sinema

2 /
mel
anlatılandan çok daha fazlası...
bilmediğin yerlere,hiç tatmadığın duygulara doğru tarifsiz bir yolculuk...
farklı farklı yaşamlarda farkli maskelerle ,farklı rollere bürünmek.
kısacası,bu güne kadar birilerini anlamak için kendimizi hep onların yerine koymaya çalıştık.lakin zaman ve mekan kavramlarına bağlı bir şekilde bu duyguyu tatmak çok başka şeyler katıyor insanoğluna.
nick nicki nickince
her şey gibi eskisi makbul olan...

ilk zamanlarda tavuk güreşi, insanların işten çıkışının videoya çekilmesiymiş sinema. sonra the great train robbery, le voyage dans la lune gibi filmler gelmiş zamanla. sonra ver elini metropolis, un chien andalou. sonra chaplin gelmiş, sinemayı zirvesine çıkarmış.

ordan sonra hep bayır aşağı, hep bayır aşağı. şimdilerde ise film yapıyorlarmış, öyle duydum... elbise giydirmeyi unutturdukları üç beş kızla, sakız çiğner gibi konuşan iki lavuğu çıkarmışlar kameranın önüne... ne çekim var, ne mizansen. öyle kendi aralarında konuşuyorlar işte.
tasarimharikasi
sinema ve tv sektöründe; seslendirme stüdyolarının efsane ismi erkan esenboğa bu akşam geçirdiği kalp krizi sonucu yaşama veda etti. mekanı cennet olsun allah gani gani rahmet eylesin.
mementoo
izleyeceğim filmin dvd’sini 3 tl verip almak yerine neden 30 tl verip bisürü kişi ile aynı anda izlediğimi anlamadığım mekan.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol