çok enteresan bir dildir, sözcükleri incelemesi acayip zevklidir. diğer diller gibi bu dilin de doğumu doğaya bağlıdır; türklerin göçebe yaşamından etkilenerek oluşmuştur. uygurlar dönemine kadar sözcük kökenleri genelde tek hecelidir, o dönemden sonra dil gelişir ve iki heceli sözcükler türkçeye girmeye başlar.
tag, ot gibi. sözcüklerde tınısı sert olan harfler ağırlıklıdır bu dönemde. sebebi yine bahsetmiş olduğum gibi yaşam tarzından kaynaklanır. zaman ilerledikçe yaşam tarzı da değişir, daha yumuşar. o tag sözcüğündeki t ve g harfleri yumuşar, dağ olur. ot sözcüğündeki t harfi yumuşar ve od olur. tag dağ, ot ise ateş demektir eski türkçede. odun sözcüğü de oddan türemiştir zaten.
dilimizin farsça, arapça gibi dillerden etkilenmesiyle türkçeye pek çok yabancı sözcük girmiştir. fakat hiçbir türkçe sözcük s, ş, h gibi harflerle başlamaz, başlarza öz türkçe değil demektir. ya da c harfiyle bitmez. mesela sac öz türkçe değildir, ya da hayır, hıyar, şerbet, sırma gibi sözcükler aslen türkçe değildir.
üst üste iki sesli harf içeren sözcükler de, iki ünsüzle başlayan sözcükler de öz türkçe değildir. saat ve traktör sözcükleri bunlara örnektir.
ilk hecesinden sonra "o" harfi alan hiçbir sözcük yine türkçe değildir. misal oto sözcüğü. ama "gidiyorum" sözcüğü, ilk hecesinden sonra o harfi içermesine rağmen öz türkçedir; çünkü sözcükteki -iyor eki aslında ayrıdır, yani eski türkçede öyle idi, sonradan halk ağzında önündeki sözcükle kaynaşmıştır. kısaca bu durum hariç, "o" harfi yalnızca ilk hecedeyse türkçe olabilir o sözcük, ikinci ya da üçüncü hecelerdeyse türkçe olamaz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?