amaçlarını aşağıda yazdıkları şekilde açıklayan, uluslararası platformda türkiye’mizin ingilizce karşılığı olan turkey sözcüğünden vazgeçilip "turkiye" sözcüğünün kullanılması gerektiğini savunan grubun sloganı ve site adresi.
http://www.hindidegilturkiye.com’dan alıntı:
"amacımız ne?
isimler, kişilerin olduğu gibi ülkelerin de başkalarınca tanınmasını sağlayan, kendisini diğerlerinden ayıran en önemli sembollerdir. bir ülkenin hakkında öğrenilecek ilk şey o ülkenin ismidir. bu nedenle hiç bir ülke kendi isminin özellikle de uluslararası alanda kötü veya farklı bir anlama gelecek bir isimle anılmasına izin vermez.
bizim gibi muhteşem bir tarihe sahip muhteşem bir milletin ülkesine “hindi cumhuriyeti” denilmesine izin veriliyor olması, görev başında bulunan yetkililerin umursamazlığı, veya konuya gereken önemi vermemelerinden kaynaklanıyor olabilir. ya da basit gibi gözüken bu konuda bir şeyler yapmanın devlet ciddiyetiyle uyuşmadığını düşünmüş olabilirler. bizce tam tersi, bir dilde koskoca bir devlete bir hayvanın adıyla aynı ismin verilmesine itiraz etmemek devlet ciddiyetiyle hiç uyuşmuyor, hele ki bu kelime aynı dilde “hindi”den çok daha kötü hakaret ve küfür anlamlarına geliyorsa.
yüzbinlerce sade vatandaş bu konuyla ilgili yakındığı halde, ülkemizde ingilizce bilen bir çok devlet adamı, milletvekili ve bürokrat bulunduğu halde, yıllarca bu konuyla ilgili hiç bir girişimin yapılmaması veya herhangi bir ilerleme sağlanamamış olması, bu saatten sonra bu işin, toplumun baskısı olmadan çözülemeyeceği anlamına geliyor. bu nedenle ülkesini seven sade vatandaşlar olarak bu durumu tarihe gömmek için müdahale ediyoruz.
şimdi birileri, tarih dersi vermeye kalkarak aslında türkiye’ye hindi isminin verilmediğini, hindiye türkiye’den gelen hayvan anlamında bu ismin verildiğini anlatmaya çalışacak.
ya da birileri bizim de mısır ve hindistan’a neden bu isimleri verdiğimizi sorgulayacak.
kimileri “aslında hindi eti amerika’da çok tüketilen bir yiyecek türü. adamlar her hindi dediklerinde bizim bedava reklamımız oluyor” gibi saçma sapan bir avuntu içerisine girecekler.
bazıları da aslında içinde bulundukları aşağılık kompleksini aşamayarak “ezik olmaya gerek yok, koskoca(!) adamlar sırf siz istediniz diye dillerini değiştirip turkey yerine turkiye mi diyecekler” diyerek tepkilerini gösterecekler.
bu insanların hepsine teker teker verilecek tonla cevabımız var! (cevapları merak edenler sorular linkinden cevaplara ulaşabilirler.)
fakat biz bunların hiç biri ile ilgilenmiyoruz. bizim ilgilendiğimiz tek şey, yaklaşık 2 milyar insanın konuştuğu, uluslararası bütün organizasyonlarda kullanılan ingilizce’de, türkiye’nin isminin hindi ve daha farklı hakaret anlamlarına gelen bir ifade olarak değil “turkiye” olarak kullanılması, yazılması, söylenmesi.
kaldı ki, bu konuda hiç bir karşıt düşünce olmaması gerekirken, herşeye rağmen garip tepkiler gösterecek insanlar çıkacaktır. daha önceden de olduğu gibi “bize hindi deseler ne olur, zaten türk insanı herşeye sinirlenip hindi gibi kabardığı için bu ismi vermişler, buna da kabarıp kendimizi daha fazla rezil etmeyelim”, “hindi kötü bir hayvan değil ki, başka bir isim verselerdi hadi neyse” diye seviyesiz ifadeler kullananarak karşı çıkan hindiseverlere denilecek tek şey var; çok istiyorlarsa nüfus dairesine gidip kendi isimlerini “hindi”, “dandik”, “ezik”, “saf”, “aptal” olarak değiştirsinler, çünkü bu kelimenin bu dildeki karşılıkları bunlar!
biz hiç bir kişi, kurum ve kuruluşa bu durumdan dolayı tepkili değiliz, olmayacağız. amacımız birilerine tepki göstermek, bu durumu protesto etmek değil, kimseyi de protesto etmeyeceğiz. biz sadece türkiye toplumu olarak, etkili bir organizasyonla, türkiye ve tüm dünyada bu değişikliğin gerçekleştirilmesini sağlayacağız, hepsi bu."
desteklenmesi gereken bir proje. tanımadığınız birinin size istemediğiniz şekilde (örneğin sevmediğiniz bir lakapla) hitap etmesiyle diyaloğa eksi 1’den başlarsınız, unutmayın.
hindi değil turkiye
(bkz: turkey).
(bkz: turkiye).
(bkz: turkey değil turkiye).
(bkz: türkiye).
ülkemizin adı bütün yurtdışı yazışmalarda turkiye şeklinde yazılır ve konuşmalarda türkiye (kıvırmadan net şekilde) şeklinde söylenirse sorun 1-2 yılda kendiliğinden çözülür. siz istemezseniz kimse size zorla bir şey yaptıramaz. ama bilinçli olmak kaydıyla.
desteklenmesi gereken kampanya. bununla ilgili siteyi kuranlar amerikada yaşayan bir grup duyarlı türk gencidir.
http://www.hindidegilturkiye.com’dan alıntı:
"projenin amacı ne?
dünya üzerinde yaklaşık 2 milyar insan ingilizce biliyor. uluslararası alanda genel olarak en çok kullanılan dil ingilizce. ve ingilizce’de türkiye’ye verilen "turkey" ismi aynı zamanda hindi ve çeşitli hakaret anlamlarına gelen bir ifade. bizim amacımız bu durumun ortadan kaldıralarak türkiye’nin ingilizce karşılığının ingiliz alfabesine uygun olarak “turkiye” şeklinde değiştirilmesi.
hindi değil de "turkiye" denince ne olacak? ekonomimiz mi gelişecek? daha gelişmiş bir ülke mi olacağız? ne farkedecek?
ismimizin hindi ve diğer hakaret anlamlarına gelen ismin yerine “turkiye” olarak kullanılmasının bizim ekonomimiz veya demokrasimizle herhangi bir alakası yok. biz ekonomimizi çalışarak, üreterek, demokrasimizi de halk olarak bize verilen demokratik haklarımızı kullanarak, bilinçlenerek geliştereceğiz.
isimler, insanların olduğu gibi ülkelerin de en önemli sembolleri. bir ülke hakkında ilk öğrendiğimiz şey o ülkenin ismidir. bayrağı, dili, dini, coğrafyası, kısacası herşeyi isminden sonra gelir. aynen kişilerde olduğu gibi ülkelere de kötü anlama gelen isimler verilmez. nasıl ki bir insana “salak” ismini verip daha sonra “aaaa biz salak anlamında kullanmıyoruz, biz isim anlamında salak diyoruz” denilemezse, bir ülkeye de aynı muamele yapılamaz. halkın % 99’unun hoşlanmadığı bir isim için bir toplumsal girişim oluşturarak bunun ortadan kaldırılmasını istemenin ne gibi bir sakıncası var?
ayrıca, toplum psikolojisinin olumlu yönde gelişmesinin toplumların gelişimlerine ne kadar büyük faydalar sağladığını hepimiz biliyoruz. türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan hemen herkesin duyduğu andan itibaren anlamlandıramadığı, bize başkaları tarafından verilen ve yine o başkaları tarafından üzerinde seviyesiz espriler yapılmaya çalışılan sevmediğimiz bir ismin, toplumun çabasıyla değiştiriliyor olması topluma ayrı bir güven verecektir. hoşlanmadığımız bir ismin kullanılmasına neden izin verelim ki? kaldı ki, illaki somut bir fayda isteyenler varsa, bu ismin değiştirilmesi sırasında ülkemizle ilgili haberlerin yer alıyor olması ülkemizin tanıtımına da çok olumlu katkılarda bulunacağını hesaba katabilirler.
alınganlık yapmanın alemi yok. bize hindi demiyorlar ki, o kelime aynı zamanda türkiye anlamına geliyor?
siz hiç bir çocuğa “salak, aptal, mankafa, hindi” gibi isimlerin verildiğini duydunuz mu? bir çocuğa “salak” isminin verildiğini bir düşünün. bu ismi verenlerin ve kullananların “biz aslında salak anlamında kullanmıyoruz, isim anlamında kullanıyoruz” demeleri komik olmaz mıydı? peki siz dünyada bizim ülkemizden başka bir ülkenin isminin böyle garip anlamlara geldiğini hiç duydunuz mu?
hala çok çirkin anlamlara gelen bir isimle hitap etmelerine karşı çıkmanın alınganlık olduğunu düşünen arkadaşlar varsa lütfen siteye koyduğumuz videoları izleyip, gazete küpürlerini ve de insanların başlarından geçen diyalogları okusunlar. milyonlarca kişinin izlediği dizilerde, filmlerde, milyonlarca kişinin okuduğu gazetelerde kendi verdikleri isim üzerinden bizimle dalga geçmekten çekinmeyen insanlar varken, bizim kendi kendimize “yok canım bize böyle bir şey demiyorlar” diye avunmamız komik durmuyor mu?
bazı arkadaşlar yurtdışında hiç böyle bir durumla karşılaşmadıklarını söylüyorlar. veya yabancıların genel olarak kültürlü insanlar olduklarından bu tarz espriler yapmayacaklarından, bu tarz esprileri yapanların sadece çocuklar olduklarından bahsediyorlar. bazen hayatı boyunca yurtdışına çıkmamış kişiler böyle yorumlar yapıyorlar. yayınladığımız videolar, milyonlarca kişinin izlediği çok büyük televizyon kanallarında yayınlanan görüntüler, gazeteler milyonlarca kişinin okuduğu prestijli gazeteler. böyle büyük televizyon ve gazetelerde bu espriler yapılıyorsa, yurtdışında günlük hayatta karşılaştığımız eğitimli – eğitimsiz insanların esprilerinin boyutunu bir düşünün.
türkiye’nin daha önemli problemleri varken bununla uğraşmak ne kadar gerekli? yapılacak daha önemli şeyler yok mu?
bu şekilde düşünen arkadaşlar eğer cumhurbaşkanı ve başbakan değillerse o zaman sormak lazım daha önemli işler derken neyi kastediyorlar? hiç kimsenin bütün işini gücünü bırakıp bu işle ilgilenmesi gerekmiyor, kimsenin de böyle bir şey yapacağını zannetmiyoruz. bu projede yapılacak tek şey projeye destek verenlerin hafta içi her gün 1 dakikasını ayırıp e-posta gönderilecek kişilere planlandığı şekilde epostaları göndermesi. onun dışında ekstra zaman ayırılacak bir durum yok. günde hemen hemen herkesin, hatta cumhurbaşkanı ve başbakanımızın bile böyle bir projeye ayıracak 1 dakikası illaki vardır. bu yüzden böyle bir düşünce içine giren insanlar muhtemelen tembelliklerinden kıllarını kımıldatmamak için projeye destek veren kişilerin sadece 1 dakikalarını bile ayırmalarına tahammül edemeyebilirler.
bu proje için herkesin ayıracağı 1 dakikayla türkiye’nin diğer problemlerinin hiç bir alakası yok. biz ülkemizin ismini yüceltmek için aylarını, yıllarını harcayacak milyonlarca vatandaşımız olduğunu biliyoruz. bu yüzden toplumsal girişimciler olarak, bilinçli türkiye vatandaşları olarak hep birlikte bu değişikliğin gerçekleştirileceğine inanıyoruz.
biz de türkçe’de mısır ve hindistan’a bu isimleri vermişiz. bunlar için ne demeli?
öncelikle mısır’a verilen bu isim arapça söylenişi olan “mısr”ın türkçe’ye aynı şekilde çevirilmesiyle bu şekilde belirlenmiştir. hindistan ise eski farsça’daki kullanılışına uygun olarak “hindustan”tan hemen hemen aynı şekilde çevrilen bir kelime. hint ismi de farsça ve arapça dillerindeki söylenişlerine uygun şekilde “hindu” ve “hind” olarak dilimize yerleşen isimler. yani zannedildiği gibi bu iki ülke isimleri de bitki ve hayvan isimlerinden gelen ifadeler değil, kendi yerel dillerinden türkçe’ye geçen isimler.
kaldı ki bu isimler sadece türkçe’deki isimleri. ingilizce’de ve uluslarararası ortamda bu ülkeler farklı şekilde isimlendiriliyorlar. bunun yanı sıra, en önemlisi türkiye’de hiç bir ortamda, hiç kimsenin bu iki ülkeyi türkçe’deki isimlerinden dolayı bir espri konusu yaptığına şahit olamazsınız.
sadece e-posta göndererek değişim nasıl sağlanacak?
19 mayıs 2012 tarihinde başlayacak e-posta gönderimleri bu projenin en önemli ayağı. aynı gün içinde yüzbinlerce farklı kişiden gidecek olan e-postalar, bu durumu değiştirebilecek kişilerin ve herkesin dikkatini çekecek ve bu durumun düzeltilmesi için herkesin harekete geçmesini sağlayacak. e-postalar aynı zamanda bu değişikliğe ne kadar büyük bir desteğin olduğunu gösterecek ve tüm devlet kademesinin, kurumların, şirketlerin, medyanın kısacası herkesin ilgili değişiklikleri gerçekleştirmesini sağlayacak.
buradaki en önemli nokta, cumhurbaşkanımızdan sade vatandaşımıza bütün türkiye’nin ingilizce’deki ismimizi “turkiye” olarak kullanmaya başlaması, tüm ingilizce konuşma ve yazışmalarda “turkiye” diye yazıp bu şekilde telaffuz etmesi.
cumhurbaşkanı’ndan başbakana ve tüm bakanlara, tüm devlet kurumlarından, holding ve şirketlere, basın ve medya kuruluşlarına, tüm derneklerden bütün sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin, tüm türkiye’nin ismimizi ingilizce’de “turkiye” olarak kullanmaya başlamasından sonra, yabancılara göndereceğimiz e-postalar bu konuyu bütün dünyaya duyurmamıza yardımcı olacak. değişim tabiki bir günde sağlanmayacak ama internetin yardımıyla çok kısa bir süre içinde türkiye’nin ingilizce’deki ismi tüm dünyada “türkiye” olarak kullanılacak.
neden turkia, turkland, turkish veya başka bir kelime değil de “turkiye”?
dünyadaki tüm ülkelerin ingilizce ve yerel dildeki karşılıklarını karşılaştırdığınızda hemen hemen ülkelerin % 90’ının ingilizcesi, yerel dildeki karşılıklarının aynı yazılış veya seslendiriliş şekline uygun olarak belirlenmiş olduğunu görürsünüz. başka bir isim bulmaya veya benimsetmeye çalışmak yerine türkçe’deki karşılığının ingiliz alfabesine uygun olarak “turkiye” şeklinde kullanılması daha uygun olacaktır.
“turkiye”nin yabancılar tarafından telaffuzunun zor olacağını düşünenler çıkacaktır. bu şekilde düşünenler lütfen internet sitemizde yayınladığımız amerikalıların “turkiye” dedikleri görüntüleri içeren videoları incelesinler. videolar
bunun yanı sıra türkçe’den ingilizce’ye söylenişi aynı ve yazılışı ingiliz alfabesine uygun şekilde geçmiş bir çok kelime bulunmaktadır. kısmet, yoğurt, bulgur, ağa, dolma, baklava bunlardan sadece bir kaçı. nesnelerin isimleri bile türkçe’den ingilizce’ye aynı şekliyle geçebiliyorsa, ve de başka ülkelerin isimleri yerel dillerinde olduğu şekilde ingilizce’de yer almışsa, “turkiye” ismi de bunlardan biri olarak ingilizce’deki yerini alacaktır, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
bazı arkadaşların akıllarına neden turkia, turkland veya turkish olmasın diye soru işaretleri takılabilir. yukarıda da geçtiği gibi, biz yeni bir isim üretilmesi yerine kendi ismimizin ingilizce’de ingiliz alfabesine uygun olarak değiştirilmesini istiyoruz. yeni bir isim belirlemeye hiç gerek yok.
neden sadece ingilizce’deki kullanımını değiştirmek istiyorsunuz?
ingilizce, dünyanın her yerinde, uluslararası toplantılarda, okullarda, internet sitelerinde, iş dünyasında, kitap çevirilerinde, bilimsel çalışmalarda, televizyonlarda, kısacacı her yerde en yaygın şekilde kullanılan, bilinen, konuşulan bir dil. ingilizce dünya üzerinde yaklaşık 2 milyar insanın kullandığı bir dil. diğer bütün dillerde türkiye’nin karşılığı tamamen “türklerin yurdu” anlamına denk gelen veya karşılığı sadece “türkiye” olan kelimelerle ifade edilirken, sadece ingilizce’de türkiye ismi bir hayvana verilen, aynı zamanda hakaret ve küfür anlamlarına gelen bir isimle ifade ediliyor.
bütün dünyada ingilizce’yi anadili veya yabancı dili olarak öğrenmeye başlayan herkes, “turkey” kelimesinin karşılığını hindi olarak öğrenmeye başlıyor. okullarda ilk olarak öğretilen şeyler nesnelerin hayvanların isimleri. bu yüzden ingilizce öğrenen, bilen herkes türkiye’ye verilen ismi “hindi” olarak öğreniyor. daha sonra coğrafya derslerinde veya herhangi bir yerde karşılaştığında “hindi” isminin başka bir anlamı daha bulunduğunu, bunun da bir ülke ismi olduğunu öğreniyorlar. kendi dillerinde türkiye’nin ismini duyduklarında dalga geçmeye çalışmalarının, akıllarına ilk gelen şeyin hindi olmasının, türkiye’nin en fazla hindi yetiştiren ülke olduğunu zannetmelerinin veya hindi ile ilgili espri yapmaya çalışmalarının ana nedeni bu. bu durumdan dolayı onları suçlamak yerine yapılacak tek şey türkiye’ye verilen ismi değiştirmek.
bunun yanı sıra, bizim için kullandıkları ismin ingilizce’deki karşılığı ve eşanlanlamlıları küfür ve hakaret ifadeleri. günlük konuşmalarda hakaret ve küfür ifadeleri olarak kullandıkları ifadenin aynısının bizim ülkemize isim olarak seçilmiş olmasına itiraz ediyoruz. bize verilen bu ismi tanımıyoruz, değiştiriyoruz!
bu işi devletin yapması gerekmiyor mu?
toplumsal girişimcilik demek, içinde yaşadığımız toplum için başkalarından bir şey beklemeden harekete geçmek, sorunlara toplumsal hareketle çözümler getirmek demektir. biz hiç bir zaman her şeyi devletten bekleyenler gibi hareket etmeyeceğiz. doğduğumuz, üzerinde yaşadığımız bu topraklara, ülkemize, birlikte aynı havayı soluduğumuz insanımıza hizmet etmek sadece maaşlarını devletten alan devlet memurlarının işi olamaz.
bilinçli ve ülkesini seven insanlar olarak bize düşen, problemlerin başkaları tarafından çözülmelerini beklemek değil, elimizi taşın altına koyup çözümleri oluşturmak ve çözümlere destek vermektir.
isim değişikliğinin devlet ve şirketler için ciddi bir maliyeti olmayacak mı?
bu değişikliğin türkiye’ye neredeyse hiç bir maliyeti olmayacaktır. devletin veya şirketlerin kullandığı üzerinde ingilizce yazılı materyallerin, etiketlerin, ambalajların hemen değiştirilmesi yerine, yeni basılacak materyallerin üzerine “turkiye” olarak yazılmaya başlanması çok daha uygun olacaktır. elde bulunan kaynakların israf edilmemesi önemli. bunun dışında internette yer alan internet sitesi isimlerinin ve diğer yazılı materyallerin değiştirilmesi bir kaç saatlik ve herhangi bir maliyet gerektirmeyen bir iş.
bize hindinin değil bizim ismimizi hindiye vermişler deniyor. buna ne diyorsunuz?
internette bu konuyla ilgili bir sürü farklı rivayetler bulunuyor. bunlardan en çok bilineni hindilere verilen "turkey" adının, amerika keşfedildiği zaman orada ilk defa görülen bu kuşların beçtavuğu ile karıştırılıp türkiye’den gelen kuş anlamında "turkey bird" olarak verildiğidir. bununla birlikte yine amerika’nın keşfinden sonra amerika’da görülen bu kuşların “tork tork” şeklinde çıkardıkları sesler yüzünden bu ismin verildiği rivayeti bulunuyor. ilk rivayetteki söylenene göre 1500’lü yıllarda osmanlı için “turkey” ifadesi kullanıldığı söyleniyor. o zaman türkiye diye bir ülke yoktu ki, osmanlı imparatorluğu vardı, o topraklara da “ottoman” adı veriliyordu. araştırmalarımızda bize bu ismin verilişiyle ilgili hiç bir tarihi kaynağa rastlayamadık. normalde kelimelerin tarihi geçmişleriyle ilgili bilgiler sözlüklerde yer alırken, bize verilen bu isimle ilgili hiç bir tarihi bilgiye yer verilmemiş. 19. yüzyılda bizim topraklarımıza newyork times gazetesindeki bir makalede “turkey” denildiğiyle ilgili bir rivayet bulunuyor ama bu da sadece bir rivayet. bunun yanı sıra, ingiliz kralı’nın kurtuluş savaşı’ndaki kuyruk acısı yüzünden bize bu ismi verdiği rivayeti de ortalıklarda dolaşan ayrı bir rivayet.
ama biz zaten bu konuyla ilgili ortalıkta dolaşan rivayetlerin hiç biriyle ilgilenmiyoruz. bizi bu konuyla ilgili tarihi bilgiler ilgilendirmiyor. biz şu anda ülkemizin ismi için herhangi bir ingilizce sözlüğe baktığımızda karşımıza çıkan küfür ve hakaret ifadeleriyle ilgileniyoruz. biz herhangi bir yabancıya ingilizce olarak ülkemizin ismini söylediğimizde akıllarına gelen hindi – tavuk esprilerinin saçmalığıyla ilgileniyoruz. biz bu muhteşem topraklara verilen ismin bir kümes hayvanının ismiyle veya bir dolu hakaret ve küfür ifadeleriyle aynı sözcük olmasını hazmedemiyoruz. biz geçmişle değil, şu an ile ilgileniyoruz."
"projenin amacı ne?
dünya üzerinde yaklaşık 2 milyar insan ingilizce biliyor. uluslararası alanda genel olarak en çok kullanılan dil ingilizce. ve ingilizce’de türkiye’ye verilen "turkey" ismi aynı zamanda hindi ve çeşitli hakaret anlamlarına gelen bir ifade. bizim amacımız bu durumun ortadan kaldıralarak türkiye’nin ingilizce karşılığının ingiliz alfabesine uygun olarak “turkiye” şeklinde değiştirilmesi.
hindi değil de "turkiye" denince ne olacak? ekonomimiz mi gelişecek? daha gelişmiş bir ülke mi olacağız? ne farkedecek?
ismimizin hindi ve diğer hakaret anlamlarına gelen ismin yerine “turkiye” olarak kullanılmasının bizim ekonomimiz veya demokrasimizle herhangi bir alakası yok. biz ekonomimizi çalışarak, üreterek, demokrasimizi de halk olarak bize verilen demokratik haklarımızı kullanarak, bilinçlenerek geliştereceğiz.
isimler, insanların olduğu gibi ülkelerin de en önemli sembolleri. bir ülke hakkında ilk öğrendiğimiz şey o ülkenin ismidir. bayrağı, dili, dini, coğrafyası, kısacası herşeyi isminden sonra gelir. aynen kişilerde olduğu gibi ülkelere de kötü anlama gelen isimler verilmez. nasıl ki bir insana “salak” ismini verip daha sonra “aaaa biz salak anlamında kullanmıyoruz, biz isim anlamında salak diyoruz” denilemezse, bir ülkeye de aynı muamele yapılamaz. halkın % 99’unun hoşlanmadığı bir isim için bir toplumsal girişim oluşturarak bunun ortadan kaldırılmasını istemenin ne gibi bir sakıncası var?
ayrıca, toplum psikolojisinin olumlu yönde gelişmesinin toplumların gelişimlerine ne kadar büyük faydalar sağladığını hepimiz biliyoruz. türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan hemen herkesin duyduğu andan itibaren anlamlandıramadığı, bize başkaları tarafından verilen ve yine o başkaları tarafından üzerinde seviyesiz espriler yapılmaya çalışılan sevmediğimiz bir ismin, toplumun çabasıyla değiştiriliyor olması topluma ayrı bir güven verecektir. hoşlanmadığımız bir ismin kullanılmasına neden izin verelim ki? kaldı ki, illaki somut bir fayda isteyenler varsa, bu ismin değiştirilmesi sırasında ülkemizle ilgili haberlerin yer alıyor olması ülkemizin tanıtımına da çok olumlu katkılarda bulunacağını hesaba katabilirler.
alınganlık yapmanın alemi yok. bize hindi demiyorlar ki, o kelime aynı zamanda türkiye anlamına geliyor?
siz hiç bir çocuğa “salak, aptal, mankafa, hindi” gibi isimlerin verildiğini duydunuz mu? bir çocuğa “salak” isminin verildiğini bir düşünün. bu ismi verenlerin ve kullananların “biz aslında salak anlamında kullanmıyoruz, isim anlamında kullanıyoruz” demeleri komik olmaz mıydı? peki siz dünyada bizim ülkemizden başka bir ülkenin isminin böyle garip anlamlara geldiğini hiç duydunuz mu?
hala çok çirkin anlamlara gelen bir isimle hitap etmelerine karşı çıkmanın alınganlık olduğunu düşünen arkadaşlar varsa lütfen siteye koyduğumuz videoları izleyip, gazete küpürlerini ve de insanların başlarından geçen diyalogları okusunlar. milyonlarca kişinin izlediği dizilerde, filmlerde, milyonlarca kişinin okuduğu gazetelerde kendi verdikleri isim üzerinden bizimle dalga geçmekten çekinmeyen insanlar varken, bizim kendi kendimize “yok canım bize böyle bir şey demiyorlar” diye avunmamız komik durmuyor mu?
bazı arkadaşlar yurtdışında hiç böyle bir durumla karşılaşmadıklarını söylüyorlar. veya yabancıların genel olarak kültürlü insanlar olduklarından bu tarz espriler yapmayacaklarından, bu tarz esprileri yapanların sadece çocuklar olduklarından bahsediyorlar. bazen hayatı boyunca yurtdışına çıkmamış kişiler böyle yorumlar yapıyorlar. yayınladığımız videolar, milyonlarca kişinin izlediği çok büyük televizyon kanallarında yayınlanan görüntüler, gazeteler milyonlarca kişinin okuduğu prestijli gazeteler. böyle büyük televizyon ve gazetelerde bu espriler yapılıyorsa, yurtdışında günlük hayatta karşılaştığımız eğitimli – eğitimsiz insanların esprilerinin boyutunu bir düşünün.
türkiye’nin daha önemli problemleri varken bununla uğraşmak ne kadar gerekli? yapılacak daha önemli şeyler yok mu?
bu şekilde düşünen arkadaşlar eğer cumhurbaşkanı ve başbakan değillerse o zaman sormak lazım daha önemli işler derken neyi kastediyorlar? hiç kimsenin bütün işini gücünü bırakıp bu işle ilgilenmesi gerekmiyor, kimsenin de böyle bir şey yapacağını zannetmiyoruz. bu projede yapılacak tek şey projeye destek verenlerin hafta içi her gün 1 dakikasını ayırıp e-posta gönderilecek kişilere planlandığı şekilde epostaları göndermesi. onun dışında ekstra zaman ayırılacak bir durum yok. günde hemen hemen herkesin, hatta cumhurbaşkanı ve başbakanımızın bile böyle bir projeye ayıracak 1 dakikası illaki vardır. bu yüzden böyle bir düşünce içine giren insanlar muhtemelen tembelliklerinden kıllarını kımıldatmamak için projeye destek veren kişilerin sadece 1 dakikalarını bile ayırmalarına tahammül edemeyebilirler.
bu proje için herkesin ayıracağı 1 dakikayla türkiye’nin diğer problemlerinin hiç bir alakası yok. biz ülkemizin ismini yüceltmek için aylarını, yıllarını harcayacak milyonlarca vatandaşımız olduğunu biliyoruz. bu yüzden toplumsal girişimciler olarak, bilinçli türkiye vatandaşları olarak hep birlikte bu değişikliğin gerçekleştirileceğine inanıyoruz.
biz de türkçe’de mısır ve hindistan’a bu isimleri vermişiz. bunlar için ne demeli?
öncelikle mısır’a verilen bu isim arapça söylenişi olan “mısr”ın türkçe’ye aynı şekilde çevirilmesiyle bu şekilde belirlenmiştir. hindistan ise eski farsça’daki kullanılışına uygun olarak “hindustan”tan hemen hemen aynı şekilde çevrilen bir kelime. hint ismi de farsça ve arapça dillerindeki söylenişlerine uygun şekilde “hindu” ve “hind” olarak dilimize yerleşen isimler. yani zannedildiği gibi bu iki ülke isimleri de bitki ve hayvan isimlerinden gelen ifadeler değil, kendi yerel dillerinden türkçe’ye geçen isimler.
kaldı ki bu isimler sadece türkçe’deki isimleri. ingilizce’de ve uluslarararası ortamda bu ülkeler farklı şekilde isimlendiriliyorlar. bunun yanı sıra, en önemlisi türkiye’de hiç bir ortamda, hiç kimsenin bu iki ülkeyi türkçe’deki isimlerinden dolayı bir espri konusu yaptığına şahit olamazsınız.
sadece e-posta göndererek değişim nasıl sağlanacak?
19 mayıs 2012 tarihinde başlayacak e-posta gönderimleri bu projenin en önemli ayağı. aynı gün içinde yüzbinlerce farklı kişiden gidecek olan e-postalar, bu durumu değiştirebilecek kişilerin ve herkesin dikkatini çekecek ve bu durumun düzeltilmesi için herkesin harekete geçmesini sağlayacak. e-postalar aynı zamanda bu değişikliğe ne kadar büyük bir desteğin olduğunu gösterecek ve tüm devlet kademesinin, kurumların, şirketlerin, medyanın kısacası herkesin ilgili değişiklikleri gerçekleştirmesini sağlayacak.
buradaki en önemli nokta, cumhurbaşkanımızdan sade vatandaşımıza bütün türkiye’nin ingilizce’deki ismimizi “turkiye” olarak kullanmaya başlaması, tüm ingilizce konuşma ve yazışmalarda “turkiye” diye yazıp bu şekilde telaffuz etmesi.
cumhurbaşkanı’ndan başbakana ve tüm bakanlara, tüm devlet kurumlarından, holding ve şirketlere, basın ve medya kuruluşlarına, tüm derneklerden bütün sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin, tüm türkiye’nin ismimizi ingilizce’de “turkiye” olarak kullanmaya başlamasından sonra, yabancılara göndereceğimiz e-postalar bu konuyu bütün dünyaya duyurmamıza yardımcı olacak. değişim tabiki bir günde sağlanmayacak ama internetin yardımıyla çok kısa bir süre içinde türkiye’nin ingilizce’deki ismi tüm dünyada “türkiye” olarak kullanılacak.
neden turkia, turkland, turkish veya başka bir kelime değil de “turkiye”?
dünyadaki tüm ülkelerin ingilizce ve yerel dildeki karşılıklarını karşılaştırdığınızda hemen hemen ülkelerin % 90’ının ingilizcesi, yerel dildeki karşılıklarının aynı yazılış veya seslendiriliş şekline uygun olarak belirlenmiş olduğunu görürsünüz. başka bir isim bulmaya veya benimsetmeye çalışmak yerine türkçe’deki karşılığının ingiliz alfabesine uygun olarak “turkiye” şeklinde kullanılması daha uygun olacaktır.
“turkiye”nin yabancılar tarafından telaffuzunun zor olacağını düşünenler çıkacaktır. bu şekilde düşünenler lütfen internet sitemizde yayınladığımız amerikalıların “turkiye” dedikleri görüntüleri içeren videoları incelesinler. videolar
bunun yanı sıra türkçe’den ingilizce’ye söylenişi aynı ve yazılışı ingiliz alfabesine uygun şekilde geçmiş bir çok kelime bulunmaktadır. kısmet, yoğurt, bulgur, ağa, dolma, baklava bunlardan sadece bir kaçı. nesnelerin isimleri bile türkçe’den ingilizce’ye aynı şekliyle geçebiliyorsa, ve de başka ülkelerin isimleri yerel dillerinde olduğu şekilde ingilizce’de yer almışsa, “turkiye” ismi de bunlardan biri olarak ingilizce’deki yerini alacaktır, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
bazı arkadaşların akıllarına neden turkia, turkland veya turkish olmasın diye soru işaretleri takılabilir. yukarıda da geçtiği gibi, biz yeni bir isim üretilmesi yerine kendi ismimizin ingilizce’de ingiliz alfabesine uygun olarak değiştirilmesini istiyoruz. yeni bir isim belirlemeye hiç gerek yok.
neden sadece ingilizce’deki kullanımını değiştirmek istiyorsunuz?
ingilizce, dünyanın her yerinde, uluslararası toplantılarda, okullarda, internet sitelerinde, iş dünyasında, kitap çevirilerinde, bilimsel çalışmalarda, televizyonlarda, kısacacı her yerde en yaygın şekilde kullanılan, bilinen, konuşulan bir dil. ingilizce dünya üzerinde yaklaşık 2 milyar insanın kullandığı bir dil. diğer bütün dillerde türkiye’nin karşılığı tamamen “türklerin yurdu” anlamına denk gelen veya karşılığı sadece “türkiye” olan kelimelerle ifade edilirken, sadece ingilizce’de türkiye ismi bir hayvana verilen, aynı zamanda hakaret ve küfür anlamlarına gelen bir isimle ifade ediliyor.
bütün dünyada ingilizce’yi anadili veya yabancı dili olarak öğrenmeye başlayan herkes, “turkey” kelimesinin karşılığını hindi olarak öğrenmeye başlıyor. okullarda ilk olarak öğretilen şeyler nesnelerin hayvanların isimleri. bu yüzden ingilizce öğrenen, bilen herkes türkiye’ye verilen ismi “hindi” olarak öğreniyor. daha sonra coğrafya derslerinde veya herhangi bir yerde karşılaştığında “hindi” isminin başka bir anlamı daha bulunduğunu, bunun da bir ülke ismi olduğunu öğreniyorlar. kendi dillerinde türkiye’nin ismini duyduklarında dalga geçmeye çalışmalarının, akıllarına ilk gelen şeyin hindi olmasının, türkiye’nin en fazla hindi yetiştiren ülke olduğunu zannetmelerinin veya hindi ile ilgili espri yapmaya çalışmalarının ana nedeni bu. bu durumdan dolayı onları suçlamak yerine yapılacak tek şey türkiye’ye verilen ismi değiştirmek.
bunun yanı sıra, bizim için kullandıkları ismin ingilizce’deki karşılığı ve eşanlanlamlıları küfür ve hakaret ifadeleri. günlük konuşmalarda hakaret ve küfür ifadeleri olarak kullandıkları ifadenin aynısının bizim ülkemize isim olarak seçilmiş olmasına itiraz ediyoruz. bize verilen bu ismi tanımıyoruz, değiştiriyoruz!
bu işi devletin yapması gerekmiyor mu?
toplumsal girişimcilik demek, içinde yaşadığımız toplum için başkalarından bir şey beklemeden harekete geçmek, sorunlara toplumsal hareketle çözümler getirmek demektir. biz hiç bir zaman her şeyi devletten bekleyenler gibi hareket etmeyeceğiz. doğduğumuz, üzerinde yaşadığımız bu topraklara, ülkemize, birlikte aynı havayı soluduğumuz insanımıza hizmet etmek sadece maaşlarını devletten alan devlet memurlarının işi olamaz.
bilinçli ve ülkesini seven insanlar olarak bize düşen, problemlerin başkaları tarafından çözülmelerini beklemek değil, elimizi taşın altına koyup çözümleri oluşturmak ve çözümlere destek vermektir.
isim değişikliğinin devlet ve şirketler için ciddi bir maliyeti olmayacak mı?
bu değişikliğin türkiye’ye neredeyse hiç bir maliyeti olmayacaktır. devletin veya şirketlerin kullandığı üzerinde ingilizce yazılı materyallerin, etiketlerin, ambalajların hemen değiştirilmesi yerine, yeni basılacak materyallerin üzerine “turkiye” olarak yazılmaya başlanması çok daha uygun olacaktır. elde bulunan kaynakların israf edilmemesi önemli. bunun dışında internette yer alan internet sitesi isimlerinin ve diğer yazılı materyallerin değiştirilmesi bir kaç saatlik ve herhangi bir maliyet gerektirmeyen bir iş.
bize hindinin değil bizim ismimizi hindiye vermişler deniyor. buna ne diyorsunuz?
internette bu konuyla ilgili bir sürü farklı rivayetler bulunuyor. bunlardan en çok bilineni hindilere verilen "turkey" adının, amerika keşfedildiği zaman orada ilk defa görülen bu kuşların beçtavuğu ile karıştırılıp türkiye’den gelen kuş anlamında "turkey bird" olarak verildiğidir. bununla birlikte yine amerika’nın keşfinden sonra amerika’da görülen bu kuşların “tork tork” şeklinde çıkardıkları sesler yüzünden bu ismin verildiği rivayeti bulunuyor. ilk rivayetteki söylenene göre 1500’lü yıllarda osmanlı için “turkey” ifadesi kullanıldığı söyleniyor. o zaman türkiye diye bir ülke yoktu ki, osmanlı imparatorluğu vardı, o topraklara da “ottoman” adı veriliyordu. araştırmalarımızda bize bu ismin verilişiyle ilgili hiç bir tarihi kaynağa rastlayamadık. normalde kelimelerin tarihi geçmişleriyle ilgili bilgiler sözlüklerde yer alırken, bize verilen bu isimle ilgili hiç bir tarihi bilgiye yer verilmemiş. 19. yüzyılda bizim topraklarımıza newyork times gazetesindeki bir makalede “turkey” denildiğiyle ilgili bir rivayet bulunuyor ama bu da sadece bir rivayet. bunun yanı sıra, ingiliz kralı’nın kurtuluş savaşı’ndaki kuyruk acısı yüzünden bize bu ismi verdiği rivayeti de ortalıklarda dolaşan ayrı bir rivayet.
ama biz zaten bu konuyla ilgili ortalıkta dolaşan rivayetlerin hiç biriyle ilgilenmiyoruz. bizi bu konuyla ilgili tarihi bilgiler ilgilendirmiyor. biz şu anda ülkemizin ismi için herhangi bir ingilizce sözlüğe baktığımızda karşımıza çıkan küfür ve hakaret ifadeleriyle ilgileniyoruz. biz herhangi bir yabancıya ingilizce olarak ülkemizin ismini söylediğimizde akıllarına gelen hindi – tavuk esprilerinin saçmalığıyla ilgileniyoruz. biz bu muhteşem topraklara verilen ismin bir kümes hayvanının ismiyle veya bir dolu hakaret ve küfür ifadeleriyle aynı sözcük olmasını hazmedemiyoruz. biz geçmişle değil, şu an ile ilgileniyoruz."
robot süpürge
bebek maması
aptamil bebek maması
en ucuz klima fiyatları
klima fiyatları
dubai vize
sözlük scripti sütyenli atlet
bodrum escort şişli escort görükle escort türkçe seks hikayeleri izmir escort hatay escort izmir escort ankara escort
çankaya escort maltepe escort buca escort denizli escort denizli escort çiğli escort şirinevler escort çekmeköy escort
Anadolu Yakası Escort istanbul escort
şişli escort
esenyurt escort
beylikdüzü escort
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?