88 milyon kisinin anadili olduğu açıklandı ve dünyanın en güçlü 18. dili olarak siralamaya girdi.
türkçe
iyi kötü 3 yabancı dil konuşuyorum ama senin gibisi var mı ya? insanın anadiline sahip çıkması gerçekten gerek, en çok da kendisi için.
türkiye cumhuriyeti cumhurba$kanina gore son derece yetersiz bir dilmi$ dilimiz. oyle ki felsefe dahi yapamazmi$iz turkce ile.
(bkz: türkçe ile felsefe yapamazsınız)
(bkz: türkçe ile felsefe yapamazsınız)
(bkz: türkçe dil paketi)
hukumetin teror ile bir $ekilde anla$masi sonucunda isminin degi$eceginden endi$e ettigim dilimiz, lisanimiz. yakindir "türkiyece" $eklinde isim almasi. türkçe irkci bir yakla$im olarak algilanabilir yakin zamanda, eli kulagindadir.
(bkz: türkçeder)
yapilan bir ara$tirmaya gore turkce bir cumleyi anlamak icin beynin iki kere cali$masi gerekiyormu$. turkcede yuklem sonda oldugu icin beyin once mecburen tum cumleyi muhafaza edip ikinci hamlede de cumleye cevap uretiyormu$.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19502631.asp
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19502631.asp
erotik olarak nitelendirilen fransızca nın yanında tarhana kokan dilimizde de erotik sunumlar yapılabilir. yüzyıllardır birbirine sevgisini aşkını ilan etmiş anadolu ozanları hiçe sayılmamalıdır.
+ necdet gel anam gel tarhana yaptım sana missler gibin!
- bak safigül böyle galçalarını oynada oynada gurma sofrayı sora gece bebeler erken uyumayınca dovuyon diye bana gızıyonnnnnmmhhhh!
+ necdet gel anam gel tarhana yaptım sana missler gibin!
- bak safigül böyle galçalarını oynada oynada gurma sofrayı sora gece bebeler erken uyumayınca dovuyon diye bana gızıyonnnnnmmhhhh!
en uzun kelimesi
"gelenekselleştiriveremeyebileceklerimizdenmişçesine"
olan dildir.
"gelenekselleştiriveremeyebileceklerimizdenmişçesine"
olan dildir.
dunyanin en cok kullanilan 5. dili. turkcey, cogunlugu orta asyada olmak uzere 220 milyon insan kullaniyormu$.
memleket sinirlarini, dunya sinirlarini coktan a$mi$, galaksilere yayilmi$;
(bkz: uzaylılar türkçe konuşuyormuş)
yalniz bir diger yandan nihat doğanin da turkce konu$tugu rivayet ediliyor, hani her habere de guvenmemek lazim.
(bkz: uzaylılar türkçe konuşuyormuş)
yalniz bir diger yandan nihat doğanin da turkce konu$tugu rivayet ediliyor, hani her habere de guvenmemek lazim.
söylendiğinin tersine yazıldığı gibi okunan bir dil değildir.biz yazarken
bu akşam eve gelmeyeceğim yazıyoruz ama bu akşam eve gelmiycem diye okuyoruz ve konuşuyoruz yada ağabey yazıp abi diye okuyoruz.bütün diksiyon derslerinde de bu şekilde öğretilir.ilkokuldan beri öğretilen türkçe yazıldığı gibi okunur bilgisi külliyen yalan.
bu akşam eve gelmeyeceğim yazıyoruz ama bu akşam eve gelmiycem diye okuyoruz ve konuşuyoruz yada ağabey yazıp abi diye okuyoruz.bütün diksiyon derslerinde de bu şekilde öğretilir.ilkokuldan beri öğretilen türkçe yazıldığı gibi okunur bilgisi külliyen yalan.
turqchemizi qoruyalim.
çok enteresan bir dildir, sözcükleri incelemesi acayip zevklidir. diğer diller gibi bu dilin de doğumu doğaya bağlıdır; türklerin göçebe yaşamından etkilenerek oluşmuştur. uygurlar dönemine kadar sözcük kökenleri genelde tek hecelidir, o dönemden sonra dil gelişir ve iki heceli sözcükler türkçeye girmeye başlar.
tag, ot gibi. sözcüklerde tınısı sert olan harfler ağırlıklıdır bu dönemde. sebebi yine bahsetmiş olduğum gibi yaşam tarzından kaynaklanır. zaman ilerledikçe yaşam tarzı da değişir, daha yumuşar. o tag sözcüğündeki t ve g harfleri yumuşar, dağ olur. ot sözcüğündeki t harfi yumuşar ve od olur. tag dağ, ot ise ateş demektir eski türkçede. odun sözcüğü de oddan türemiştir zaten.
dilimizin farsça, arapça gibi dillerden etkilenmesiyle türkçeye pek çok yabancı sözcük girmiştir. fakat hiçbir türkçe sözcük s, ş, h gibi harflerle başlamaz, başlarza öz türkçe değil demektir. ya da c harfiyle bitmez. mesela sac öz türkçe değildir, ya da hayır, hıyar, şerbet, sırma gibi sözcükler aslen türkçe değildir.
üst üste iki sesli harf içeren sözcükler de, iki ünsüzle başlayan sözcükler de öz türkçe değildir. saat ve traktör sözcükleri bunlara örnektir.
ilk hecesinden sonra "o" harfi alan hiçbir sözcük yine türkçe değildir. misal oto sözcüğü. ama "gidiyorum" sözcüğü, ilk hecesinden sonra o harfi içermesine rağmen öz türkçedir; çünkü sözcükteki -iyor eki aslında ayrıdır, yani eski türkçede öyle idi, sonradan halk ağzında önündeki sözcükle kaynaşmıştır. kısaca bu durum hariç, "o" harfi yalnızca ilk hecedeyse türkçe olabilir o sözcük, ikinci ya da üçüncü hecelerdeyse türkçe olamaz.
tag, ot gibi. sözcüklerde tınısı sert olan harfler ağırlıklıdır bu dönemde. sebebi yine bahsetmiş olduğum gibi yaşam tarzından kaynaklanır. zaman ilerledikçe yaşam tarzı da değişir, daha yumuşar. o tag sözcüğündeki t ve g harfleri yumuşar, dağ olur. ot sözcüğündeki t harfi yumuşar ve od olur. tag dağ, ot ise ateş demektir eski türkçede. odun sözcüğü de oddan türemiştir zaten.
dilimizin farsça, arapça gibi dillerden etkilenmesiyle türkçeye pek çok yabancı sözcük girmiştir. fakat hiçbir türkçe sözcük s, ş, h gibi harflerle başlamaz, başlarza öz türkçe değil demektir. ya da c harfiyle bitmez. mesela sac öz türkçe değildir, ya da hayır, hıyar, şerbet, sırma gibi sözcükler aslen türkçe değildir.
üst üste iki sesli harf içeren sözcükler de, iki ünsüzle başlayan sözcükler de öz türkçe değildir. saat ve traktör sözcükleri bunlara örnektir.
ilk hecesinden sonra "o" harfi alan hiçbir sözcük yine türkçe değildir. misal oto sözcüğü. ama "gidiyorum" sözcüğü, ilk hecesinden sonra o harfi içermesine rağmen öz türkçedir; çünkü sözcükteki -iyor eki aslında ayrıdır, yani eski türkçede öyle idi, sonradan halk ağzında önündeki sözcükle kaynaşmıştır. kısaca bu durum hariç, "o" harfi yalnızca ilk hecedeyse türkçe olabilir o sözcük, ikinci ya da üçüncü hecelerdeyse türkçe olamaz.
yazım ile duygu aktarım gücü en kuvvetli dillerin başında gelir diyebileceğimiz güzel lîsanımızdır.arapça ve birkaç doğu dilleri de buna dahildir.zaten bunlar tarih içerisinde kurulan ve yıkılan uygarlıklar sayesinde ziyadesi ile harmanlanmış,birbirinin güzelliklerinden faidelenmişlerdir.
yılların getirdiği birikim ve oturmuşluk,duygularımızı bir hece kullanmak sureti ile anlatabilmemize olanak sağlamakta.bu yüzden tarihî eserlere baktığımızda yazılı sanatlarda doğu edebiyatı,görsel sanatlarda batı edebiyatı sahneye çıkmakta.bunun sebebi ise,henüz gelişimini tamamlayamamış batı dillerinin sanat açısından yetersiz oluşu,tonlama ve görsellik ile desteklenmek zorunda kalmasıdır.
özellikle türk,rus,ve arap edebiyatları tüm dünya edebiyatına yön vermiş,batı dillerinin bile geçişimine yardımcı olmuş dillerdir.
günümüzde kimi konularda eksik kalmamız,batı teknolojilerini ve batı ürünlerini kullanmamız,dilimize bu kültürün izlerini eklemekte.
düne kadar ingilizce en geçerli dil iken,çinin yaptığı sanayi ve üretim atağından sonra,bir çok ortadoğu ve batı ülkeleri çince bilen tercümanlara ve çince kurslarına ağırlık ve önem vermektedir.bu da bize gösteriyor ki;güçlü olan,medeniyetini yayar.güçsüz ve pasif olan değişmeye,başkalaşmaya ve yok olmaya mahkûmdur.
yılların getirdiği birikim ve oturmuşluk,duygularımızı bir hece kullanmak sureti ile anlatabilmemize olanak sağlamakta.bu yüzden tarihî eserlere baktığımızda yazılı sanatlarda doğu edebiyatı,görsel sanatlarda batı edebiyatı sahneye çıkmakta.bunun sebebi ise,henüz gelişimini tamamlayamamış batı dillerinin sanat açısından yetersiz oluşu,tonlama ve görsellik ile desteklenmek zorunda kalmasıdır.
özellikle türk,rus,ve arap edebiyatları tüm dünya edebiyatına yön vermiş,batı dillerinin bile geçişimine yardımcı olmuş dillerdir.
günümüzde kimi konularda eksik kalmamız,batı teknolojilerini ve batı ürünlerini kullanmamız,dilimize bu kültürün izlerini eklemekte.
düne kadar ingilizce en geçerli dil iken,çinin yaptığı sanayi ve üretim atağından sonra,bir çok ortadoğu ve batı ülkeleri çince bilen tercümanlara ve çince kurslarına ağırlık ve önem vermektedir.bu da bize gösteriyor ki;güçlü olan,medeniyetini yayar.güçsüz ve pasif olan değişmeye,başkalaşmaya ve yok olmaya mahkûmdur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?