kopyayı sığsın diye kağıdın üstüne küçük küçük yazmak sonra okuyamamak.
kopya çekerken yapılmış en büyük salaklık
kopya için formüller sol kola itina ile yazılır, biran için salon görevlisine yazılı olan sol kol kaldırılır ve göz teması sağlanır. yüzdeki ifade de kibarlık budalası ifadesi baş gösterir,fazla şirin...sonra biran için kopya yazılı kolun havada olduğu fark edilir.bu fark edişlik ile tüm beden alarma geçer.o an için yerini şapşal,ne yapacağını bilmez halde acaba gördü mü düşüncesinin kulaklarda yankı halinde durdurulamaz çınlamasıyla yüz ifadesi tamamen değişir. yardım için gelen görevlinin yüzüne hiç birşey söylemeden ölece bakılır, ilk sözü onun söylemesi beklenir. sanki biraz önce birşey sormak için yardım isteyen kişi kendisi değilmiş gibi. yani işin aslı insan kopya çekme durumunda yakalanırsa çok beter bir durum yaşanıyor.(bkz: bende oldu ordan biliyorum.)
kopya çekerken değil -dikkatinizi sündürürüm- verirken tırnağımın üzerine 3-b , 5-d, 6-a ... diye yazıp;elimi arkaya koyardım..arkadaş da bi güzel okurdu sagolsun.aslında salaklık değil,bakmayın siz başlığa.ihtiyactir bu ve benzeri olaylar.bu ihtiyaci gidermek de ben ve benzeri kisilerin ihtiyaçmis gibi algilamasindan kaynaklanmaktadir orasi ayri tabi.
salakliga gelince;ilk denemedeki bir salaklik abidesi idi.tamam kabul ediyorum,bana göre dogru yazilmis tirnagimdaki kopya, arkaya koyunca arkadasa ters göründügünden pek de pozitif bi sonuç alinamamisti.ama astik artik oralari.ben kendime göre ters yaziyorum ki;arkadasima,dogru sekliyle görünsün...
sormayin çok fedakardim ben çook.
1 yil sonra gelen edit: hey gidi günlerim!...
salakliga gelince;ilk denemedeki bir salaklik abidesi idi.tamam kabul ediyorum,bana göre dogru yazilmis tirnagimdaki kopya, arkaya koyunca arkadasa ters göründügünden pek de pozitif bi sonuç alinamamisti.ama astik artik oralari.ben kendime göre ters yaziyorum ki;arkadasima,dogru sekliyle görünsün...
sormayin çok fedakardim ben çook.
1 yil sonra gelen edit: hey gidi günlerim!...
hocanın birşeylerden şüphelenip yanıma geldiğinde sen de mi brütüs diyen ses tonuyla yıkılmiş bir hal-i vaziyette "ver o sıranın altındakini" dediğinde "hocam verilecek bi şey değil" demiş olmamdır.
nerden aklıma geldiyse kurtardı beni bu cümle o anki rizikodan
nerden aklıma geldiyse kurtardı beni bu cümle o anki rizikodan
lisede bir kız arkadaş kopya kağıdının üzerine "kimya kopyası" diye başlık atmıştı, gördü bu gözler o kağıdı...
kopyayı etege sıkıca ignelemi$ olmaktır. hoca tutup da çektigi zaman... aman yarabbi.
(bkz: based on a true story)
(bkz: based on a true story)
hocanın sınıfa güneş gözlüğü ile girmesiyle beraber kopya çekememek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?