şeriat

0 /
simplist
genelde rejimi, hukuku, yaptırımları gibi kısımları ile akla gelen ve sadece onlardan oluştuğu algısıyla tepki verilen sistem bütünüdür.
örneklendirmek gerekirse; "sinema" bir bütündür. filmi, salonu, oyuncuyu, konuyu, ışığı, dublajı, türü ya da sektörde çalışansanız çalışma koşullarını sevmeyebilirsiniz. ama bu tümüyle sinemaya karşı olduğunuz anlamına gelmez. ya da bunlardan herhangi birine tutkulu olmanız sizi her şartta sinemanın fedaisi yapmaz.
demem o ki; arada bir geri çekilip resmin tamamını görmeye çalışmak gerek.
babangelsin
kesinlikle türkiye'ye gelmesi gereken yönetim biçimi.sebebi ise kurallarının sert olması.bu kulaklar 'cezalar beni yıldırmaz,ben yine tecavüz ederim.'diyen insanları duydu.işte böyle insanlara vurucaksın 100 sopayı bak bakayım bir daha ağzını açacak mı?
kirlisakal
sayın ahmet hulusi bu konuda şu değerli fikrini paylaşmıştı okurlarıyla :
iki hadis var;
"din nasihatten ibarettir"
ve "dinde zorlama yoktur"
bu bilgilere dayanarak zorlama olan herhangi bir şeyde din yoktur diyebiliriz. o yasa olabilir, devlet olabilir, yönetim şekli olabilir insanlara çok şeyler de katabilir kurallarını dine dayanarak almış da olabilir ama din değildir.
ahmed hulusi beyin diğer açıklamaları gibi gayet basit ve net.

lakin insan beşeri, sosyal bir varlıktır. yaptıklarıyla, değerleriyle, konuşmasıyla hatta sadece mimikleriyle bile diğer insanları etkiler, değiştirir. her ne kadar zorlamak insanı riyakarlığa itse de beşeriyetten doğan kötü etkilerden sıyrılabilmek için şeriat kuralları vardır. bu şüphesiz toplum için daha hayırlıdır. mesela harama bakmak kişinin hafızasını kaybına neden olur. makro boyutunda düşünecek olursak: modayla dayatılan açık giyim toplum hafızasını öldüren bir şeydir. ve toplumu pasifleştirerek ağzından daha kolay lokmayı almayı sağlar. bunun olmaması için toplumda ki diğer insanların hafıza kaybına uğramamaları için örtünme yasağı vardır. bu ve bunun gibi yasaklar birçok durumda toplumun verimini arttırır, evrensel değerlere yaklaştırır. ayrıca açık giyinen bir insan da bizi hatalara sürüklüyorsa eğer bu kişi de bizim üzerimizde bir zorlama yapıyor demektir. onun zorlaması olacağına şeriatin iyiye zorlaması olması nezdimde daha hayırlıdır. ama en güzeli insanın içinden, özünden gelerek o yasaklara uyması. hatta onları kendi keşfedip anlaması. lakin bu çok ciddi fedakarlıklar ve o fedakarlığı yapacak inanç gerektirir.

ayrıca islamiyette ruhbanlık olmadığı için hakikatte kimse din adına bir şey yapma hakkına sahip değildir. lakin bazı insanlara bilgili olduğundan ve bildiklerinden dolayı saygı duyulur onların mertebelerine hürmet edilir. ama bu da kesin değildir hiçbir zaman için. yani anlayacağınız din konusunda her insan hür ve tek başınadır. her insanın dinden kendince nasibi vardır anlayabildiğini, bazısını yapabilir, bazılarına gücü yetmez.

allah hepimize cehaletten doğan gafletlerimizi farkettirsin ve affetsin...
duncan mac leod
#574176
bu hiç değildir,yeşil komunizmi çeşitli şekilde,cicileyip bicileyerek :"haşaaa,allah çarpar ,şeriat allah ın emridir" diyerekten millete yutturmak isteyen adamlarla doludur.dinini bilen bir aileden gelmeme rağmen,teokrasi rejimi yerine ,bazı dangalakların yorumu tersine çekip de ,yok canım hede hödö yani biz gibisinden serzenişleri asla inandırıcı gelmemiştir...

asıl anlatmak istediğim ise:

(bkz: allah ın dini siyasete bulaştırılmayacak kadar kutsaldır)
fergadan
allah teala’nın dinine sadece "din" denildiği gibi, millet şeriat, islam ve islam dini de denir. bununla beraber "islam" sözü, bazen güzel ameller manasında, bazen da iman manasında kullanılır. şeriat sözü de, ibadetler ve insanlar arasındaki ilişkilerle ilgili olan hükümlerin tümünde kullanılır.
ankunft
arapçadan dilimize geçmiş ve son yıllarda siyasi camialar tarafından hunharca anlamının içine turp suyu sıkılmış bir kelimedir.dilimizde bire bir karşılığı tam olmamakla beraber "kanun" kelimesi yeterli görülebilir. iran devriminden sonra iranda kanun olarak uygulananları şeriat kelimesinin gerçek karşılığı zanneden koltuk sevdalı bir grup siyasilerimiz bu kelimeye sahip çıkanları insanlık düşmanı ve çağ dışı kabul etmiş, bu kelimeye sahip çıkan ve iran kanunlarını şeriat zanneden bir diğer gafil (ve bazıları da hain) siyasilerimiz de yüzyıllardır yoğurduğumuz din-devlet-insan hamurumuzu farsi-şii din-insan-devlet hamuruyla değiştirmeye kalkmıştır. olan yine millete olmuş, kime inanacaklarını, kime güveneceklerini, ve en kötüsü gerçeğin ne olduğunu karıştırmaya başlamışlardır...
hexagram
yanlis algilanan, zamaninda yanlis uygulandigi icin surekli bu sisteme inanlari orumcek kafali, yobaz yakistirmasi yapmak bir o kadar orumcek kafalilik ve yobazliktir. demokrasi cagindayiz, laik bir ulkedeyiz diyen insanlar, turbanli ogrencilere okuma hakki vermeyen, yasak koyan zihniyete karsi neden ayni sekilde yobaz demezler? hangi sistem ne kadar guclu olursa olsun, ne kadar kusursuz olursa olsun, her zaman iyi bir sekilde yonetilemez. ornek:turkiye, fransa

turkiye ataturk donemindeki gibi kusursuz mu?, her seye ozgurlukcu bir tutumda mi yaklasiyor?
iste fransanin hali ortada.

sonuc olarak seriat orumcek kafalilarin, yobazlarin inandigi bir sistem degildir. bir zamanlar orumcek kafalilarin ve yobaz liderlerin yonetim seklinden dolayi boyle anilmistir.

o zaman soruyorum size halkin kacta kaci bugun ulkenin durumuna seviniyor? kac ta kaci memnun?

boyle olmasi laiklik sistemine inanlari orumcek kafali ya da yobaz mi yapiyor?

tabiki de hayir. suc yonetenlerdedir her zaman. istedigi kadar sistem kusursuz ya da guclu olsun. her sistem bir yerden sonra calismaz hale gelir.

simdi size anlatmak istediklerimi tao te ching in bir siiriyle anlaticam:


"ne kadar cok yasa ve kisitlama olursa,
o kadar yoksullasir insanlar. ( su anki durumumuz ortada)
ne kadar keskinse silahlar,
o kadar sorunlu olur ulke (amerika, ingiltere,israil surekli savas icerisinde)
ne kadar zeki ve hunerli olursa insanlar,
o kadar yeni sey cikar ortaya.
ne kadar coksa hukumdarlar ve kurallar,
o kadar cok olur hirsizlar ve haydutlar (ulkemizin en buyuk sorunu)
bu yuzden bilge soyle der:
hic eylemezsem duzeltirler insanlar kendilerini
baris verirsem onlara, durust olur insanlar.
hicbir arzu beslemezsem iyi ve sade bir hayata kavusur insanlar.



simdi laiklik icin yobazlik demekle, seriat a yobazlik demekle bir fark yoktur.


sistemler ne kadar guclu olursa olsun. onemli olan insanlar. insanlar kurallara uymadiktan sonra, basimizdakiler serefsiz ve namussuz olduktan sonra, sistemin seriat ya da laiklikle yonetmenin bir anlami olmaz.


zaten ataturk un nutuk kitabini okuyanlar dedigimi anlayacaktir. sistemin guclu ya da kusursuz olmasi tek basina bir sey ifade etmez. onemli olan insanlarin yapacaklaridir. iste guzel bir laiklik sistemimiz var ama bu guzel sistemimiz okumak isteyen bir turbanli kadina hak verdi mi? ya da muzdarip olan insanlarimizi mutlu edebildi mi?



soylemek istedigim asil sey seriat ya da laiklik bir yobazlik degildir. sadece o sistemi yobazlar yonettigi icin boyle bir tablo olustu.


not: ha bu arada yazdiklarimdan seriatci ya da laik biri olarak algilanmasin. soylemek istedigim sorun her zaman sistemlerden kaynaklanmiyor, yonetim seklinden kaynaklaniyor.
denemeler
zamanında hiçbir kuralın uygulanamdığı toplumları adam etmede uygulanabilirken, günümüzdeki teknolojik gelişmeler ve değişen toplum yapısı ve insanlar karşısında rafa kalkması gereken mantık.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol