pir sultan abdal

0 /
walide sultan
sabahtan cemalin seyran eyledim
gönüller perişan elinden sunam
nice bekliyeyim gurbet elleri
hiç bilir yok mudur halinden sunam

sen seher yelisin gider gelmezsin
gelirsen de bize baki kalmazsın
seni uçuranlar murad almasın
seni kim uçurdu gölünden sunam

pir sultan abdalım cemalin güzel
aradım bulmadım bir haber yazar
şimdi senin ismin cennette gezer
kalma bizim için yolundan sunam

soz-muzik: pir sultan abdal
benduruyorumsebagitti
dermanım ali

eğer yeşeren bir filiz olursam
şu halkın diline destan olursam
kara toprak senden üstün olursam
ben de bu yerlerden dosta giderim

ali ali ali dermanım ali
ali ali ali yetiş ya ali


dost elinden dolu içmiş gibiyim
üstü kan köpüklü meşe seliyim
ben bir yol oğluyum yol sefiriyim
ben de bu yerlerden dosta giderim

ali ali ali dermanım ali
ali ali ali yetiş ya ali

alınmış abdestim aldırırlarsa
kılınmış namazım kıldırırlarsa
sizde hak diyeni öldürürlerse
ben de bu yerlerden dosta giderim

ali ali ali dermanım ali
ali ali ali yetiş ya ali

pir sultan abdalım dünya durulmaz
gitti giden ömür geriye gelmez
gözlerim de hak yolundan ayrılmaz
ben de bu yerlerden dosta giderim

ali ali ali dermanım ali
ali ali ali yetiş ya ali
elifielifine
’’türküler,
türküler halkın dili,
gözü, yüreği olan ozanların
of çekmesidir,bozuk düzenlere.
nice ozan,
halkın ozanı olma gereğini
yerine getiremedikleri için,
bugün yaşamıyorlar.
ama bir tanesi var ki halkın sözcüsü
halkın duyan yüreği,
işiten kulağı,
söyleyen dili,
olduğu için pir sultan abdal 400 yıldır yaşıyor...’’
rhapsody
...
karsıdan görünen ne güzel yayla
bir dem süremedim giderim böyle
ala gözlü pirim sen himmet eyle
ben de bu yayladan sah a giderim...
duncan mac leod
"onu kim susturabildi ki zaten,tarihin kara zindanları mı,baskı mı,zulüm mü,hangisi?"özgürlüğü ismi olmuş uludur kendisi ,mazlumun yanında haktan yana olmuştur...

http://tinyurl.com/3cbpa9
otlupeynir
bir rivayete göre asılmadan önce taşlanmiştir. o kadar çok taş atılmış ki etrafı tamamen kaplanmış. o taşlar hala yıldız dağı eteğinde o zmanki gibi duruyormuş.
master of reality
dostum dostum
bin cefalar etsen almam üstüme oy
gayet şirin geldi dillerin dostum oy
varıp yad ellere meyil verirsen oy
gış ola bağlana yolların dostum dostum
ilahi anmaya yardan ayıran oy
bahçede bülbüller ötüyor uyar oy
kula gölge ise allah’a uyan oy
senden ayrılalı gülmedim dostum dostum
pir sultan abdal’ım gülüm dermişler oy
bu şirin canıma nasıl kıymışlar oy
isterisem dünya malın vermişler oy
sensiz dünya malı neylerim dostum dostum
darth sidious
pîr sultan abdal’in yasami uzerine, yazili kaynaklarda pek bilgi yoktur. dogum olum yillari bile bilinmiyor. yasami uzerine bilgiler, genellikle, kendi siirlerinden, halk soylentilerinden, kusaktan kusaga anlatilagelen menkibelerden, bir de yakinlarinin ya da baska ozanlarin onu anlatan siirlerinden cikarilir.

gene de bu yollardan epeyce bilgi edinilmistir, cunku pîr sultan, baglandigi tarikatin din anlayisini, dunya gorusunu yansitmakta ya da derinlestirmek icin soyut siirler yazan bir sanatci degildir, dogrudan dogruya basindan gecenleri, kavgasini, ozlemlerini, katlandigi acilari, yasaminin turlu yonlerini yansitan somut siirler yazmistir.

siirlerden, halk soylentilerinden cikarilan bilgilere gore, pîr sultan sivas’in yildizeli ilcesinin circir bucagina bagli banaz koyunde dogmustur. yildizdagi eteklerinde, circir’a kirk sekiz kilometre uzaklikta, denizden bin yedi yuz metre yuksekte, cogu tek katli kerpic evleri, soguktan korunmak icin yari yariyariya topraga gomulu bir koy...

banaz’da bugun de pîr sultan’in oldugu soylenen bir ev, onunde sairin yasadigi donemden kaldigina inanilan bir sogut agaci, agacin altinda, asâsinin ucuna takip horasan’dan getirildigine inanilan bir degirmen tasi vardir. pîr sultan yaz aylarinin guzel havalarinda bu tasin ustune oturup karisiyla sohbet edermis. koyluler bu evi, agaci, tasi kutsal sayarlar.

kizinin yaktigi agitta uzun boyluluguna, bicimliligine deginilen sairin asil adi, siirlerinde belirttigine gore, haydar’dir. bir yerde soyunun yemen’li oldugunu, bir yerde peygamber’in oz torunu oldugunu soyler, bir yerde de imam zeynel-âbidin’den "zeynel dedem" diye soz eder. uzmanlara gore, pîr sultan’in bu sozleri soylemesinin nedeni halk uzerindeki etkisini arttirmak icindir. muhammed peygamber soyundan geldiklerini, "seyyid"liklerini ileri surmek tarikat ululari arasinda bir gelenektir. genel kani, sairin iran’in dogusundaki turk yurdu horasan’dan, once iran azerbeycani’ndaki hoy kasabasina, oradan da anadolu’ya gocup sivas’a yerlesen bir turkmen soyundan geldigi yolundadir.

cocuklugu cobanlikla gecen pîr sultan’in okuma yazma bildigi anlasiliyor, ama bilgin bir kisi oldugu soylenemez. tekke egitimi cercevesinde kalmistir. halifeler tarihini, peygamber menkibelerini, evliya menkibelerini, tarikat kurallarini, yunus emre’yi, hatâyî’yi bilir. bunlar disinda, caginin bilimleriyle ilgilenmedigi gibi, divan edebiyati ile de ilgilenmemistir. siirlerinde yunan mitolojisinin, iran mitolojisinin izleri pek yoktur. ayrica, genel olarak butun tarikatlarin kaynaklandigi tasavvuf felsefesinin yuksek konularina da girmez.

soylentiye gore, pîr sultan’in uc oglu, bir kizi varmis. ogullarindan seyyit ali banaz koyunun ust yanindaki cam korusunda,pîr muhammed tokat’in daduk koyunde, er gaib de dersim’de gomuluymusler. adi sanem olan kizinin pîr sultan asildigi zaman soyledigi agit cok unludur. bazi uzmanlar bu agiti sanem’in agzindan bir tarikat ozaninin yazmis olabilecegini belirtirler. pîr muhammmed ise babasi gibi sairdir. delikanli iken attan duserek oldugu, pîr sultan’in "allah verdigini almaz dediler / bana verdigini aldi n’eyleyim" derken bu olaya degindigi soylenir. siirlerinden uzun yasadigi, cok cocugu bulundugu acikca anlasilan sairin, sagliginda iki ogul acisi gormus oldugunu ileri surenler de vardir.

pîr sultan alevî-bektasî tarikatindandir. tarikata girme arkadasi, yani musaibi, ali baba’dir. baglandigi tekkenin pîri ise, ahmet yesevî’nin anadolu’ya gonderdigi dervislerden koyun babanin tekkesinde, bektasîligin kurucusu haci bektas veli’nin tekkesinde posta oturmus, yani en ust makamlara getirilmis seyh hasan’dir.

pîr sultan, baglandigi tarikatca yalniz dinsel onder degil, devlet baskani olarak da gorulen iran sahlari adina, anadolu halkini osmanlilar’a karsi kiskirttigi,ayaklanmaya cagirdigi, belki de bir aayaklanmaya onculuk ettigi icin, sivas valisi hizir pasa’nin emriyle tutuklanmis, yolundan donmeyecegi anlasilinca da asilmistir.

soylentiye gore, asildigi yer sivas’da eskiden kecibulan adini tasiyan, sonra uzun sure daragaci diye anilan, simdi ise kepceli denilen yerdir. bugun sanayi carsisi’nin karsisinda mal pazari olarak kullanilan bu alanin gazhane bitisiginde, sira sogutlerin bitiminde bulunan, boyu bes metre, eni bir metreden fazla, bakimsiz toprak yigini onun mezaridir. ustundeki moloz taslar, asilmasi sirasinda hizir pasa’nin emriyle halkin attigi taslardir.

mezarinin, bir menkibeye gore erdebil’de, bektasî gelenegine gore de merzifon’da oldugu soylenir. daha baska soylentiler de vardir, ama gercege en yakin gorunen soylenti asildigi yere gomuldugu, yakinlarinin, tarikat erlerinin, hukumet baskisi yuzunden olusunu alip koyune bile goturemedikleridir.

siirlerinden, halk soylentilerinden cikarilan bu daginik bilgileri degerlendirebilmek icin, once, pîr sultan’in ne zaman yasadigini saptamak gerekir
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol