ve ettiğiniz duaların ne anlama geldiğini bilin.
türkçe duaya türkçe ezandan kat be kat karşı çıkılacağı unutulmaması gereken bir unsurdur, fakat dinde reform yapılması her zaman iyidir, güzeldir deyip dinin topunu türkçe yapsak ne güzel olurdu diye de düşünmüyor değilim.
benim herhangi bir dilde ettiğim duayı anlayamayacak bir yaratıcı olamaz, hele ezbere oturtulmuş sistematik sözler bütününden başkasını algılayamayan bir yaratıcı olmasa da olur. yerim öyle yaratıcıyı, yaratılanı olmam ben. sonuç olarak istediğiniz gibi konuşunuz inandığınızla, benim inançlarım doğrultusunda .
eğer islam dini sadece bir ulusa ait olmuş olsaydı ve ezan sırf bunu deklare etmek amaçlı arapça olarak okunsaydı, dünyadaki diğer bütün müslümanlar, onlarca farklı ırkı biraraya getiren kabede ezanın kendi dilleriyle okunmasını isterlerdi. bu düşüncenin nasıl bir karışıklığa sebebiyet verebileceğini düşünün bir kere!!
arap kültür emperyalizmi işte, amerikalıların yaptığından ne farkı var?
(bkz: sonu yok)
insanlığa gönderilen dine değil, vesile olan peygambere ve halkına takılı kalmış olan insanların sorun çıkaracağı konudur.
kitap inmiştir.tamamlanmıştır.tek gerçek tek aydınlatıcı kaynak odur.dini başka hareketler de oluşumlarda aramak yanlıştır(alevi,sünni vb.). her kavim her ırk anlayacağı dilde ibadet etmelidir.zira dua allaha şükretmek ve allahtan istemek içindir.allahtan bir şey istiyorsun ve ne istediğini bilmiyorsun!
son olarak, içimizden geldiği anda ellerimizi açıp allaha kendi dilimizde "yardım et bana ya rabbim" dediğimizde arapça olmadığı için mi kabul olmuyor bu dualar sorarım.
kitap inmiştir.tamamlanmıştır.tek gerçek tek aydınlatıcı kaynak odur.dini başka hareketler de oluşumlarda aramak yanlıştır(alevi,sünni vb.). her kavim her ırk anlayacağı dilde ibadet etmelidir.zira dua allaha şükretmek ve allahtan istemek içindir.allahtan bir şey istiyorsun ve ne istediğini bilmiyorsun!
son olarak, içimizden geldiği anda ellerimizi açıp allaha kendi dilimizde "yardım et bana ya rabbim" dediğimizde arapça olmadığı için mi kabul olmuyor bu dualar sorarım.
#664623
ümmet kavramı varken millet kavramı da neymiş ey mümin, bedevi-ül arap zihniyetini yaşatıp, arap kültür emperyalizmini özümsemek varken niye türkçe ezan, zaten emeviler o kadar mokoko yaptı ki millete, türklüğümüzü bile unutturmaya çalıştırdı. eeh, tabii ulusal zihniyete her fırsatta laf sokmaya çalışan arap aşığı zavallılar çıktı ortaya, öyle ki adamların sözlükte kullandıkları isimler bile arapça-farsça ağırlıklı. eşeği bir taraflarına su kaçırma maiyetinde, söylemek gerekir ki; "henüz emevi araplar bize mokoko yapmadı, ibadetimizi türkçe yapıyoruz"
(bkz: hira dağı kadar arap değilim tanrı dağı kadar türküm)
(bkz: tanrı türkçe biliyor)
ümmet kavramı varken millet kavramı da neymiş ey mümin, bedevi-ül arap zihniyetini yaşatıp, arap kültür emperyalizmini özümsemek varken niye türkçe ezan, zaten emeviler o kadar mokoko yaptı ki millete, türklüğümüzü bile unutturmaya çalıştırdı. eeh, tabii ulusal zihniyete her fırsatta laf sokmaya çalışan arap aşığı zavallılar çıktı ortaya, öyle ki adamların sözlükte kullandıkları isimler bile arapça-farsça ağırlıklı. eşeği bir taraflarına su kaçırma maiyetinde, söylemek gerekir ki; "henüz emevi araplar bize mokoko yapmadı, ibadetimizi türkçe yapıyoruz"
(bkz: hira dağı kadar arap değilim tanrı dağı kadar türküm)
(bkz: tanrı türkçe biliyor)
türkçe duadan pek bir farkı yoktur diye düşünmekteyim.
zannediyorum önemli olan niyet olduğu sürece çince dahi olsa bir sorun teşkil etmeyecek olan olaydır.
çok ta şart bir durum değildir yobazlara inat olsun diyede ezanla siyasi oyunlar oynamak gereksiz.. arapça okunur ezan duların dili önemli değil allah her kulunu her dilde anlar nasıl olsa.. ama çağrı islamın mukaddes kitabının diliyle yapılmalı saçmalamanın alemi yok.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?