öğretmen

2 /
isigi izle
1.öğretme işini yapan kişi.
2.türkiye’de gradosu günden güne düşen, verilen cüz’i maaşla kıt kanaat geçinmeye çalışarak rekor denemelerinde bulunan, benim de iki senedir üzerine okuduğum, ancak gerek mantalite gerekse pratik olarak olamayacağımı düşündüğüm uğraşı,geçim kaynağı,geçindireç,meslek.
3.günümüzdeki kelimeleri kısaltarak kullanma sorunsalının ileri boyutta öngörülebilir meyvelerinden, ileride ’öğreten etmen’ anlamında kısaltma babında kullanılabilitesi yüksek sözcük.
offf be
az maaş çok iş mantığıyla çalıştırılan, ders anlatmanın yanında attığı adımın bile raporunu tutması istenen, öğrencilerle değil raporlarla ilgilenmek zorunda kalan, derste ne yaptığından çok tuttuğu raporlarla becerisi ölçülen insanların yaptığı meslek.
muhtelif muhalif
kendisine kahve ısmarlanması gereken ki$idir.

niye mi?

"bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" lafına binayen; bir fincan kahvenin de 40 yıl hatırı var bir de, eee, bir kahvenin 40 yıllık hatrına 40 yıllık kölelikten kurtulmu$ oluruz.
phoebues
hatırlıyorum ilk okulda yeni gelen bir öğretmenimiz vardı.ilk geldiği gün hemen kendi yaşamöyküsünü anlatmıştı bize ve daha sonradan da bizden yaşamöykümüzü anlatmamızı istemişti.düşünüyorum da keşke her öğretmen böyle biri olsa.yani biz öğrencilerden yaşamöykümüzü hiç değiştirmeden aynen anlatmamızı istese.belki o zaman öğrencilerin kendine özgüvenleri oluşur ve gerçeklerle yüzleşebilirlerdi.
selambengeldim
çoğusu birşey bilmediği halde sadece bu ünvanı taşımaktadır. mesleğinin gereğini hakkıyla yapmayanlardır. öyle ki sorduğunuz en basit soruyu bile yapamayan, ders anlatmayı beceremeyip bağırıp çağırarak arayı kapatmaya çalışan insanlardır. ama bazıları tabii. kimisi de çok iyi öğretmendir, gider yanına birşey sorarsınız, s.klemez bile sizi. hehe der savuşturur. bunların üniversitede prof ünvanında olanları vardır ki bir soru sormak için odasının kapısını çaldığınızda sizi siktirle kovalar. ah ah.
ama tüm bunlar dışında, eğitim öğretim gibi kutsal bir vazifeyi yerine getiren okumuş insanlardır.
ladycapulet
kutsal insanlardı gözümde eskiden. severdim öğretmenlerimi, ilkokuldayken "ne olacaksın?" büyüyünce diye sorulduğunda cevabım hazırdı: "öğretmen!". üniversiteye gelene kadar da öğretmen olmaya kararlıydım. sonra vazgeçtim ama gel gör ki istemediğin şeyler gelir seni bulur. öğretmenlik beni buldu ben ondan kaçtıkça. şimdi niye mi anlattım bunları. öğretmenlik şu an benim gözümde bir gardiyanlıktan farklı değil. eğitim falan hikaye. okula gelen minik çocukların meraklarını törpüleyen, sorularını yanıtsız bırakan, sürekli "çiçek" olmalarını öğütleyen sıkıcı insanların oluşturduğu bir güruh. sisteme entegre olacak sessiz, sakin, boyun eğen bireyler yetiştirmek en büyük amaç olmuş neredeyse. kim sessizliği bozsa hemen yaramaz olmakla suçlanıyor. koridorlarda hakem düdükleri ile karşılanıyor çocuklar. kontrol altında tutmalı bu "canavarları", "düzen" şart ne de olsa..
independence
kadrolu atamalari hep sikinti yaratmi$tir bu insanlarin. bildigim kadari ile hicbir zaman tatmin edici bir sonuca ula$amami$lar, hatta bu sikintilari dizilere bile konu olmu$tur;

(bkz: hayat devam ediyor)

bugun milli egitim bakani tarafindan yapilan aciklamaya gore $ubat ayinda 17 bin ogretmen kadrolu olarak atanacakmi$.
menekse
ilkokullarda örtmenim ,örtmenim diye parmak kaldırılarak söz istenen kişi.ilerki yıllarda kendilerinden hocam diye bahsedilir ve de söz istemek için parmak değil el kaldırmak gerekir.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol