hıncal uluç

bir sosyete düğününe davet edilmediği halde gitmesi ve daha sonra bu düğündeki pastaya kadar herşeyi eleştirmesi kendisi hakkında yeterince fikir verebilmektedir sanırım...

ayrıca çok eskiden yayınlanan ve erman toroğlu ile sunduğu kale arkası programında ne kadar ezik ve korkak bir insansa şu anda tam tersi bir şekilde ağzına geleni söyleyebilen köşe yazarıdır...

yıllar değiştirio tabi insanı...

bir insanın kalitesi, kanımca mümkün olduğu kadar çok konuda kendi yargılarına sahip olabilmesi ile ölçülür. bu sebepten, zekasına hayran kaldığım, yöntemini örnek aldığım bir insandır hıncal uluç. kişiliğini beğenmesem de, severim kendisini. her zaman iddialı, her zaman yargılayıcı.

ecevitin arkasından herkes gibi olması gerektiği gibi değilde içinden geldiği gibi yazan yazardır.

http://www.sabah.com.tr/uluc.html

sayın her şeyi bilen!!

birgün ülkemizde mankenlerden oluşan takımların üzerinde günün trendlerine uygun formalarıyla futbol oyadıkları ve seyircilerin de dörder ve onar kişilik masalarda ziyafet eşiliğinde maçı seyrettiği ( derbilerde menü sağlam tabii ki) bir spor organizyonu ve hatta federasyonu olduğunda şüphesiz başkan olacak tek kişidir.

hiç bir boktan anlamadığı halde her konudan konusabilme yeteneğine sahip nasanın içini açıp incelemesini istediğim moda, müzik, spor, tiyatro, sinema, hede, hödö yazarı

vaktiyle çok saygı duyduğum, fikirlerini beğendiğim, desteklediğim, konuşurken kanal değiştiremediğim insandır. ancak son dönemde yaşından da kaynaklanan sebeblerle saçmaladığını, beyninin çürümekte olduğunu ve artık emekliliğin yakışacağını düşündüğüm yazar, tv programcısı, kıdemli jüri, futbol, basketbol, voleybol yorumcusu vs.

(bkz: #412718)

aslen gazete okumaya başlama sebebimdir... her konuda yorum yapmaktan ziyade sinema,kadın,yemek,ve spor konularında yorum yapmaktadır. misal siyaset yorumunu kırk yılda bir yapar kendisi.

en nihayetinde eski bir cumhuriyet gazetesi yazarıdır. söz dergisinin yayınına başlamak üzere ercan arıklı tarafından cumhuriyet’ten giden kadronun en önemli elemanıdır. hasan cemal (ö dönem cumhuriyet genel müdürlüğünü yapmaktadır kendileri) geri almaz tabii çıkanları o başka

son dönemde özellikle son iki yıldır kendisini okumama sebebim ise, başlığını okuduktan sonra yazının geri kalanında neler yazdığını tahmin edebilmem ile; gittiği lokanta,bar,otel vs.si hakkında reklam niteliğinde ’yorumlar’(!) yazmasıdır.

spor haricinde yazdıklarını ilgiyle takip ettiğim yazar. "sabah gazetesi"ndeki şu yazısı da okunmaya değer mesela:

http://www.sabah.com.tr/2007/03/27/yaz02-10-101.html

galatasaray küme düşürülmeli demiştir dün akşam yayınlanan 90 dakika programında. ilginç kişilik.

-1. nesil bilgiç.

eger ozhan canaydın’ın dedikleri dogru ise en buyuk arzumun biraz daha bastırması ve ozhan canaydın’ı mart 2008’den once istifaya zorlaması...

bir rivayete göre galatasaray ın süper başarılara imza atmasının önündeki tek engelmiş efendim kendileri.

turkcell super lig bu ne güzellik
turkcell super lig hiç bitmesin

turkcell super lig kirlenmiştir iddaasıyla
lige noktayı koyan renkli kişilik.

tv programlarında kendisi takip etmek çok kolay oluyor.konuşmaya başlamadan önce mutlaka ehüm ehü gibi sesler çıkarıyor ve es vermeden sayıp döktükten sonra artık bir ritüel halini almış meşhur kahkası eşliğinde esnek bir biçimde arkaya yaslanma hareketyle konuşmacılardan/
konulardan/stüdyodan izole bir şekilde dinler görünüyor.

her konuda yazı yazabilen elinden tuttuğu kişileri medyatik yapan entel dantel takılan bir adam

çoğu insanın önyargıyla yaklaştığı gerçek bir gazeteci o...

bazı kesimler tarafından çok itici ve ukalâ bulunan,yurt dışında epey bir ahbabı olan..acunun sakatlandığı sene o boğaların koştuğu sokaklara bakan lüks evler var..oraya özel davetli olarak giden..ve acun’a el sallayan..kendi deyimiyle "daha önce kimse sevgililer gününü bilmiyordu..ben getirdim türkiyeye" sevgililer gününü getiren adam-dır.ben yabancı uyruklu olup,yaptığı herşeyin altında gizli kapaklı bir amacın olduğunu sezmekteyim efendim.