halil cibran

trouble
"aciniz, anlayisinizi saklayan kabugun kirilisidir" diyen şair.

ne yazık ki hala bazı kesimler o eşsiz cümlelerle huzur bulacaklarına siyasi çatışmalarla taraf olmaya çalışıyorlar.
mechul
karşındakinin gerçeği sana açıkladıklarında değil, açıklayamadıklarındadır.
bu yüzden onu anlamak istiyorsan, söylediklerine değil, söylemediklerine kulak ver.
mechul
haydi seninle saklambaç oynayalım. yüreğime saklanırsan eğer, seni bulmak zor olmaz. ancak kendi kabuğunun ardına izlenirsen, seni bulmaya çalışmak bir işe yaramaz.
~halil cibran~

yüreğimdeki mühür kalbim kırılmadan çözülebilir mi?
~halil cibran~
hamartyl
dostum, göründüğüm gibi değilim. görünüş sadece giydiğim bir elbisedir. senin sorgularından beni, benim kayıtsızlığımdan seni koruyan, özenle örülmüş bir elbise.
benim içimdeki ‘ben’, dostum, sessizlik içinde oturur, sonsuzluğa dek kalacak orada, doyulmaz, erişilmez.
ne söylediklerime inanmanı, ne de yaptıklarıma güvenmeni isterim- çünkü sözlerim senin aklından geçenlerin dile getirilmesinden, yaptıklarımsa umutlarının eylemleştirilmesinden başka bir şey değildir.
"rüzgar doğuya esiyor" dediğin zaman "evet, doğuya esiyor" derim: çünkü düşüncelerimin rüzgarda değil, deniz üzerinde dolaştığını bilesin istemem.
denizlerde gezen düşüncelerimi anlayamazsın, zaten anlamanı da istemem. bırak denizimle başbaşa kalayım.
senin için gündüz olduğu zaman dostum, benim için gecedir: böyle olsa da ben yeşil tepelere değerek oynayan öyle vaktini, vadiden süzülen mor gölgeleri anlatırım; çünkü sen ne karanlığımın türkülerini duyabilir, ne de yıldızlara çarpan kanatlarımı görebilirsin-görmemenden, duymamandan hoşnudum ben. bırak gecemle başbaşa kalayım.
sen cennetine yükselirken ben cehennemime inerim- o zaman bile bu ulaşılmaz uçurumu ötesinden bana seslenirsin,"arkadaşım, yoldaşım" ben de sana seslenirim, "yoldaşım, arkadaşım"-çünkü cehennemimi görmeni istemem. alevler görüşünü yakacak, duman burnuna dolacaktı. senin gelmeni istemeyecek kadar çok severim cehennemimi.bırak, cehennemimle başbaşa kalayım.
sen gerçeği, güzeli, doğruluğu seversin; ben de sen hoşnut olasın diye bunları sevmenin yerinde ve iyi olduğunu söylerim ama içimden senin sevgine gülerim. gene de gülüşümü göresin istemem. bırak kahkahalarımla başbaşa kalayım.
dostum, sen iyi, ihtiyatlı, akıllısın; hayır sen eksiksizsin- ben de seninle ölçülü ve düşünerek konuşurum. oysa ben deliyim. ama gizliyorum deliliğimi. bırak deliliğimle başbaşa kalayım.
dostum, sen benim dostum değilsin, ama ben bunu sana nasıl anlatacağım? benim yolum senin yolun değil, gene de birlikte yürüyoruz elele.
h. cibran
firambogaz
*beni aldattıklarını anlamadığımı
zannedenlerle dalga geçmek için
insanların beni oyuna getirip aldatmalarından
hoşlanmam biraz tuhaf değil mi?

*sırtını güneşe çevirirsen
gölgenden gayrı bir şey göremezsin.

*beşeri kanunları yalnızca iki kişi çiğner:
deli ve dahi.
bu ikisidir
allah’ın kalbine en yakın insan.

*başkalarının yanlışının farkına varmaktan
daha büyük bir hata var mı?

*ölüm
yaşlıya memedeki çocuktan daha yakın değildir.
hayat da öyle!


queen
1883 yilinda lubnanda dogan fakat ailesi ile goc ettigi amerikada yasayan ve amerikada olen, ilk kitabi deliyi yazana kadar daha cok resim yapan ve sergileyen adam.
yazilarini her okuyusta farkli bir anlam bulabilirsiniz...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol