"gece oldu mu şeytan, durmadan meze tabakları yolluyor yan masadan! meze tabağında zehir zıkkım bir umut: o geri dönecek!"
şizofreni yalnız oynanmaz
rahmi vidinlioğlunun atlantis yayınlarından çıkmı$ kitabı..
bulunması, ula$ılması zor; uzun, etkileyici ve oldukça sıradı$ı cümlelerin gerisinden yazarının kalp atı$ları ve bilek burkulmaları farkedilebiliyor: $izofren bir a$k, $izofren bir yalnızlık, $izofren bir his sağanağı. deklanşöre bastığınız ânda, yani ilk sayfada, kar$ınızda e$siz bir hayâl ülkesinin yenilgiyi kabullenmi$ ve intikamını en kuvvetli, en parça tesirli bombalar ile, "kelimeler" ile almaya yemin etmi$ a$ığının nefret ve sevgi, hüsran ve hüzün, gece ve gündüzle harmanlanmı$ lirik öyküsünü görüyorsunuz..
yazar, deniz demi$ önce, selinle devam etmi$ sonra.. sulardan bahsetmi$ yani özünde; gözlerinin $alterlerini indirip suyu hissetmi$, suya a$ık olmu$. hiçbir denizin denize kıyısı olmaz oysa, bilememi$. kaybedi$ini, kusursuz yenilgisini, ölü a$ıklar mezarlığı olan istanbula bağlamı$ daha ilk sayfalarda. dü$ sokağı sakinlerinden ve küçük iskenderden alıntılar yapmı$ yer yer, a$kın tababetle olan $effaf bağını tutmuş elleriyle ve koparmı$. hastanelere dü$mü$, elektrik vermi$ler umuduna. o kırılgan ve efsunkâr a$k, gitmi$: masa üstünde intihar mektupları kalmı$.
önemli olan ise;
anlatacak bazı $eyleri, bazı hikayeleri, bazı kıyımları, bazı bazıları olan ve bunu yazıya dökebilecek edebi donanıma sahip olanlara cesaret damıtmı$tır nezdimde bu kitap. herkes a$ık olmaya hükümlü ve a$ık olmakla yükümlü çünkü bir yerde: bir yerde, bir otobüs durağında, bir vapurun kenar kanepelerinde, bir trenin kesif kokulu metruk vagonlarından birinde, -ya da hepsi yalandır- geliyor ve buluyor sizi a$k. hormonal bir odaklanma, bir takvimsel ko$ullanma, bir tanımsız tutku hâli. birini bulup kendini kaybetme zamanı nihayetinde.
-bende var; payla$ayım- okuyun bu kitabı.. siz de diyorsanız eğer,
"ve bir gün tüm $izofrenler a$ık olur" diye. okuyun ve dokuyun yünden hislerinizi. leave me paralyzed..
bulunması, ula$ılması zor; uzun, etkileyici ve oldukça sıradı$ı cümlelerin gerisinden yazarının kalp atı$ları ve bilek burkulmaları farkedilebiliyor: $izofren bir a$k, $izofren bir yalnızlık, $izofren bir his sağanağı. deklanşöre bastığınız ânda, yani ilk sayfada, kar$ınızda e$siz bir hayâl ülkesinin yenilgiyi kabullenmi$ ve intikamını en kuvvetli, en parça tesirli bombalar ile, "kelimeler" ile almaya yemin etmi$ a$ığının nefret ve sevgi, hüsran ve hüzün, gece ve gündüzle harmanlanmı$ lirik öyküsünü görüyorsunuz..
yazar, deniz demi$ önce, selinle devam etmi$ sonra.. sulardan bahsetmi$ yani özünde; gözlerinin $alterlerini indirip suyu hissetmi$, suya a$ık olmu$. hiçbir denizin denize kıyısı olmaz oysa, bilememi$. kaybedi$ini, kusursuz yenilgisini, ölü a$ıklar mezarlığı olan istanbula bağlamı$ daha ilk sayfalarda. dü$ sokağı sakinlerinden ve küçük iskenderden alıntılar yapmı$ yer yer, a$kın tababetle olan $effaf bağını tutmuş elleriyle ve koparmı$. hastanelere dü$mü$, elektrik vermi$ler umuduna. o kırılgan ve efsunkâr a$k, gitmi$: masa üstünde intihar mektupları kalmı$.
önemli olan ise;
anlatacak bazı $eyleri, bazı hikayeleri, bazı kıyımları, bazı bazıları olan ve bunu yazıya dökebilecek edebi donanıma sahip olanlara cesaret damıtmı$tır nezdimde bu kitap. herkes a$ık olmaya hükümlü ve a$ık olmakla yükümlü çünkü bir yerde: bir yerde, bir otobüs durağında, bir vapurun kenar kanepelerinde, bir trenin kesif kokulu metruk vagonlarından birinde, -ya da hepsi yalandır- geliyor ve buluyor sizi a$k. hormonal bir odaklanma, bir takvimsel ko$ullanma, bir tanımsız tutku hâli. birini bulup kendini kaybetme zamanı nihayetinde.
-bende var; payla$ayım- okuyun bu kitabı.. siz de diyorsanız eğer,
"ve bir gün tüm $izofrenler a$ık olur" diye. okuyun ve dokuyun yünden hislerinizi. leave me paralyzed..
"üç noktalar giderek "güç noktalar" oldu hayatımda.. sen, yoktun! yoktun! yoktun! yoktun!"
rahmi vidinlioglu kitabı.
gittin! seni benden, beni senden koparttılar! kahpe bir intihara dönüş bileti kesti gişedeki azrail! tımarhanelere kaldırdılar beni, kollarıma kocaman serum şişelerinde gözyaşları bağladılar.
başlamadan bitti aramızdaki her şey! bitti! sen, "bitti" bile diyemedin "başlayan şeyler bit(t)er, ben seni sevmeye başlamadım ki..." derdim!
bitti! her bitiş yeni bir başlangıcın fragmanıydı! aramızdaki sıradağar gibi duran aşılmaz engel "biz arkadaşız..." diye başlayan o çocukça masal değil, gözü dönmüş psikiyatristlerin yazdıkları ufacık bir kağıt parçasıydı: "şizofrenik septomlar..."diye başlayan ve "...gözlem altında tutulmalı!"emir kipiyle noktalanan!
ey kâri! şimdi dinleyeceğn her şey yalandır... yalan.. yalan.. yalan bir yalanın utana utana gerçeğe dönüşmesi, tüm gerçeklerin arsızca yalana dönmesi ve neyin gerçek neyin yalan olduğunun artık hiçbir öneminin kalmadığı bir kaosun hikayesidir.. kocaman, hiçbir şeyle tanımlanamayacak kadar büyük bir acının hikayesi...
gittin! seni benden, beni senden koparttılar! kahpe bir intihara dönüş bileti kesti gişedeki azrail! tımarhanelere kaldırdılar beni, kollarıma kocaman serum şişelerinde gözyaşları bağladılar.
başlamadan bitti aramızdaki her şey! bitti! sen, "bitti" bile diyemedin "başlayan şeyler bit(t)er, ben seni sevmeye başlamadım ki..." derdim!
bitti! her bitiş yeni bir başlangıcın fragmanıydı! aramızdaki sıradağar gibi duran aşılmaz engel "biz arkadaşız..." diye başlayan o çocukça masal değil, gözü dönmüş psikiyatristlerin yazdıkları ufacık bir kağıt parçasıydı: "şizofrenik septomlar..."diye başlayan ve "...gözlem altında tutulmalı!"emir kipiyle noktalanan!
ey kâri! şimdi dinleyeceğn her şey yalandır... yalan.. yalan.. yalan bir yalanın utana utana gerçeğe dönüşmesi, tüm gerçeklerin arsızca yalana dönmesi ve neyin gerçek neyin yalan olduğunun artık hiçbir öneminin kalmadığı bir kaosun hikayesidir.. kocaman, hiçbir şeyle tanımlanamayacak kadar büyük bir acının hikayesi...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?