(bkz: orada olabilirdim)
tarihteki muhteşem ayarlar
en güzeli ve ders alınması gerekeni kanımca fatih sultan mehmetin babası 2. murata verdiği ayardır. hem de 12 yaşında iken.
2. murat fatihi 12 yaşında iken tahta çıkartır ve kendisi devlet işlerinden elini ayağını çekerek manisaya inzivaya çekilir.
bunu fırsat bilen avrupalı haçlı ordusu saldırıya geçer.fatih ordu ile başedememektedir.küçük olduğu için kimse onu dinlemez.
fatih hemen bir mektup gönderir babasına.mektubunda şöyle yazmıştır.
"devlet tehlikede,ben idare edemiyorum.eğer sen sultan isen gel, devletin başında dur.
yok eğer ben padişah isem,sana emrediyorum gel ordumun başına geç,komutanlık yap."
2. murat fatihi 12 yaşında iken tahta çıkartır ve kendisi devlet işlerinden elini ayağını çekerek manisaya inzivaya çekilir.
bunu fırsat bilen avrupalı haçlı ordusu saldırıya geçer.fatih ordu ile başedememektedir.küçük olduğu için kimse onu dinlemez.
fatih hemen bir mektup gönderir babasına.mektubunda şöyle yazmıştır.
"devlet tehlikede,ben idare edemiyorum.eğer sen sultan isen gel, devletin başında dur.
yok eğer ben padişah isem,sana emrediyorum gel ordumun başına geç,komutanlık yap."
ayarlar kategorisinde;
-i m fucking matt damon
tarihteki muhteşem ayarlar kategorisinde ise;
-i m fucking ben affleck
-i m fucking matt damon
tarihteki muhteşem ayarlar kategorisinde ise;
-i m fucking ben affleck
amerika japonyaya saç telinden daha ince tel göndererek altına not bırakır "teknolojide bize yetişemezsiniz"..aradan zaman geçer japonyadan ses seda çıkmaz.haftalar sonra bir zarf gönderilir ve şunlar yazılıdır.."evet sizi gayet iyi gördük biz sizin telinizin içini deldik ve daha incesini yerleştirdik."
bir cemiyette bulunanlardan biri başka bir enstrumanisti övmek için üstad erkan oğur’un yanına gidip " üstadım bilmem kim saniyede 12 nota basıyormuş..ne diyorsun?" der.
erkan oğur bu..sözlerini biriktirir dökmez her daim orta yere.çokca sazı ile anlatır derdini.ama lafı gediğine koyma vakti gelmiştir.
buna karşılık erkan oğur der ki;
"keşke 12 dakikada kendimi anlatabilecek 1 nota basabilsem.."
erkan oğur bu..sözlerini biriktirir dökmez her daim orta yere.çokca sazı ile anlatır derdini.ama lafı gediğine koyma vakti gelmiştir.
buna karşılık erkan oğur der ki;
"keşke 12 dakikada kendimi anlatabilecek 1 nota basabilsem.."
erdoğan ve beraberindeki bakanların eğirdir dağ komando okul ve eğitim merkez komutanlığı’na yaptığı ziyarete genelkurmay başkanı orgeneral ilker başbuğ’un yaptığı “ergenekon esprisi” damgasını vurdu. başbuğ, g 3 piyade tüfeği ile yapılan atışlardan geriye kalan iki boş kovanı hatıra olarak alan başbakan yardımcısı cemil çiçek’e, “aman dikkat et. iyi sakla. ergenekon’dan içeri girersin” diyerek espri yaptı.
(bkz: itinayla ayar verilir)
(bkz: itinayla ayar verilir)
istanbul tıp fakültesi anatomi kürsüsü eski hocalarından-türkiyenin en iyi hocası- sami zanın dersinden:
-peniste kemik yok mu hocam?
-hayır yok kızım, sana öyle gelmiştir.
-peniste kemik yok mu hocam?
-hayır yok kızım, sana öyle gelmiştir.
bir dönem yiğit özgür çiziyordu bu ayarları,iyi de oluyordu.bıraktı sonra çizmeyi.
yavuz sultan selim zamaninda iran sahi kiymetli mücevherlerle süslü bir sandik hediye gönderiyor sultan selim’e. sandik açiliyor. içinden çesit çesit degerli taslar kiymetli atlas kadife kumaslar çikiyor.fakat bir de pis bir koku yayiliyor. dehset bir koku herkes burnunu tikiyor. neyse en alttaki bohçadan insan pisligi çikiyor!
cihan padisahi emir veriyor:
“herkes düsünsün buna ince bir sekilde cevap vermeliyiz”
ve cihan padisahi yine çözümü kendisi buluyor. ayni sekilde degerli mücevherve kumaslarla süslü bir sandik hazirlatiyor.içine o zamanin osmanli istanbul’unda imal edilen gül kokulu en nadide lokumlardan bir kutu hazirlatiyor en altina da küçük bir pusula ve bir satir yazi. gönderiyor…
şah sandigi açiyor. açtikça güzel bir koku ve en altta bir kutu lokum. anlam veremiyorlar tabii. bizim elçi yiyor önce sonra oradakilere ikram ediyor. kutunun içindeki pusulayi sah okuyor:
“herkes yediginden ikram eder”
cihan padisahi emir veriyor:
“herkes düsünsün buna ince bir sekilde cevap vermeliyiz”
ve cihan padisahi yine çözümü kendisi buluyor. ayni sekilde degerli mücevherve kumaslarla süslü bir sandik hazirlatiyor.içine o zamanin osmanli istanbul’unda imal edilen gül kokulu en nadide lokumlardan bir kutu hazirlatiyor en altina da küçük bir pusula ve bir satir yazi. gönderiyor…
şah sandigi açiyor. açtikça güzel bir koku ve en altta bir kutu lokum. anlam veremiyorlar tabii. bizim elçi yiyor önce sonra oradakilere ikram ediyor. kutunun içindeki pusulayi sah okuyor:
“herkes yediginden ikram eder”
meclisde adamın biri necip fazıl üstada salatalık fırlatmış. üstad buna karşılıksız kalır mı?
birisi demiş, kimliğini fırlattı!
birisi demiş, kimliğini fırlattı!
napolyon savaşta ispanyayı yenmiş. ispanya kralı siz ancak para ve mal için
savaşırsınız, biz ise namusumuz ve şerefimiz için savaşırız demiş.
bunun üzerine napolyon:
- evet insanın neyi eksikse onun için savaşır.
savaşırsınız, biz ise namusumuz ve şerefimiz için savaşırız demiş.
bunun üzerine napolyon:
- evet insanın neyi eksikse onun için savaşır.
hastalıktan ötürü gözleri kapanmış olan bir adam, halk şairi seyrani ye:
- bende dünyayı görecek göz mü kaldı? diye şikayette bulununca, söz eri
seyrani:
- hiç üzülme dostum demiş. zaten dünyaya da bakılacak surat kalmadı.
- bende dünyayı görecek göz mü kaldı? diye şikayette bulununca, söz eri
seyrani:
- hiç üzülme dostum demiş. zaten dünyaya da bakılacak surat kalmadı.
milyarder henry ford ile oğlu aynı lokantaya giderlermiş.bir gün garson:
-mister ford,demiş,her yemekte sadece bir dolar bırakıyorsunuz,halbuki oğlunuz on dolar bırakıyor.
milyarder ford,cevap vermiş:
-gayet tabii, onun ford gibi babası var,benim de babam ford olsaydı,ben de verirdim.
-mister ford,demiş,her yemekte sadece bir dolar bırakıyorsunuz,halbuki oğlunuz on dolar bırakıyor.
milyarder ford,cevap vermiş:
-gayet tabii, onun ford gibi babası var,benim de babam ford olsaydı,ben de verirdim.
zamanın büyük şairlerinden fuzuli ile ruhi boğaz manzaralı bi tepede yürürken hasta yaşlı çirkin bir köpek görmüşler ruhi hemen yapıştırmış lafı
-bu köpek bu manzarada çok fuzuli
fuzuli bu güzel ortayı iyi değerlendirip gelişine köşeye iyi göndermiş
- o zaman vuralım kıçına da çıksın ruhi
-bu köpek bu manzarada çok fuzuli
fuzuli bu güzel ortayı iyi değerlendirip gelişine köşeye iyi göndermiş
- o zaman vuralım kıçına da çıksın ruhi
tarih: 26 ocak 2011
koordinat: 39°, 57.0, 32°, 51.0
mekan: odam
açtım film izleyeceğim, düzgün altyazı bulamadım. bdrip.xvid-ilg indirmişim, ortalıkta ona ait altyazı yok işte. ben de dvdscr.ac3.int-minye göre indirdim altyazıyı. haliyle senkron sorunu var. durdum durdum, şak diye yapıştırdım ayarı. her şey düzeldi tabi sonra. verdiğim muhteşem ayarla filmimi rahatlıkla izledim.
koordinat: 39°, 57.0, 32°, 51.0
mekan: odam
açtım film izleyeceğim, düzgün altyazı bulamadım. bdrip.xvid-ilg indirmişim, ortalıkta ona ait altyazı yok işte. ben de dvdscr.ac3.int-minye göre indirdim altyazıyı. haliyle senkron sorunu var. durdum durdum, şak diye yapıştırdım ayarı. her şey düzeldi tabi sonra. verdiğim muhteşem ayarla filmimi rahatlıkla izledim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?