nasanın sikinin ucuyla iş yapması

meekma
1967 - Apollo 1 - Amerika tırnak içinde "kazasının" ses kayıtları var. aşağıda atıcam. şimdiden uyarayım biraz rahatsız edici.

yaşanan şeyin "kaza" olmadığını artık birçok insan biliyor. birçok yalanın artık gün ışığına çıktığı gibi.

Örneğin Heather O'Rourke diye bir çocuk oyuncu vardı. Poltergeist (kötü ruh) filmleriyle ünlü olmuştu. belki bilen hatırlayan olur..



12 yaşında öldüğü zaman mafya medyası ne hikayeler basmıştı kamuoyuna.. Bağırsak enfeksiyonu filan dediler.. Yok anneannesinin evinde kuyu suyu varmış da cart curt.. bir ton yalan.


Wikipedia'dan
On January 31, 1988, O'Rourke began exhibiting flu-like symptoms. The following morning she collapsed in her home, and was rushed to Community Hospital in El Cajon.[19] En route, she suffered cardiac arrest, but paramedics were able to restart her heart at 9:25 a.m.[19] She was subsequently air-flighted to the Children's Hospital of San Diego,[19] where it was discovered she had intestinal stenosis, she went into emergency surgery. She survived the surgery but suffered another cardiac arrest whilst being transferred to the recovery room. Doctors performed CPR for over 30 minutes, but at 2:43 pm, O'Rourke was pronounced dead.[17][19] O'Rourke's cause of death was ruled congenital stenosis of the intestine[20] complicated by septic shock.





bir alttaki paragrafta Palavralar ansiklopedisi wikipedia bile çaktırmadan bu işte bir bit yeniği var demeye getiriyor.

Daniel Hollander, the head of gastroenterology at the University of California, Irvine Medical Center stated that O'Rourke's death was "distinctly unusual" as she lacked prior symptoms of the bowel defect: "I would have expected a lot of [digestive] difficulties throughout her life and not just to have developed a problem all of a sudden."

https://en.wikipedia.org/wiki/Heather_O%27Rourke#Death


heather'in ölümü artık "herkesin bildiği sır"

Heather O'Rourke hollywood'daki bir pedofil partisinde "arka tarafı" yaralandığı için hasta oluyor.. detayları için ..
https://www.crazydaysandnights.net/2017/11/todays-blind-items-molesters-killed-her.html


natalie wood var mesela..


resimdeki kişi kocası.. robert wagner.

1981 yılında "garip bir tekne kazasında" öldüğünde savcılıktır polistir ellerinden geleni yaptılar wood'un sarhoş olup tekneden düştüğünü ve boğulduğunu kamuoyuna satabilmek için.

oysa artık hikayenin ne olduğu biliniyor.. teknede iki kişi daha var biri kaptan diğeri de christopher walken..



iki kişinin bildiği şey sır değildir..

robert wagner natalie wood'u dövüp tekneden atıyor ve tekneye çıkmasına izin vermiyor.. natalie wood bir gece boyunca tekneye tutunmaya çalışıyor ve en nihayetinde boğuluyor..

40 yıl sonra natalie wood'un ölüm sebebi en sonunda kaza'dan "bilinmeyen sebeple" haline gelebildi. hayırlısı diyelim.

Natalie Wood's Cause Of Death Changed From 'Accidental' To 'Undetermined'
https://sanfrancisco.cbslocal.com/2012/07/09/natalie-woods-cause-of-death-changed-from-accidental-to-undetermined/

robert wagner'in muhtemel bir davaya karşı norveç vatandaşlığına filan geçtiği de iddia ediliyor..

detaylar
https://www.crazydaysandnights.net/2018/02/blind-item-13-truthwill-out-himmmm-blind.html


gerçekler birer birer ortaya çıkıyor .. er ya da geç.

neyse... apollo 1 kazasına gelelim.. herkesin bildiği sır bunun kaza filan olmadığı.

öldürülmek istenen birisi var.. gus grissom


gus grissom çok başarılı bir pilot ve tırnak içinde "aya yolculuk" için seçilen ilk isimlerden birisi.. ama fakat grissom nasa ile çalışmaya başladıktan bir süre sonra bir bokluk olduğunu fark ediyor..

bunu sık sık dile getirmeye başlıyor.. örneğin bir "uzay modülünün" (bak tırnak içinde yazdım) önüne bir limon asıp resmini çekiyor..



limon demek tırışka demek..

yanisi grissom bununla aya maya gidilemeyeceğini görüyor zaten..

konuyla doğrudan alakası yok ama siz selobantla yapıştırılmış bir tenekenin uzaya çıktığını düşünüyor musunuz?

https://www.hq.nasa.gov/office/pao/History/alsj/a17/AS17-148-22756HR.jpg

https://www.lpi.usra.edu/resources/apollo/frame/?AS17-148-22756


geri dönüyoruz... grissom.

kazanın olduğu gün grissom ve ekibi kabinin içinde.. yandaki binada da komuta kontrol var.. aralarındaki iletişim sürekli kopuyor.. bazen dakikalarca.. en nihayetinde de grissom patlıyor "ulan daha iki bina arasında konuşma yapamıyoruz aya gidince nasıl olacak bu iş" diye..

böylece nasa hakkındaki son eleştirisini de yapmış oluyor..

kabine "kazayla" saf oksijen basılıyor.. saf oksijen o kadar saldırgan bir kimyasaldır ki dokunduğu anda her şeyi yakar.. ne bir kıvılcıma gerek var ne de ısıya..


28:40'ta grissom'un serzenişi var.. 30:00'da da yangın başlıyor.. çok kısa süreli de olsa yanan birinin sesini duyacaksınız. tekrar uyarıyorum..



pedofil mafyanın yönettiği bir dünyada yaşıyoruz güzel dostlar.. pedofil mafyanın çıkarına ters düşmenin cezası ağır..

ama bir de şu tarafından bakalım, çok kötü şeyler yaşanıyor ama hiçbir sır da sonsuza kadar sır kalmıyor.. her yalan bir gün açığa çıkıyor..

nasıl ki dün söylenen yalanlar bugün artık saklanamıyorsa, bugün söylenen yalanlar da yarın bütün açıklığıyla ortaya dökülecek..

siz yeter ki gerçeğe gözünüzü kapatmayın.
redleader
insanlık olarak “ayh 2020 yetti artık kaçıcam buradan” diyerek uzaya gitmenin bir yolunu daha ısrarlı aradığımız bu dönemde, uzaya insan gönderme çabalarının geçmişiyle ilgili bilgiler paylaşmak isterim. başlık nasa, ama bütün ülkelerin kurumları aynı ölçüde beceriksiz - aşağıda örneklerine bakacağız.

Hep söylendiği gibi rusya ve amerika ilk uzaya çıkan ve ilk aya giden insanlar olabilmek için çok yoğun bir yarış halindeydi. Bu kapışma 69 yılında neil'ın “benim için küçük…”le başlayan cümlesiyle ilk etabını tamamlıyordu.

Hala süregelen ve günümüzde çok zenginlerin de hobi olarak dahil olduğu bu uzaya gitme kapışması içerisinde pek çok başarısız görev gerçekleştirildi. Bu görevlerden, doğrudan teknik aksaklıklar içerenlere bir bakalım.

1967 - Soyuz 1 - Rusya (SSCB)
Uzay yolculuğunun ilk şehidi Komarov'un da bulunduğu kapsül, paraşütleri açılmadığı için yere çakılıyor. Iddialara göre rus komutanları ona son taziyelerini sunarken (uyarı: gerçekliğine inanıyorsanız hassas bir foto): https://i.redd.it/8t50vqum71751.jpg

Göktaşlarını yakıp toza çeviren kalkanımız atmosferimiz, hafif kavurup bırakmış çok şükür ki geleceğe dair ders olsun.

1967 - Apollo 1 - Amerika
Meşhur görevden önce, daha test aşamalarındayken oluşan bir kaza. Elektrik kaçağı sonucunda, 100% oksijen olan kabin bir anda alev alıyor. Içerideki üç astronot hayatlarını kaybediyor.

100% oksijen mi? Halbuki sağlığa zararlı, biz onu solusak bile çok kısa sürede zehirlenmeye yol açıyor. ama kabinleri öyleymiş demek, alev alması ise zaten.

1971 - Soyuz 11 - Rusya (SSCB)
Tarihimizde uzayda ölen sadece üç kişi var; Soyuz 11 görevindeki rus kozmonotlar. Görevlerinin dönüşünde yörüngeye girerken, pek çok talihsizlik peşpeşe yaşanıyor. Anladığımız kadarıyla; sırayla patlaması gereken bir “ayrılma” modülü, aynı anda ateşleniyor. Bunun üzerine içeride hava ve basınç dengesini koruması gereken bir vana patlıyor. Daha da talihsizi bu vanayı geri takmak mümkün değil çünkü kozmonotların koltuklarının altındaymış.

Özetle, pek çok tırt teknik hatadan kaynaklı bir başarısızlık olarak tarihe geçiyor.

1986 - Challenger - Amerika

Artık abd'nin şova kalkmaya çalıştığı dönemlerdeki büyük trajedi. Açıklamalara göre, araçta kullanılan o-ringler (contalar) kalkış günü hava çok soğuk olduğundan (-3 santigrat derece) düzgün tutamıyor ve araç peşpeşe bir sürü olayın sonucunda havaya uçuyor.

Bu -3 derecede patlayan contaları kullanmak istedikleri uzay boşluğunun sıcaklığı -269 derece (4 Kelvin).

2003 - Columbia - Amerika

Kalkışta ısı yalıtımı ve yakıt depolarını uzayın soğuğundan korumak için olan bir sünger parçası kopuyor. Bu sünger uzay aracının sol kanadına düşüyor ve kanatta bir delik açıyor. Nasa yetkilileri “aman siktiret bu sünger meselesi önceki testlerde de oldu” diyip gönderiyorlar. Daha komiği bu araç 2 hafta boyunca yakıt deposu yalıtımsız ve kanadında bir delikle uzayda geziyor. Sonra yörüngeye girerken yanarak yok oluyor.

Bütün mürettebat ölmüş, ama “yerçekimsiz ortamın kurtçuk fizyolojisine etkisi” isimli deneylerindeki kurtçuklar, petri kabında hayatta kalmışlar. ilk uzay gazilerimiz de bu kurtçuklar demek.

----

Bu kadar başarısızlık ve can kaybı dışında, bir de doğrudan para israfları var. Mesela:
- uzayda kaybolan - Rusya, Proton Roketi (2011)
- mars'ı ıskalayıp bir daha görünmeyen - Lockheed Martin, Mars Orbiter
- Mars'a varıp bir daha haber alınamayan - NASA, Mars Polar Lander
- ağırlığı yanlış hesaplanıp yanarak düşen - Güney Kore, Naro-1
- Dünyaya düşüp okyanusta kaybolan - NASA, Glory (Climate Orbiter)
- Kalkıştan 17 dakika sonra çakılan - NASA, OCO uydusu
- Metrik sistem - emperyal sistemi karıştırmaları yüzünden yanan (ahashffs, ki bu ilk sefer değil) - NASA, Mars Climate Orbiter
- Vidalamayı unuttukları için fabrikada taşınırken devrilen ve mundar olan - Lockeed Martin, NOAA19

Bütün bunları başka herhangi bir devlet kurumu herhangi bir ülkede yapsa 8 kere kapanmış, demokratlar da “cehape nasayı batırdı” diye demogoji yapıyor olurdu.

nasa ve ve bütün bu organizasyonlar sikinin ucuyla iş yapıyorlar, ve her sene bok gibi para ezmeye devam ediyorlar.

----

Bütün bu saydıklarım sonucunda bir noktada “yok artık lan” dediniz mi? bu uzay organizasyonlarının yetkinliği konusunda bir saçmalık olduğunu düşünüyor musunuz?

Size bir anahtar vereyim: keşif ve/veya araştırma görevleri her zaman aslında askeri operasyonlardır. Bu askeri operasyonların pek çoğunu bilmeyiz, araştırma yapmadan isimlerini bile duymayız ama dünyamız hakkında öğrendiğimiz şeyler bu operasyonlardan gelir. Uzayla ilgili iki tanesine bakalım:

Operation fishbowl: 1962'de yapılan yüksek irtifa nükleer bomba testleri. Yani anlayacağımız dilden; adamlar atmosfere nükleer bomba atmışlar defalarca. Wikipedya'da bunun neden yapıldığıyla ilgili bir bilgi yok, tahmin etmek zorundayız. Fishbowl akvaryum demek - operasyonda nükleer füze atarak bu akvaryumu kırmaya çalışmışlar. Atmosferin kırılcak bir şey değil de hava olduğunu çözememişlerse demek o zamanlar (ki aya gitmemizden sadece 7 sene önce).

Operation highjump: 1946-47 yıllarındaki bu operasyonda, amiral richard byrde önderliğindeki bir filo antartika'ya gidiyor. Katıldığı bir televizyon programında antartika'da bütün dünyaya uzun yıllar yetecek kömür, petrol ve uranyum bulduklarını, ve bundan sonra her yıl oraya bir keşif görevi düzenleyeceklerini söylüyor.

Özetle, nasa'ya ya da herhangi bir kamu kuruluşunun deneylerinden önce, bu askeri operasyonları öğrenmemiz gerekiyor - ki doğru bilgiye ulaşalım.

Daha cıvata sıkmayı beceremeyip mars gezegenini ıskalayan bu kurumlara, nükleer testleri askerlere bıraktığı için de bir teşekkür edelim.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol