(bkz: kuvayi milliye destani)
nazım hikmet
(bkz: kadinlarimiz)
büyük bir şair, türk vatandaşı, aslen çerkez.
polonya göçmeni kalemi güçlü yahudi asıllı yazar. sevenleri tarafından sürekli sistem tarafından dışlandığı ve ağır hapis koşullarında yaşadığı iddia edilse de bunu doğrulayacak nitelikte bir argüman elimzde mevcut değildir, kaldı ki en yakınları aristokrat kimlikleriyle bilinen dönemin elit tabakasını oluşturan insanlardır. yakın tarihimizin karanlıklar yumağında tam olarak tanımlayamayacağımız şahsiyetlerden biri.
...herhal ilerdedir yaşanacak günlerin en güzelleri.
aziz nesin ölmeden önce son kitabında nazım hikmetin anılarını anlatmıştır. atatürk ile yaşadığı ilginç bir anı şöyledir. tüm şairlerin katıldığı bir gecede nazımın katılmaması üzerine atatürk arabacısına nazımı gidip getirmesini söylemiştir. arabacı nazımın evine geldiğinde paşa sizi bekliyor demesi üzerine saate bakıp geç olduğunu anlayan nazım arabacıya dönüp bu saatten sonra masasına deniz kızı eftelyayı çağırsın demiş yazar ve şairdir.
nazim hikmet ko$tu anlamina gelen ingilizce hededir.
(bkz: run nazım run)
insan hayatı boyunca kaç yerde onun dizeleri gibi dizeler bulabilir ki kaç kişi onun muhabbettini yaşatabilir ki ülkesini çok sevdi ülkesinin sözde büyükleri onu bir türlü sevemedi,dünya ona saygı duydu bir tek biz saygı duyamadık.
değeri çok geç anlaşılan (hala tam olarak anlaşılmamıştır) büyük sanatçımız. herhangi bir şiirini okuduğumda gözlerim dolar, hatta bazılarında hüngür hüngür ağladığım bile olur (tanrım, neden bu kadar duygusalım?)
en sevdiğim şiirleri:
bence simdi sen de herkes gibisin
gözlerim gözünde aski seçmiyor
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence simdi herkes gibisin
yolunu beklerken daha dün gece
kaçiyorum bugün senden gizlice
kalbime baktim da iste iyice
anladim ki sen de herkes gibisin
büsbütün unuttum seni eminim
maziye karisti simdi yeminim
kalbimde senin için yok bile kinim
bence sen de simdi herkes gibisin
yürümek
yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
yürümek;
dost omuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını
bilerek
yürümek...
yürümek;
yürekten
gülerekten
yürümek...
kiz çocuğu
kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
en sevdiğim şiirleri:
bence simdi sen de herkes gibisin
gözlerim gözünde aski seçmiyor
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence simdi herkes gibisin
yolunu beklerken daha dün gece
kaçiyorum bugün senden gizlice
kalbime baktim da iste iyice
anladim ki sen de herkes gibisin
büsbütün unuttum seni eminim
maziye karisti simdi yeminim
kalbimde senin için yok bile kinim
bence sen de simdi herkes gibisin
yürümek
yürümek;
yürümeyenleri
arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
bir mavzer gözü gibi
karanlığın gözüne bakarak
yürümek!..
yürümek;
dost omuzbaşlarını
omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup
yürümek!..
yürümek;
yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını
bilerek
yürümek...
yürümek;
yürekten
gülerekten
yürümek...
kiz çocuğu
kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
hiroşima’da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
şeker bile yiyemez ki
kâat gibi yanan çocuk.
çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler.
insan ya hayrandır sana, ya düşman
ya hiç yokmuş gibi unutulursun
ya bir dakika bile çıkmazsın akıldan...dizelerinin sahibi şair.
ya hiç yokmuş gibi unutulursun
ya bir dakika bile çıkmazsın akıldan...dizelerinin sahibi şair.
en beğenilen şiirlerindendir ustanın.
dünyanin en tuhaf mahluku
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
1947
dünyanin en tuhaf mahluku
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
1947
yine sana dair
sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
sende uzaklığı,
sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.
sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
fakat asla ümitsizliği değil...
vatanından ırak yaşatılarak hasretten ölen yüce şair.
sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
sende uzaklığı,
sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
ve bir avcı iştahıyla etini dişlemek senin.
sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
fakat asla ümitsizliği değil...
vatanından ırak yaşatılarak hasretten ölen yüce şair.
aslında 20 kasim 1901 dogumlu olup, 40 gün için büyük görünmesin diye dogum tarihi 15 ocak 1902 olarak kayitlara geçmistir.
işin aslı bir şair hakkında konuşmanın ne kadar zor olduğuyla ilgilidir, hele birde mevzu nazım olunca bir başka keşmekeş karşılar insanı. nazımın denizinde boğulmadan hiçbir er kişiye adam gözüyle bakmam.
bu ülkeden bir "nazım" geçti..
satır satır işleyerek ruhlara..
satır satır işleyerek ruhlara..
43 yıl önce bugün aramızdan ayrılan degeri gün geçtikçe daha çok anlaşılan şairimiz.
tanrı nazımı yarattı. vatanhainliğini sevdiren adam.
kendi kendine konu$ma yetenegine sahip olan bu üstad hayat konusunda kısa bir gaz verme yazısı ile de beyninizi tamamen mıncıklayabilir ki oyle bir yazı yazmı$tır ki, giden sevgiliye küfredesin bile gelebilir.
(bkz: hayatı ıskalama luksun yok senin)
(bkz: hayatı ıskalama luksun yok senin)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?