feleğin çarkına çomak sokturabilecek bi duygudur. denemedim hiç ona göre. özlemem ben zaten ki hiç. ne yani hıh özl... hayır ağla... gideer misin başımdan lütfeeen!
özlemek
gerçek hayatta yaşadıklarını, "onla" bilinçaltında yaşamandır.
"özledim": "imkanın varsa kaç gel, sana ihtiyacım var" demektir. bu yüzden "özledim" diyen bir kadına "ben de" denmez, öğrenin!
(bkz: yağmuru özlemek)
hava çok soğuk , istanbul bogazının ayazı ahşap evden içeri süzülüyor , yorganın içindeyim , bir tek burnum dışarıda çıkmasam hiç yataktan , gitmesem bugün okula ama olmaz anne bağırıyor aşağıdan ’’ hadi kalkın artık ’’ . kalkıyorum , el yüz yıkamak işkence, kuyudan gelen su buzun biraz çözülmüş hali . koşarak aşağıya ön odaya iniyorum , işte cennet ... soba yanıyor , üzerinde ekmekler çay da doldurulmuş bardaklara , benim ki paşa çayı biraz ılıtılmış , baba da okul önlüğümü sobada ısıtıyor heyyyt be ekmeklere tereyağ da sürülmeye başladı , gömül ...
evet özlüyorum çocukluğumun sabahlarını ...
okul yolundayım yanımda pati . pati benim köpeğim, kaniş - sokak köpeği kırması bişey. kedilerden acayip korkar ama gene de kendi çapında beni korur işte. hemen her sabah evden dışarı kim çıkacaksa ayakkabıları alıp çatıya çıkarması en büyük olayıdır , babam birkaç kez bu sebepten vapuru kaçırdıktan sonra akıllandık , geceden saklıyoruz ayakkabılarımızı .
evet özlüyorum pati’yi ...
sınıfımdayım , öğretmenimiz yeni birşeyler anlatıyor , bol örnekli , bol hikayeli . tenefüs ; mevsim hiç farketmez eksiksiz bahçedeyiz , oyun çok , lastik favoriler arasında . bir don lastiğiyle bu kadar mı eğlenilir arkadaş .. bayılıyoruz hepimiz ...
evet özlüyorum okulumu ...
okul sonrası eve dönüş , kapının üzerinde anahtar , bizim orada hep anahtarlar kapının üzerinde olur , gelen kimse kapıyı açar girer , anahtar bırakmamak çok ayıptır , komşular senin onlara güvenmediğini düşünür. giriyorum içeri , çantayı fırlatıp hemen sofraya ohhh çorba miss ...
evet özlüyorum annemin çorbalarını ...
veee sokak saati . işte burası günün en keyifli anı , mevsim hiç farketmez mutlaka sokağa çıkılır. kışsa parka , hele de kar varsa yokuştan merdivenle kaymaya, yazsa denize gidilir. vapur köpüğüne atlanır , hava kararana kadar bisiklete binilir ve illa ki salçalı ekmek yenir.
evet özlüyorum çocukluğumu ...
evet özlüyorum çocukluğumun sabahlarını ...
okul yolundayım yanımda pati . pati benim köpeğim, kaniş - sokak köpeği kırması bişey. kedilerden acayip korkar ama gene de kendi çapında beni korur işte. hemen her sabah evden dışarı kim çıkacaksa ayakkabıları alıp çatıya çıkarması en büyük olayıdır , babam birkaç kez bu sebepten vapuru kaçırdıktan sonra akıllandık , geceden saklıyoruz ayakkabılarımızı .
evet özlüyorum pati’yi ...
sınıfımdayım , öğretmenimiz yeni birşeyler anlatıyor , bol örnekli , bol hikayeli . tenefüs ; mevsim hiç farketmez eksiksiz bahçedeyiz , oyun çok , lastik favoriler arasında . bir don lastiğiyle bu kadar mı eğlenilir arkadaş .. bayılıyoruz hepimiz ...
evet özlüyorum okulumu ...
okul sonrası eve dönüş , kapının üzerinde anahtar , bizim orada hep anahtarlar kapının üzerinde olur , gelen kimse kapıyı açar girer , anahtar bırakmamak çok ayıptır , komşular senin onlara güvenmediğini düşünür. giriyorum içeri , çantayı fırlatıp hemen sofraya ohhh çorba miss ...
evet özlüyorum annemin çorbalarını ...
veee sokak saati . işte burası günün en keyifli anı , mevsim hiç farketmez mutlaka sokağa çıkılır. kışsa parka , hele de kar varsa yokuştan merdivenle kaymaya, yazsa denize gidilir. vapur köpüğüne atlanır , hava kararana kadar bisiklete binilir ve illa ki salçalı ekmek yenir.
evet özlüyorum çocukluğumu ...
dun gordugun birisinim bugun hayalini kuruyorsan, aha budur ozlemek.
yürüyorum..yolumdasın.
aklımdasın.fikrimdesin.içimdesin.
ben bunun için kızamıyorum kendime ..
sızlıyorum, özlüyorum, arıyorum seni.
her günüm böyle geçiyor nerdeyse.
ben rüyamda bile seni özlüyorum.
(bkz: ruya)
aklımdasın.fikrimdesin.içimdesin.
ben bunun için kızamıyorum kendime ..
sızlıyorum, özlüyorum, arıyorum seni.
her günüm böyle geçiyor nerdeyse.
ben rüyamda bile seni özlüyorum.
(bkz: ruya)
artık saçlarını uzun parmaklarına dolayıp enseni koklamayacağı için, gidip saçlarını kısa kestirmektir.
gecenin sarhoşluğunda insana çaresiz mesajlar yazdırabilecek duygu.
bakın şunun gibi;
sana yapışıp kalmak istiyorum. bütün gün sarılmak istiyorum ve sonra bütün gece nefesini hissedemiceğim kadar uzağa gitmeden sarılmak istiyorum, sen bıkana kadar bunalana kadar yapışıp öyle kalmak istiyorum, yani tahminimce sonsuza kadar kalp atışlarımı hissedebilceğin o mesafede kalmak istiyorum. evet böyle özledim seni öyle çok özledim ki özlem denen duygu utanıyo artık öyle çok özledim ki hobilerimin arasına özlemek yazmaya başladım hatta günlük hayatta naparsınız dediklerinde ben özlerim diyorum böyle özledim bunun ne kadar boktan olduğunun farkında mısın? delirmişcesine özledim özlemine ana avrat sövmeye başlamışcasına özledim özleminden nefes alamayacak hale gelecekcesine özledim bütün resimlerinin her milimetrekaresini bakmadan bir e bir çizebilecekcesine özlememin üzerinden yüz yıllık özlem geçti!
özlem bile bıktı artık ben ben bile bıktım artık özlemekten ayıp ama artık bitir özlemimi n’olur…
sonrada insanı ağlatır.özlemek en ibne duygudur.
bakın şunun gibi;
sana yapışıp kalmak istiyorum. bütün gün sarılmak istiyorum ve sonra bütün gece nefesini hissedemiceğim kadar uzağa gitmeden sarılmak istiyorum, sen bıkana kadar bunalana kadar yapışıp öyle kalmak istiyorum, yani tahminimce sonsuza kadar kalp atışlarımı hissedebilceğin o mesafede kalmak istiyorum. evet böyle özledim seni öyle çok özledim ki özlem denen duygu utanıyo artık öyle çok özledim ki hobilerimin arasına özlemek yazmaya başladım hatta günlük hayatta naparsınız dediklerinde ben özlerim diyorum böyle özledim bunun ne kadar boktan olduğunun farkında mısın? delirmişcesine özledim özlemine ana avrat sövmeye başlamışcasına özledim özleminden nefes alamayacak hale gelecekcesine özledim bütün resimlerinin her milimetrekaresini bakmadan bir e bir çizebilecekcesine özlememin üzerinden yüz yıllık özlem geçti!
özlem bile bıktı artık ben ben bile bıktım artık özlemekten ayıp ama artık bitir özlemimi n’olur…
sonrada insanı ağlatır.özlemek en ibne duygudur.
"bazen insan oyle ozlenir ki, ozlenen bilse, yoklugundan utanir" demi$ buyuk usta aziz nesin.
bilineni özlemekle, bilinmeyeni özlemek arasındaki ağır farkın farkındalığındaki bireyin acısını daha fazla hissettiği insancıl duygu.
ki vuslat varsa sonunda, güzel duygudur özlemek.
ki vuslat varsa sonunda, güzel duygudur özlemek.
en sevdiğiniz oyuncağı kaybettikten sonra araken hissettiğiniz duyguyu ifade eden kavramdır.
yaşanılacak bütün mutluluklardan mahrum bırakılmaktır.
özlenecek birileri olduğunu bilip sevinmektir bazen.
olmasa da sevmeye devam etmektir...
kokularla alakalı olandır, evet. bir yerde bir koku alırsın, içki sigara parfüm karışımı bir şey. özlersin..
hiç bir şekilde güzel olmayan bir durumdur. ister eski günleri ister eski sevgiliyi özlemek olsun her türlü can yakar ve çözümü yoktur.
uykudan uyandıran şey. görüntüler bir bir düşer hatrınıza. sana bakarken, gülerken, sarılırken...
her biri cam kırığı olur batar yüreğinize. her batan camla beraber gözünüze hücum eden yaşlar birikir birikir...en sonunda çığ olur düşer. yürekte biriken özlem gözünüzden akar geçer.
her bir kaybedilen insanla beraber özlemler çoğalır da çoğalır. oluyor da, yürek bunları bir seferde onca zaman nasıl taşır, insanın aklı almıyor.
her biri cam kırığı olur batar yüreğinize. her batan camla beraber gözünüze hücum eden yaşlar birikir birikir...en sonunda çığ olur düşer. yürekte biriken özlem gözünüzden akar geçer.
her bir kaybedilen insanla beraber özlemler çoğalır da çoğalır. oluyor da, yürek bunları bir seferde onca zaman nasıl taşır, insanın aklı almıyor.
bir anda tutuşur.
telefonundan hala silemediğin numarasını ararsın. karşına telesekreter çıkar, o minicik umudunun tam tersine. sanki cevap verecek miydi ki? hayır. ucu olmayan saçma salak bir umut belki ama, beklentiyi savamazsın ki. geldi mi yapışır benliğine, gitmek bilmez.
telesekretere dakikalarca konuşursun. ağlarsın. sesin titreye titreye ne kadar çok özlediğini tekrarlar durursun. ses yok seda yok. makine işte.
onun sesini bir daha duymama realitesini bile bile bitirirsin aramayı. ah bir de kabullensen sonsuzluğa göçtüğünü...
telefonundan hala silemediğin numarasını ararsın. karşına telesekreter çıkar, o minicik umudunun tam tersine. sanki cevap verecek miydi ki? hayır. ucu olmayan saçma salak bir umut belki ama, beklentiyi savamazsın ki. geldi mi yapışır benliğine, gitmek bilmez.
telesekretere dakikalarca konuşursun. ağlarsın. sesin titreye titreye ne kadar çok özlediğini tekrarlar durursun. ses yok seda yok. makine işte.
onun sesini bir daha duymama realitesini bile bile bitirirsin aramayı. ah bir de kabullensen sonsuzluğa göçtüğünü...
geri getiremeyeceğinizi bilmenin acı duygusudur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?