kadın olmak

bir kadın konuşuyor.
çoğu kadın gibi ezilen,
hor görülen bir kadın soruyor:
"suçum neydi benim
okumak mı,aşık olmak mı,
adaletsizliğe karşı çıkmak mı?"
adeta haykırıyor.
sesini herkese duyurmak istiyor
ve en sonunda
sorunun cevabını kendisi veriyor:
"suçum kadın olmak!"

(bkz: dünyada kadın olmak)

#413459

(bkz: sözlükte kadın olmak)

seyfi dursunoglu’nun müptelası olup neredeyse her yayına baglandıgı programdır.

güzeldir, ilginç $eyler görebilirsiniz. akıllı yün varmı$ bir tane, siz ördükçe kendi desen çıkarıyormu4 mesela. ya yaa...

konuya dairhttp://tinyurl.com/25owqs

okulda, yolda,işte, markette, manavda,dolmuşta, bakkalda tacize uğramak ayrıca baba dayağına,koca dayağına katlanmak demektir.

asla başaramadığım eylem.

her ne kadar kadının adı yok kalıbına sokulmaya çalışılsa da kadın olmak felsefe gibidir; görünenin ardındaki anlamdır.

tamamen kar$ılıksız bi canlıya hayat vermek,büyütmek,sevmek..
fedakarlıkta bulunmak zaman zaman incinmek.
karde$,e$,sevgili,anne olmak.
kar$ı cinsin bazı isteklerini yerine getirmek.
sevmek..sevilmek..
sevilmese de yine sevmek.
en zor i$.

insanları elinin tersiyle itip kendisinden uzaklaştırmak değil, avuçlarını sımsıkı kavrayarak insana emin ellerde olduğu duygusunu verebilmektir.

berna lacin’ in konsepte de basliga da cuk oturdugu program. hakikaten pek bir keyif aliniyor izlerken, televizyonlarin gunduz kusagi facialarinin arasina gunes gibi dogdu vallahi.

hafta ici her gun atv’de saat 13:10 itibari ile ba$layan ve berna lacin tarafindan sunulan kadin programi.

başka kadınların uydukları için seni de uymaya zorladıkları kurallara uymaya çalışmak, erkeklerin namusu olmak ama aynı zamanda başka namussuzluğu da göstermek, birey olduğunu kanıtlamaya çalışmak, ailen tarafından kadın olduğun için engellenmek, hep çabalamak, ama hiç başaramamak ve en sonunda kabullenmek.

erkek olmak kadar dogal bi durum...

dünyada, türkiye de ve islam da ikinci sınıf insan olmak.

belkide dünyada olabileceginiz en zor şey.
(bkz: herkes beceremez)

üzerinde kitap yazılası kadar derin mevzu elbet kadın olmak. ama kadın olmayı sadece yatakta hissetmek, bunu hissettirecek erkeği yüceltip gerisini beş para etmez sayarak ve kitaplarına özgürlükten, varlıktan yokluktan dem vuran isimler koyarak becerilecek iş değil.

eşitlik adı altında imtiyaz peşine düşmek de değil, sokakta istediğimi giyme özgürlüğüne sahibim ben, kimse bana laf atamaz derken, uğradığı tacizden ötürü kendini güzel zannetmek hele hiç değil. kendini güzel ve özel hissettiren tek şeyin iltifat adı altına sıkıştırılmış yalanlar olması da değil herhalde.

tüm bunların yanında salt içgüdülerinden kaynaklı tepene çıkmış adamla aynı hayatı paylaşmak zorunda da bırakılmak olmamalı kadınlık. bi kaç dönüm toprağa körpe bedeninin satılması da, kocamdır, döver de sever de derken vücudundaki morluklara bakmak da.

coğrafyaya bağlı olmasa keşke kadın olmak, ben istediğim adamla evlenme hakkına sahipken birileri dedesi yaşındaki adamların altında oyuncak olmak pahasına satılmasa..

töre adı altında canlarına kıyılırken onların, elleri titrese keşke babalarının. benim canımdan parça o, nasıl veririm toprağa bu yaşta, kendi ellerimle hem de, böyle töre mi olurmuş? böyle ata mı olurmuş? soysuz olmayı yeğlerim dese..

keşke demek kadar basit olsa zorluklarının üstesinden gelmek kadın olmanın her dilde, her coğrafyada, her iklimde..

sözün özü, zor kadın olmak ama acınası değil, kendine acıttırası değil.

belki de şu günlerde 20 yaşlarında erkek olup cesedinin memleketimin bir ucundan, halkların kardeşliğine inat halkların kalleşliğinin kurbanı olarak dalga geçer gibi bayrağa sarılı olarak gönderilmesinden daha zor değil..

hiç bir şey o cesedin annesi, karısı, bacısı olmaktan daha güç değil.

(bkz: kadın olmak zor iş be )

(bkz: kadinin adi yok)