her biri ayrı bir dünyadır. hasta olunca gider, gerekirse kalırsınız. eğer bir fakülte hastanesindeyseniz ve yattığınız yerden çalışanları gözlemleyecek olursanız; asistanların insan üstü gayretleri, hocaların insan üstü havalarına tanık olursunuz. gündüz dolar, hocalar ve etrafındaki çömezleri iki kez gelir, gece boşalır. zamane hastanelerinde nasıl başardılarsa eskisi gibi ilaç kokusu kalmamıştır. hemşirelere biraz hoşgörü enjekte edilmiş, hasta bakıcılar daha bir haddini bilir olmuşlardır. kantinleri de fena değildir.
hastane
-nere len bu saatte?
-abim çok hasta hastaneye gidiyoruz.
-ee sordunuz mu hasta neye gitmek istiyor..
-abim çok hasta hastaneye gidiyoruz.
-ee sordunuz mu hasta neye gitmek istiyor..
insanlarin hayatlarinin bir nevi bagli oldugu cok katli binalar.buralarda doktorlar hastalarin hayatlarini bir nebze olsun uzatabilmek icin her$eyi yaparlar.kimisi de daha cok vakti olan hastalari bir an once son yolculuklarina ugurlarla fakat bu istisnai bir durumdur.
kokusu bile tuhaf ,acayip,ic karartan yerler.
hayatin baslayip ve sona erdigi yer.
(bkz: kestane)
90 yıllarda atv de yayınlanan baş rollerini zeki alasya ve netin akpınarın oynadığı hoş komedi dizisi.
okmeydanı ssk onkoloji (kanserle mücadele) bölümü..
tekerlekli sandalyelerde gelen, sedyelerde gelen hastalar ve onların perişan haldeki yakınları. herkes bir yerlere koşuşuyor. herkes ayrı bir sırada. muayene olmak için bekleşen insanlar. kemoterapi için gün almaya çırpınan insanlar. bir yanda dışarıda sigara tüttüren, bir yanda gözleri dolan insanlar.
diğer bir yanda da okmeydanının mavi melekleri. gönüllü olarak hasta ve yakınlarına yardım eli uzatıyorlar. hepsi hemşirelikten emekli olmuş şimdi umut dağıtıyor.
yolunuz düşerse hayata sımsıkı sarılmak için bir neden. gidin görün ve yaşananların hiç kolay şeyler olmadığını anlayın. parmağımızda oluşan küçücük bir yara bile bize ne ızdıraplar verirken oradaki insanların ne acılar içinde olduğunu hissedin. bunu ancak görerek ve yaşayarak anlayabilirsiniz.
tekerlekli sandalyelerde gelen, sedyelerde gelen hastalar ve onların perişan haldeki yakınları. herkes bir yerlere koşuşuyor. herkes ayrı bir sırada. muayene olmak için bekleşen insanlar. kemoterapi için gün almaya çırpınan insanlar. bir yanda dışarıda sigara tüttüren, bir yanda gözleri dolan insanlar.
diğer bir yanda da okmeydanının mavi melekleri. gönüllü olarak hasta ve yakınlarına yardım eli uzatıyorlar. hepsi hemşirelikten emekli olmuş şimdi umut dağıtıyor.
yolunuz düşerse hayata sımsıkı sarılmak için bir neden. gidin görün ve yaşananların hiç kolay şeyler olmadığını anlayın. parmağımızda oluşan küçücük bir yara bile bize ne ızdıraplar verirken oradaki insanların ne acılar içinde olduğunu hissedin. bunu ancak görerek ve yaşayarak anlayabilirsiniz.
(bkz: hastahane)
(bkz: asker hastanesi)
(bkz: ethica incirli hastanesi)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?