kendisine tekrar istiklal marşı yazabilirmisiniz diye sorulan bir soruya allah bu millete tekrar istiklal marşı yazdırmasın diyerek cevap vermiştir.
mehmet akif ersoy
kendısıne satasanları ayar manyagı yapmıstır.canakkale sehitlerine gibi dehset bir siirin sahibidir.son derecede dokunaklı sozleri siirleri vardır senı seviyorum /senın icin geberiyorum sairi degildir.bogazı yuzerek gecmısligi vardır.irkcılıga karsı cıkmıstır.arap lawrence karsı mucadele bile etmısligi vardır.torunlarından biri yanılmıyorsam isem tkp lideridir.aruz veznın en mukemmel orneklerini icra ifsa etmıstır.milletvekilligi yapmıstır.sirozdan vefat etmıstır.neyzen tevfik in arkadasıdır.
eger acmaksa medeniyyet bedeni
desene hayvanlar bizde medeni sozlerının de sahibidir.
eger acmaksa medeniyyet bedeni
desene hayvanlar bizde medeni sozlerının de sahibidir.
kendisi aslında arnavut kökenlidir.
hani milliyetin islam idi kavmiyet ne
sımsıkı sarılıp dursaydın a milliyetine
arnavutluk ne demek var mı şeriatta yeri
küfür olur başka değil kavmini sürmek ileri
arabın türke lazın çerkeze yahut kürde
acemin çinliye rüçhanı varmış nerde
müslümanlıkta anasır mu olurmuş ne gezer
fikr i kavmiyeti telin ediyor peygamber
en büyük düşmanıdır ruh i nebi tefrikanın
adı batsın onu islama sokan kaltabanın
işte ırk kavramı kendisi için bu kadar önemlidir.
hani milliyetin islam idi kavmiyet ne
sımsıkı sarılıp dursaydın a milliyetine
arnavutluk ne demek var mı şeriatta yeri
küfür olur başka değil kavmini sürmek ileri
arabın türke lazın çerkeze yahut kürde
acemin çinliye rüçhanı varmış nerde
müslümanlıkta anasır mu olurmuş ne gezer
fikr i kavmiyeti telin ediyor peygamber
en büyük düşmanıdır ruh i nebi tefrikanın
adı batsın onu islama sokan kaltabanın
işte ırk kavramı kendisi için bu kadar önemlidir.
muhafazakar bir kişiliğe sahip,aşırı gözlemci,hayal ve ilhama çok da dayanmayan şiirleri ile ünlü şair...
mahalli unsurları,yerelligi şiire katmayı basarmıştır...
mahalli unsurları,yerelligi şiire katmayı basarmıştır...
istiklal marşını safahat adlı kitabina almamıştır niye almadığini soranlara o artık benım şiirim değil milletin şiiri diyen insandir...
ödüllü marş yarışında birincilik kazamıştır.ödülü kabul etmemiş,milli duyguları gelişimiş bir şairdir.çok mütevazi bir hayat sürdüğü doğrudur.
yüce insan, (bkz: bilge kral)
hala onu yeterince anlayamadığımızı düşünüyorum..
millet vekili seçilmesi sonrasında bir zat yanına yaklaşır ve aşağılama amaçlı söye der :"siz baytardınız değil mi?
kendisi gayet sakin : "evet evladım bir yerin mi ağrıyordu?"
kendisi gayet sakin : "evet evladım bir yerin mi ağrıyordu?"
"allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın!" sözleri de benim için istiklal marşı kadar değerli olan aşmış insandır.
âkif, inanmış adam...
nazım hikmet ran
nazım hikmet ran
mehmet âkif ersoyun, hakkı tarık us tarafından sorulan
- acaba, yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?
sorusuna verdiği yanıttır.
-allah, bir daha bu millete bir istiklâl marşı yazdırmasın!...
- acaba, yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?
sorusuna verdiği yanıttır.
-allah, bir daha bu millete bir istiklâl marşı yazdırmasın!...
kurtulus savasinda belki eline silah alip cepheye gitmemistir ama sehir icinde yaptigi orgutleme ve mitinglerle ulkenin kurtulustaki onemli pay sahiplerindendir. ayrica savas sonnrasinda fikir ayriliklarindan dolayi misira surgune gonderilmistir.
"gurbeti memleketimde yaşayacağıma gurbette yaşarım" diyerek mısır a kendi isteğiyle gitmiş, sürgün edilmemiştir.
ye’s öyle bir bataktır ki,
düşersen boğulursun
azmine sarıl sımsıkı
bak ne olursun
dizelerinin sahibidir.
"bir şeyi çok istiyorsanız yapabilecekleriniz sizi şaşırtır sözünün benzeridir. "
düşersen boğulursun
azmine sarıl sımsıkı
bak ne olursun
dizelerinin sahibidir.
"bir şeyi çok istiyorsanız yapabilecekleriniz sizi şaşırtır sözünün benzeridir. "
istiklal mar$ini tacettin dergahinda yazmi$tir.
tüm eserlerine hayran olduğum ve hem yazılarına hemde şahsiyetine sonsuz saygı ve sevgi beslediğim ;
bülbül
....basri bey oğlumuza
bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım:
nihâyet bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı;
pek ıssız bir karanlık sonradan vâdîyi sarmıştı.
işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl...
bu istiğrakı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl.
muhîtin hâli "insâniyet"in timsâlidir sandım;
dönüp mâziye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!
taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd,
zalâmın sînesinden fışkıran memdûd bir feryâd.
o müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu:
ki vâdiden bütün, yer yer, eninler çağlayıp durdu.
ne muhrik nağmeler, yâ rab, ne mevcâmevc demlerdi:
ağaçlar, taşlar ürpermişti, gûyâ sûr-ı mahşerdi!
- eşin var âşiyanın var, bahârın var ki beklerdin.
kıyâmetler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?
o zümrüt tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun,
cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun!
bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
gezersin hânumânın şen, için şen, kâinatın şen!
hazansız bir zemîn isterse, şâyet rûh-ı serbâzın,
ufuklar, bud-i mutlaklar bütün mahkûm-ı pervâzın.
değil bir kayda, sığmazsın - kanatlandın mı - ebâda
hayâtın en muhayyel gâyedir âhrara dünyâda.
neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perişandır,
niçin bir katrecik göğsünde bir umman huruşândır?
hayır mâtem senin hakkın değil... mâtem benim hakkım;
asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım.
tesellîden nasîbim yok, hazan ağlar bahârımda;
bugün bir hânumansız serserîyim öz diyârımda.
ne hüsrandır ki: şarkın ben vefâsız, kansız evlâdı,
serapa garba çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!
hayalimden geçerken şimdi, fikrim hercümerc oldu,
salâhaddîn-i eyyûbîlerin, fâtihlerin yurdu.
ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde osmanın;
ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı mevlânın!
ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun;
o kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!
çökük bir kubbe kalsın mabedinden yıldırım hânın;
şenâatleri çiğnensin muazzam kabri orhanın!
ne heybettir ki: vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
sürünsün şimdi milyonlarca mevâsız kalan dindaş!
yıkılmış hânümânlar yerde işkenceyle kıvransın;
serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!
dolaşsın, sonra, islâmın harem-gâhında nâ-mahrem...
benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!
ankara, tâceddin dergâhı, 9 mayıs 1337 (1921),
şiirini kaleme alan şair üstad...
bülbül
....basri bey oğlumuza
bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım:
nihâyet bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı;
pek ıssız bir karanlık sonradan vâdîyi sarmıştı.
işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl...
bu istiğrakı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl.
muhîtin hâli "insâniyet"in timsâlidir sandım;
dönüp mâziye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!
taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd,
zalâmın sînesinden fışkıran memdûd bir feryâd.
o müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu:
ki vâdiden bütün, yer yer, eninler çağlayıp durdu.
ne muhrik nağmeler, yâ rab, ne mevcâmevc demlerdi:
ağaçlar, taşlar ürpermişti, gûyâ sûr-ı mahşerdi!
- eşin var âşiyanın var, bahârın var ki beklerdin.
kıyâmetler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?
o zümrüt tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun,
cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun!
bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
gezersin hânumânın şen, için şen, kâinatın şen!
hazansız bir zemîn isterse, şâyet rûh-ı serbâzın,
ufuklar, bud-i mutlaklar bütün mahkûm-ı pervâzın.
değil bir kayda, sığmazsın - kanatlandın mı - ebâda
hayâtın en muhayyel gâyedir âhrara dünyâda.
neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perişandır,
niçin bir katrecik göğsünde bir umman huruşândır?
hayır mâtem senin hakkın değil... mâtem benim hakkım;
asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım.
tesellîden nasîbim yok, hazan ağlar bahârımda;
bugün bir hânumansız serserîyim öz diyârımda.
ne hüsrandır ki: şarkın ben vefâsız, kansız evlâdı,
serapa garba çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!
hayalimden geçerken şimdi, fikrim hercümerc oldu,
salâhaddîn-i eyyûbîlerin, fâtihlerin yurdu.
ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde osmanın;
ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı mevlânın!
ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun;
o kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!
çökük bir kubbe kalsın mabedinden yıldırım hânın;
şenâatleri çiğnensin muazzam kabri orhanın!
ne heybettir ki: vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
sürünsün şimdi milyonlarca mevâsız kalan dindaş!
yıkılmış hânümânlar yerde işkenceyle kıvransın;
serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!
dolaşsın, sonra, islâmın harem-gâhında nâ-mahrem...
benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!
ankara, tâceddin dergâhı, 9 mayıs 1337 (1921),
şiirini kaleme alan şair üstad...
bugün doğumgünü olan şair. google öyle diyor.
yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum.
kesilir belki ,fakat çekmeye gelmez boyunum .
kesilir belki ,fakat çekmeye gelmez boyunum .
dini inançları yüksek birisidir pek ısınamadım bu yüzden.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?