o çantanın içinde ne olduğunu hiçkimse bilemedi...
pulp fiction
filmde geyik rekoru kırılıyor. tarantinoyu tarantino yapanda bu. ayak masaji yapmak istedim birden. harika film
(bkz: vincent vega)
konusundan cok soundtracki ile akillarda daha cok yer etmis bir film.
müziği ve dansıyla akıllara kazınan filmdir hala sountrack albümünü zevkle dinlerim.
"lanet olası mayonezler papateslerin içinde yüzüyordu."
"ben senin dostun değilim dallama."
"garajımın kapısında ölü zenci deposu diye bir tabela gördün mü lanet olası."
gibi izledikten sonra anlamı olan boş ve müthiş muhabetlere sahip kült film.
"ben senin dostun değilim dallama."
"garajımın kapısında ölü zenci deposu diye bir tabela gördün mü lanet olası."
gibi izledikten sonra anlamı olan boş ve müthiş muhabetlere sahip kült film.
(bkz: mia) nın (bkz: vincent) a bahsettiği tek oyunculuk denemesi olan pilot filmde anlatmış olduğu fıkra da hiç fena değildir.vincent ın ısrarı ve adrenalin vuruşundaki başarısı onu , hiç de komik bulmadığı o fıkrayı anlatmaya ikna eder...
anne ,baba ve bebek domates birlikte yürüyorlardır
bebek domates geride kalır
bu duruma sinirlenen baba domates
bebek domatesin üzerine basar ve şöyle der:
ketchup ketchup ketchup !!!!
(bkz: dick dale)
anne ,baba ve bebek domates birlikte yürüyorlardır
bebek domates geride kalır
bu duruma sinirlenen baba domates
bebek domatesin üzerine basar ve şöyle der:
ketchup ketchup ketchup !!!!
(bkz: dick dale)
filmdeki butun saatler 4 u 20 gecmektedir
esmeralda: what is your name?
butch: butch.
esmeralda: what does it mean?
butch: im american, honey. our names dont mean shit.
butch: butch.
esmeralda: what does it mean?
butch: im american, honey. our names dont mean shit.
yaklaşık iki buçuk saat süren ve bu süre zarfında yer yer heyecanlandıran, yer yer şaşırtan ama asla sıkmayan bir film. bir puzzle gibi, parçaları birleştirip sonunda olayları havada bırakmıyor olması da ayrı bir güzelliktir tabii.
vincent ve julesun çantayı almaya giderken ayak masajı muhabbeti yaparlarken kapının önüne geldiklerinde üzerlerini düzeltmeleri, julesun saati sorması ve daha erken biraz dolanalım demesi, koridorun sonuna doğru yürüyüp ayak masajı muhabbetine devam etmelerini ciddi ciddi izletir bu film. başka filmlerde oldukça kısa tutulan bu sahneleri kesmez, sıradan geyik muhabbetleri koyar önümüze film boyunca tarantino.
filmde fuck ve türevleri 265 kez kullanılarak big lebowski’ye yaklaşılmış. tabi big lebowski bu filmden 4 yıl sonra çekildiği için aslında işi sidik yarışına çeviren coen biraderler diyebiliriz.
bu film tarihin en sıkı dialoglarına sahne olmuştur.muadili yoktur.
filmin en ilgi çekici yanlarından birisi filmin anlatım şekli olup düz bir doğru üzerinde başlayıpta giriş gelişme sonuç kısımlarından oluşmayıp beyin cimnastiği yaptırarak ilerlemesidir. alışıla gelimiş vurdulu kırdılı, adaletin orman kanunları ile sağlandığı ve film sonunda kötü adamlar hariç herkezin mutlu olmadığı kara mizah türünün güzel örneklerinden biridir.
kesinlikle abartıldığı kadar "mükemmel" ya da "muazzam" değil bu film. sinemaya yeni bir bakış açısı getirdi diyenlerin sırf tarantino isminin arkasına saklanmasındaki bit yeniğinden bahsetmiycem bile.
julesin filmin başında ve sonunda incildeki bölümleri yorumlayışı ve olayı adalet; iyi polis kötü polise getirmesi haricinde ilgimi çeken bi sahne yok. orta halli bir film işte.
julesin filmin başında ve sonunda incildeki bölümleri yorumlayışı ve olayı adalet; iyi polis kötü polise getirmesi haricinde ilgimi çeken bi sahne yok. orta halli bir film işte.
filmde mianın anlattığı fıkra tarafımızdan yanlış anlaşılmıştır. bebek domatesin yavaşlığına sinirlenen baba domates orada "catch up, ketchup" demektedir. ayrıca:
(bkz: tarantino fucks)
(bkz: tarantino fucks)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?