ihanet

0 /
goetica
umay umay $arkısıdır ağzı bozuk a$k mektubu albumunde yer alır..

ah ihanet, yetim mi kaldım?
hiç dü$medim, uçurum sarktım..
korkmuyordum, kırmızı baktım..
sevmiyordum, kendime kaçtım..

gülüyor gibi yaptım,
ölmüyor gibi yaptım..

ölmüyordum, göğsümü yaktım..
gül annemdi, dikene kızdım..
’ağla’ dedi, küstüm ağlamadım..
kalp sokakta vurulmaz sandım..
nostalji kralicesi
gulsen’in simdi albumunde yer alan hareketli bir parca.

sozleri de soyle:

içim öyle rahat
hiç acelem telaşım yok
zaman öğretiyor eğriyi doğruyu insana

ben günahsızdım sen günahkar
sevmemişsin gördüm zerre kadar
çok belliydi niyetin anladım
yazık ki herşey bir yere kadar

sana bir ihanet borcum vardı
ödedim sonunda ağlayarak
çoktan hak etmiştin bunu güzelim
berabere bitti bu aşk
made in heaven
gecekondu yikimlarinda belediyelerin sergilediginden cok daha fecisini kalbinizin en derininde yasamaniza neden olan davranis.isyaniniz da evlerini korumak icin cirpinip saga sola saldiran garibanlardan daha fecidir.sessiz,cok feci.
sukela
mat’ın 15 mayıs tarihli albümünde bulunan güzel şarkısı.

seni seven bendim
beni üzen sen oldun
benim için tektin
ama sonra hiç oldun

kaçtım buralardan
bıraktım her şeyi ve seni
dönmek yok geri ama
unutamam ihaneti

beni bulan sendin
yine vuran sen oldun
aklımı kaybettim
ölüden beter oldum

kaçtım buralardan
bıraktım her şeyi ve seni
dönmek yok geri ama
unutamam ihaneti

eskisi gibi olamaz
ihanet cezasız kalamaz
geçmişi sildim attım
geleceğin benden kaçamaz
cevizlisucuk
lyndsey harris’in harika kitabı:
her şey kötüleşmeye başlamadan önce, aile hayatımızın hep istediğim gibi iyi gittiğini düşündüğümü hatırlıyorum. elbette mükemmel değildi: evini, işini, eşini ve iki çocuğunu çekip çevirmesi gereken birinin normal hayatının bir parçası olan küçük hayal kırıklıkları ve sıkıntılarla doluydu her gün - kimin hayatı mükemmel ki?

korkunç fırtına dinip de geçmişe bakınca, o zamanlar rahat ve sakin aile hayatımıza şahit olan birinin, her şeyin ne kadar karanlık ve tehlikeli bir hale dönüşmek üzere olduğunu tahmin edebileceğini sanmıyorum. kâbus hiç yoktan, ikazsız, açıklamasız ortaya çıkmıştı.

mutlu, sevilen, uyumlu bir eş ve anneydim. sonra birden hayatım parçalanmaya başladı ve değer verdiğim her şeyimi kaybetmenin eşiğine geldim.
salome
cagirdim seni
geldin.
bile bile...
dedim:
"gitti ev benim"
guzel yemekler, salata ve biraz sarap
bir kac yudum,
gozlerin
komurlukle filizlenen guller
karanligin daimi bekcileri...
eski gunlerden konustuk
sordum, icimde buyudukce bogan
yetim soruyu;
"evet" dedin "hem de cok"
bile bile,
yalanin karanlik gizemine kapilip
yuzdurdum gozyaslarimi
sol omzundaki ummanda...
kanepeye gectik sonra
komurlukte filizlenen guller
karanligin daimi bekcileri
oturduk oylece
dudaklarini degdirdin...
yer, gok, dort duvar, kadehler, resimler
sarsinti ustune sarsinti
ayaklarimizin altinda yanginlar
disarida sel
ozlem ve tutkuyu karistirip
tehlikeye batirdik
bir sen isirdin, bir ben
zamani durdurduk tadiyla
soysuz ruhuna ne cok yakisti ihanetim
"onunla da benimle sevistigin gibi mi sevisiyorsun?"
sukunet...
cagirdim seni
geldin,
ve dus"tu" ihanet...

04.11.2002
ilseyim
pinter’ın yakın zaman içinde bursa’da oynanmış oyunu. ingiliz soğukkanlılığı hakimdir karakterlere. eşler birbirlerini aldatırlar, sonra bunu itiraf ederler ama kimse tepki vermez. gayet soğukkanlı takılırlar. adeta hiçbir şey olmamış gibi.hatta adam, karısının sevgilisiyle çok yakın arkadaştır ve bu durum arkadaşlıklarında hiçbir bozulmaya yol açmaz. fakat bursa’da oynandığında karakterler o kadar soğukkanlı değildi. türk karakterini sergilediler. yönetmenin yorumu tabii ama bence oyunun temel fikri bozulmuş, daha ziyade bir uyarlama gibi olmuş.
fasa fiso
...en korkuncu, en dayanilmazi kendi kendimize olan ihanetimizdir.kendi kendimizi hic terketmeyecegimizi sanirken bir gun bakariz ki tukenmis, yok olmusuz.eski dogrular terk edilen dogrulardir.yerine koyulacak yeni dogrularimiz varsa biz hainizdir, o da yoksa sadece bir hic.oysa yani basimizda hic donmeyenler, donse de tukenmeyenler bahar goncalari gibi boy vermektedirler ve kentin sokaklari sabahin saat sifir dortlerinde yeni sarkilara ve siirlere gebedir.uyku bizi kollarina ceker.
2026 sonya
"... ihanete dair korkumdandır
ağlamıyorlukluğum
gün olur ağlarsam eğer,
kutsal hüznümü hafifletirim de
adam gibi üstlenemem kederi diye
hayattan olduğu gibi kederden de
sorumluyum
sorumluyum dünyanın dönüyor
olmasından
ve içimde elips gibi esneyen özürlü
devinmeden
ve sen ihanet ettin
sana nerelerden geldim
hiç konuşmadık
istemedin..."
kasif
bedelin kaç para senin?
ya kefaretin, özgürlüğüm namına?
ey ihanet,
can yakmalarının canfezalığında,
bini bir para edecek senalığında,
ne istersin yüzüm suyum hürmetine aymazlığıma?

***
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol