kadın olmak

adrenokortikotropik
üzerinde kitap yazılası kadar derin mevzu elbet kadın olmak. ama kadın olmayı sadece yatakta hissetmek, bunu hissettirecek erkeği yüceltip gerisini beş para etmez sayarak ve kitaplarına özgürlükten, varlıktan yokluktan dem vuran isimler koyarak becerilecek iş değil.

eşitlik adı altında imtiyaz peşine düşmek de değil, sokakta istediğimi giyme özgürlüğüne sahibim ben, kimse bana laf atamaz derken, uğradığı tacizden ötürü kendini güzel zannetmek hele hiç değil. kendini güzel ve özel hissettiren tek şeyin iltifat adı altına sıkıştırılmış yalanlar olması da değil herhalde.

tüm bunların yanında salt içgüdülerinden kaynaklı tepene çıkmış adamla aynı hayatı paylaşmak zorunda da bırakılmak olmamalı kadınlık. bi kaç dönüm toprağa körpe bedeninin satılması da, kocamdır, döver de sever de derken vücudundaki morluklara bakmak da.

coğrafyaya bağlı olmasa keşke kadın olmak, ben istediğim adamla evlenme hakkına sahipken birileri dedesi yaşındaki adamların altında oyuncak olmak pahasına satılmasa..

töre adı altında canlarına kıyılırken onların, elleri titrese keşke babalarının. benim canımdan parça o, nasıl veririm toprağa bu yaşta, kendi ellerimle hem de, böyle töre mi olurmuş? böyle ata mı olurmuş? soysuz olmayı yeğlerim dese..

keşke demek kadar basit olsa zorluklarının üstesinden gelmek kadın olmanın her dilde, her coğrafyada, her iklimde..

sözün özü, zor kadın olmak ama acınası değil, kendine acıttırası değil.

belki de şu günlerde 20 yaşlarında erkek olup cesedinin memleketimin bir ucundan, halkların kardeşliğine inat halkların kalleşliğinin kurbanı olarak dalga geçer gibi bayrağa sarılı olarak gönderilmesinden daha zor değil..

hiç bir şey o cesedin annesi, karısı, bacısı olmaktan daha güç değil.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol