pulp fiction

0 /
elifielifine
girl you’ll be a woman soon şarkısını unutturmayan film..


-----------------------------spoiler----------------------------
- esmeralda…
ispanyolca mı?
+ adım ispanyolca ama ben kolombiyalıyım.
- çok şirin bir ismin var tatlım.
+ teşekkür ederim. peki sizin isminiz nedir?
- butch.
+ butch ne anlama geliyor?.
- ben amerikalıyım tatlım, isimlerin anlamı yoktur.
-----------------------------spoiler----------------------------
hayalbaz
modern hayatı yücelten ve modern hayat kodlarını en iyi sinemalaştıran tarantino şaheseri.
diyaloglar nefistir. filmdeki şiddet sahneleri seyirciyi irrite edip filmin içine daha iyi çekmeye yarayan dehaca bir kullanımdır.
içiçe hikaye anlatımı ise seyircide çok katlı bir pasta tadı bırakır.
tasarimharikasi
kesinlikle abartıldığı kadar "mükemmel" ya da "muazzam" değil bu film. sinemaya yeni bir bakış açısı getirdi diyenlerin sırf tarantino isminin arkasına saklanmasındaki bit yeniğinden bahsetmiycem bile.

jules’in filmin başında ve sonunda incildeki bölümleri yorumlayışı ve olayı adalet; iyi polis kötü polise getirmesi haricinde ilgimi çeken bi sahne yok. orta halli bir film işte.
seferyan
filmin en ilgi çekici yanlarından birisi filmin anlatım şekli olup düz bir doğru üzerinde başlayıpta giriş gelişme sonuç kısımlarından oluşmayıp beyin cimnastiği yaptırarak ilerlemesidir. alışıla gelimiş vurdulu kırdılı, adaletin orman kanunları ile sağlandığı ve film sonunda kötü adamlar hariç herkezin mutlu olmadığı kara mizah türünün güzel örneklerinden biridir.
eldrun
filmde fuck ve türevleri 265 kez kullanılarak big lebowski’ye yaklaşılmış. tabi big lebowski bu filmden 4 yıl sonra çekildiği için aslında işi sidik yarışına çeviren coen biraderler diyebiliriz.
eldrun
vincent ve jules’un çantayı almaya giderken ayak masajı muhabbeti yaparlarken kapının önüne geldiklerinde üzerlerini düzeltmeleri, jules’un saati sorması ve daha erken biraz dolanalım demesi, koridorun sonuna doğru yürüyüp ayak masajı muhabbetine devam etmelerini ciddi ciddi izletir bu film. başka filmlerde oldukça kısa tutulan bu sahneleri kesmez, sıradan geyik muhabbetleri koyar önümüze film boyunca tarantino.
elchi
yaklaşık iki buçuk saat süren ve bu süre zarfında yer yer heyecanlandıran, yer yer şaşırtan ama asla sıkmayan bir film. bir puzzle gibi, parçaları birleştirip sonunda olayları havada bırakmıyor olması da ayrı bir güzelliktir tabii.
passive
esmeralda: what is your name?
butch: butch.
esmeralda: what does it mean?
butch: i’m american, honey. our names don’t mean shit.
hallucinogen
(bkz: mia) nın (bkz: vincent) a bahsettiği tek oyunculuk denemesi olan pilot filmde anlatmış olduğu fıkra da hiç fena değildir.vincent ın ısrarı ve adrenalin vuruşundaki başarısı onu , hiç de komik bulmadığı o fıkrayı anlatmaya ikna eder...

anne ,baba ve bebek domates birlikte yürüyorlardır
bebek domates geride kalır
bu duruma sinirlenen baba domates
bebek domatesin üzerine basar ve şöyle der:
ketchup ketchup ketchup !!!!

(bkz: dick dale)
cocabora
"lanet olası mayonezler papateslerin içinde yüzüyordu."
"ben senin dostun değilim dallama."
"garajımın kapısında ölü zenci deposu diye bir tabela gördün mü lanet olası."
gibi izledikten sonra anlamı olan boş ve müthiş muhabetlere sahip kült film.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol