gece gelen şiddetli yalnızlık hissi

hainevlatokkes
"her şey yolunda gidecek." umuduyla sabah kalkarsın. tek dileğin mutlu olmak, sevmek ve sevildiğini hissetmektir. lâkin gece öyle bir çöker ki üstüne. karabasan misali, avazın çıktığı kadar bağırsan da nafile. yalnızsındır. başını her koyduğunda o yastığa, bir kokuyu özler durur bedenin. belki yanında nefes alan bir varlık ister, bir ses ister. uyumak en büyük çaredir. zamanı ancak öyle öldürebilirsin. ne demiş büyüklerimiz, "zaman her şeyin ilacı."

peki ya oğuz abimiz ne demiş; "zaman her şeyin ilacıysa fazlası intihara girmez mi?"

girer abicim.

ne alkol uyuşturur beynindeki özlemi, ne de uyuyabilirsin içindekiyle. dünya, savaşman gereken bir yer olmuştur artık. eskisi gibi gülemezsin, eskisi gibi ağlayamazsın artık. duyguların çekilir bedeninden, tıpkı ruhun gibi. hissizleşirsin. yaşananlara anlam veremezsin belki. ölmeyi de beceremezsin.

yaa işte o derece boktandır gecenin yalnızlığı ve yalnızlığın gecesi. güneş doğmaz, kuşlar ötmez. alabildiğine karanlıktır. o kadar karanlıktır ki, gözün bile alışmaz.
krampus
''metin olun tüm yalnızlık çekenler'' dediğim başlık.
hepimizin kalbi epey kırıldı ve kırılmaya devam ediyor. bu yaşananların tümü seleksiyon... şahane acı çeken biri olarak söyleyebilirim ki anime izleyin.
bde
dibine kadar yaşadığım histir. gece midir hüzünlendiren yoksa ben miyim hüzünlenmek için geceyi bekleyen bilemiyorum. kalbimdeki tüm hayallerin ezikliği geceleri ortaya çıkıyor sanki. görmek istediklerim, duymak istediklerim var. bazen o kadar sessiz ki, sessizliğin uğultusu kulaklarımda. tek başına yaşamak bir başına yabancı şehirde zor dostlar. bu şehirde beni yalnız bırakan bir gidenim var, hala uğurlayamadım içimden...
mustaitbiradam
şöyle bir anım ile yaşadığım his:

2014'ün yazı. yaz döneminde pedagojik formasyon aldığım için memlekete dönmedim. ramazan ayı da o sene formasyon aldığım döneme denk gelmişti. yaz dönemi olduğu için ev arkadaşım da memleketine dönmüştü, evde tektim. malum geceleri sabahladığımız için sahura kalkmak gibi endişemiz olmuyordu. vakit yaklaşınca kalkıyor, mutfağa gidiyor, güzel bir sahur sofrası kuruyordum.
lakin şöyle bir durum oluyordu, yaz mevsimi olduğu için balkon kapısı, pencere falan her yer açıktı, karşı apartmanlarda insanlar, sahura kalkıyor, sofra hazırlıyorlardı. mutfaktan balkona taşınan çatal, bıçak sesleri, konuşmalar, gülüşmeler... hepsini gecenin sessizliğinden dolayı duyuyordum, o gülüşmelerin eşliğinde bir başıma sahuru yapıyordum.

o yaşına kadar her ramazanı ailesiyle geçiren ben, onca zaman, geceleri sabahlamama karşın o ramazan geceleri kadar şiddetli yalnızlık hissi yaşamamıştım.

yok ya, gözüme bir şey kaçtı, bir şey yok.
iyiyim ben.
yesilzeytin
gecenin karanlığında saklanan mutluluk yerini zaten karanlıklarda yaşayan yalnızlığa bırakır.uyumaya çabalıyorsan yastığında saklanır ve seni düşüncelere sevk eder.yalnızlığın saklandığı o yastığa,yalnızlığını saklamak için sarılırsın.ne tezat bir hadise yaşanır işte o an.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol