küçük çocukları bakkala gönderen komşular

bu bir cocugun o komsulardan sogmasını saglayan izahın yetmiyecegi iğrenc bir olaydır,genel de sokakta oynayan cocugun en mutlu anında bu olay kendisine intikal eder ve komsu oldugundan sike sike yapacagı bir işkencedir

-mehmettttt yavrummm bana bir ekmek,bir kilo domates,birde kola alırmsıın canım
+tabi ki ayse teyze
+hay mına kodumun karısı ya sikti oyunu,beylerr siz maca devam edin benim işim var,böüğüğü

-mehmet yavrum bana,1 kilo peynir iki ekmek alırmısın
+ya ayse teyze hastamısın ya!siktin belamı 2 aydır,paronayak ettin ya git kendin al amına koyum
diye sonuclanası olay

- cocuklarrr bana kim ekmek alır
....
-cocuklarrr
....
-ali oglum sen alırmısın?
...
-aliii oglum sana dedim canım
+ya bak hala bana dio abi ya hay .mna koyim beni secti kaltak,tabiki fatma teyze giderim

genelde çocukları küfür ede ede yapmaya zorlayan ev hanımlarıdır. bazen bu komşuların çocukları evde otururken, dışarıdaki çocukları gönderdiği de görülmüştür . dışarıdaki çocuklar oyun oynarken bölünmesini sağladıkları için çocuklar tarafından sevilmezler.

-mahmut oglum benim için birşey alırmısın
+efendim mehmet abi?
-bana bir okey kap gel
+hık?
-hadi yavrum sen öyle de anlar onlar
+costu adam mına koyum,sanki bilmiyorum okey ne,göt herif yakın da bana otuzbir cek diye de bagırır, tamam abi alırım!...

bu toplumsal hastalıkla ilgili pek güzel bir karikatürü vardı erdil yaşaroğlu’nun,bulursam bu entryye edit vasıtası ile eklerim efendim.

-burak oglum su paraları dolara cevir,sunlarla hisse senedi al,bir de bunu repoya yatırırmısın yavrum benim için
+naptın teyze ya bakkala göndermen lazımdı bankaya değil abarttın mına koyum...
-oglum ben evden cıkamam şimdi,hadi yavrum
+yok teyze bu yaptıklarım az ben götümü de vermek istiyorum
-terbiyesizz!
+....evet biraz götümdür ben bir daha göndermek istersen daha fena seyler söylerim,of ya ne cektiğim senden

kucuuuuk bakarmısın die başlar genelde.

(bkz: kucuk cocukların artık buyuduğunu hala anlayamayan komşular)

küçüük bakar mısın diye başlar evet. gayr-i ihtiyarı baktıysanız küfür olayı kaçınılmaz tabii.ama en temizi duymamazlıktan gelip ve yürüyüp gitmek.

bunlarin bir de kapida kaldiklari zaman mahallenin kucuk cocuklarini pencere,balkon artik neresi musaitse oradan evlerine sokup kapiyi actiran tipleri vardir ki aman diyeyim.

elinde dantelle (evet dantel ile oturmaya gelmiştir) kapıda aniden belirip, hiç utanmadan " riza oglum bana 1 normal(?) 1 de kepekli ekmek alırimisin ama ekmekleri şu ilerideki (10 dakikalık yoldan) fırından al yeni cıkmış varsa ondan al yok yeni cıkacaksa bekle 1 az da yeni cıkanı al " der.genellikle bilgisayar oyununun basindan ( genelde age of empires yada red alert olur) kaldirilmaniza, giyinmenize (cunku pijamalar ile sıcacık odada ayaklar kasanın ustune uzanmış bir sekilde rush yapıyor olursunuz), yola cikmaya mecbur edilmenize sebep olan kişilerdir.

eski usul komsuluk bagları olan semtlerde mahhallenin tüm fertleri bir aile gibi olduğundan annenin cocugunu bakkala gondermesinden cok farklı olmayan eylem. keske hala her yerde boyle bir komsuluk olsaydı, boylelikle olen birinin cesedi haftalar sonra kotu kokuların sonucunda bulunmaz ve hatta o insan orada o derece acı bir sekilde olmezdi. bu medeniyet denilen seye cok istekliyiz ama bizi biz yapan degerler yok olmus medeni olmak isterken farkında değiliz.

komsu teyze : oglum kos bana bir makarna al bakkaldan, hadi evladım benim.
expert3 : seve seve teyzecim...

çocukluğumuz dönemlerinde birinin sizi bakkala gönderebilmesi için illa tanıdığınız ya da onun tanıdığı biri olmanız gerekmezdi.siz bir küçüktünüz.hele bi de site de oturuyorsanız her apartmanın penceresinden sarkmış bir kaç hanım teyze
-küçüüük bakar mısın.küçüüüük bak bi
şeklinde sokakta bulunan çocuklara seslenir ve her biri bir çocuk kapmaya çalışırdı.e biz çocuklara da günlük harçlığımızı çıkarmak için gitmek düşerdi.cömert olan hanım teyze her zaman bir numaralı müşterimiz olurdu.bunun yanında bazı hanım teyzeler vardı ki bi şeker bile vermezlerdi.bu gibi durumlarda ise hanım teyzeyi kara listeye alır,ve tüm çocuk birimlerine bildirirdik.yani biz ticaretin kitabını yazmaya daha çocukken başlıyoruz farkında olmadan.

-hayati bakkaldan 2 ekmek alsana kendinede sakız al yavrum...
+tamam teyze
+kaltağa bak bide dalga geçiyo sakızmış...

ilk dayağımın sebebidir.

komşu çocuklarla top oynuyordum sanırım.kaptırmışız maça bu bana bağırıyor balkondan "küçük gel bakayım" diye.ulen o kadar çocuk var bu beni çağırıyor.neyse efendi çocuğuz koştuk gittik."bana bakkaldan ekmek..." gerisini beklemeden yapıştırdım "siktir"i kaçtım geri.bu lafı da o ara büyüklerin mahalle maçında duymuştum ilk.top kaçtıydı,birine dediler git getir topu diye,o da tak yapıştırmıştı "siktir"i.evet tahmin ettiğiniz gibi bir başkası topu almaya gitti.o an gözümde büyümüştü eleman."bi laf söyledi yırttı" falan diye düşünmüştüm.neyse işte o bakkal görevi buna çok benziyordu.düşünmeden söylemiştim.

akşam oldu eve döndüm.annem direk patlattı tokadı.meğer karı direk anneme ispiyonlamış beni.işte o tokattan sonra ışıl ışıl oldum ve tekrar efendi çocuk oldum.ve artık beni pek bakkala gönderen olmadı.

hayır aldığın ekmeği beğenmez bi de bu komşular.
-chillekli kızım bu ekmek eğri biraz.
+midene girince düzelir teyze.
(bkz: küçük olmanın zararları)