evlilik

5 /
selambengeldim
zamanını bekler, doğru kişiyi bulursanız mutlu bir evlilik yapmış olursunuz, eğer ki zamanını doğru ayarlayamaz, poponuzu yıkamaktan aciz iken evlenmeye kalkarsanız hayatınız söner, siz de cayır cayır yanarsınız.
independence
bir kac safhadan meydana geliyor;

1- evlilige hazir miyim?

+ bireyin evlilige hazir olup olmadigi toplum icerisinde psikolojik hazirliktan ziyade maddi hazirligi ile oolculuyor. bir ba$ka ev tutup, do$eyip kendini ve aileni ac acikta birakmayacak duzeydeysen evlilige hazirsin demektir. esasen kazin ayagi oyle degil. psikolojik olarak bu sorumlulugu almaya hazir misin, mesele asil bu. paralar cebinden ta$sa, eger bu sorumlulugu almaya hazir degilsen, yerle gok bir araya gelse o evlilik yurumez, yalan olur biter. yemi$im parasini pulunu.

2- baba ya da anne olabilecek sorumluluga sahip miyim?

+ evliligin ilk ve en onemli sonucu cocuk sahibi olmaktir. cocuk sahibi olmak mesele degil, sagligin yerindeyse olursun. ya o cocuga iyi bir hayat verebilecek misin, maddi manevi? en iyi bezlerden alip kicinin temizlenmesini saglayabilecek misin? ya mamalari? oyuncaklari bilgisayar fiyatina bildin mi? hadi ilkokula kadar bir $ekilde gitti, ya ilkokul ve daha sonrasi? iyi bir egitimin masrafini ben anlatmayayim sana, allaha$kina ac okullarin sitelerini kendin incele, sonra beni du$man belleme.

3- sadakate ali$abilecek miyim?

+ hah i$te dananin kuyrugunun koptugu yer de burasi. tek e$lilik. gotun yiyecek mi iyi gunde kotu gunde, afette selde, uzayli saldirisinda ya da meteor du$mesinde e$ine tam anlami ile sadik kalabilecek misin? ba$kalarina yan gozle dahi bakmaksizin, omrunun en son gunune degin hic aldatmaksizin durabilecek misin? ayni yastigi son nefesine kadar kullanmaya razi misin? ya aldatilirsan? ya aldatirsan? gazete sayfalarinin ba$inda "aldatildigini ogrendi, once karisini cocuklarini dogradi, hizini alamadi kayinpederi ile kayinvalidesinin pankreaslarini alip allah bilir ne yapti." $eklinde haberlerle seni gormeyecegimiz garanti mi?

4- bir $ekilde ayrilirsak cocuklar kimde kalacak?

+ hadi e$inle $idddetli gecimsizligin var ve ayrilmak zorundasiniz, yoksa birbirinizi oldureceksiniz. peki ya cocuklar? kimde kalacak hi? sen razi misin mahkemenin cocuklarin veliligini eski e$ine birakmasina? haftada en fazla bir kere gormeye dayanabilecek misin cocuklarini? iyi du$un bak bunlari.

daha sayilabilecek o kadar cok $ey var ki evlilik muessesesi ile alakali, anlatmakla bitmez. bunlarin hicbiri dikkate alinmaksizin, bir hevesle ba$layan o kadar cok evlilik var ki toplumumuzda, adliyeler her gun bo$anma davalari ile dolup ta$iyor. ke$ke evlenmeden once bireyler olasi tum geli$meleri ve sonuclari masaya yatirip birlikte bunlar uzerinde du$unerek o $ekilde karar verebilecek mantiga sahip olasalar.

vay a.k. arkada$, sabah sabah felsefik oldum.
independence
az once bir mail geldi bana, okudum ho$uma gitti, alinti yapayim sozluk icin istedim, alinti yaptim.

------------------------------------*------------------------------------------

altın tasın, kan kusana faydası yoktur.

sevgiyi yaşamak ve yaşatabilmek...

ister evli,ister bekar olun.ama mutlaka bu yaziyi okuyun...
bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters ters baktı. elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani kıyafetli dilencilere benzemiyordu. üzerindeki giysiler eski fakat temizdi. eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu. "sapa sağlam adam gidip çalışacağına dileniyor, belki benden daha zengindir" diye düşündü. zaten canı çok sıkkındı, birde sinirlenmişti.

alaycı bir ses tonuyla:

- ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu.

- hayır çikolata parası lazım!

bülent’in kızgınlığı şaşkınlığa döndü. espri yeteneği olan dilencinin hali de başka oluyor diye düşündü.

- niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?

- hayır. ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz, onu da bulamadıysak aç yatarız.

bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini anlayamamıştı.

- bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız?

- fakirin canı mı olur ki, tatlı istesin beyim.

- bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?

- hiçbiri değil. sadece fakirim. bugün karımın doğum günü, ona çikolata götürmek istiyorum.

- doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.

- o bizim için değil zenginler için. otuz yıllık evliliğimiz boyunca ona bir kez bile yaş pasta alamadım. ama her doğum gününde mutlaka çikolata götürdüm. çikolatayı çok sever.

adamın söyledikleri bülent’in dikkatini çekmişti. o akşam karısıyla kavga etmiş, kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı. arabasına da binmemiş sahile kadar yürümüştü. denizi seyretmek de onu rahatlatmamıştı. oysa eskiden denizi seyrederken çok rahatlardı. dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü. fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek, hiçbir şey onu rahatlatmıyordu. dilenciyle konuşurken biraz kafası dağılmıştı. "acaba söyledikleri gerçek mi, yoksa uyduruyor mu" diye düşündü.

- cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?

bülent’in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı, bir nüfus cüzdanından başka bir şey çıkmadı.

- ben dilenci değilim. işim yok. günlük çalışırım, ne iş bulursam yaparım. fakat bu gün bütün gün iş aradım, aksilik bu ya, hiçbir iş bulamadım.

bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi.

- oturun biraz dertleşelim bari, dedi.

adam çekingen çekingen oturdu yanına.

- yokmu eşin dostun, borç alacak akraban?

- fakirin akrabaları da fakir olur beyim. bulurlarsa kendi karınlarını doyururlar.

- dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ?

- hem de çok seviyorum. otuz yılımı aydınlattı o benim.

- hımmmm. aşk hemde otuz yıl süren aşk. hayret doğrusu! aşkın ömrü en fazla üç yıl diyorlar oysa. sen otuz yıldan bahsediyorsun.


- evet. geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.

- söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı? söylediklerine bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin.

- ben ilkokulu bile bitirmedim. öyle formül falan bilmem.

- formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. bende altı yıllık evliyim. sevdiğim kadınla evlendim, fakat mutlu değilim. sürekli kavga ediyoruz. daha iki saat önce kapıyı çarptım çıktım. evimiz, arabamız, işimiz, gücümüz, her şeyimiz var, ama mutlu değiliz. senin hiçbir şeyin yok, ama mutlusun. para mı acaba bizi mutsuz eden?

- hiçbir şeyim yok mu? hayır benim her şeyim var. benim karım her eyim. sevgilim, eşim, arkadaşım, hayat yoldaşım. hayatımı paylaştığım insandan daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada? sizin ev, araba, iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey olan.

- öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet ediyor. bir de fakir olsam kim bilir ne olur?

- altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim. sen kadın ruhunu hiç anlamamışsın. hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergün çeşit çeşit yiyecekler yediği için mutlu olmaz. bir kadın, kocasının her şeyi olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.

- sizin mutluluğunuzun sırrı bumu ?

- olabilir. ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. o da çok mutlu oluyor.

- bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?

- küçük kızı severek.

- küçük kız mı ? hangi küçük kız ?

- yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük kız vardır. o kızı ne kadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, o kadını da o kadar mutlu edersin.

- nasıl yani ?

- küçük kız neleri sever, nelerden hoşlanır bir düşünün. küçük kızlar hep beğenilmek, ilgi görmek isterler. güzel olduklarını duymaya bayılırlar. kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. küçük kızlar hep prenses olmayı hayal ederler. sürprizlerden hoşlanırlar. biraz şımartılmak isterler. sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler. iltifata doymaz küçük kızlar. öyle değil mi?

- haklısın. benim dört yaşımda bir kızım var. adı aylin. her akşam boynuma sarılır "babacığım beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar. giysisini değiştirdiği zaman etrafımda "baba güzel olmuş muyum?" diye sorar durur. güzelsin demem de yetmez ona. " harikasın prenses gibi olmuşsun" demeliyim. dünyanın en güzel kızı demeliyim.

- işte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. ben elli yaşındaki karıma böyle davranıyorum. ömrümüz olurda seksen, doksan yıl da yaşarsak ben ona böyle davranmaya devam edeceğim. ona "bebeğim" diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor. "bebeğim bana bir çay yapar mısın?" dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu görmelisiniz.

- hiç kavga etmezmisiniz siz?

- kavga evliliğin tadı tuzu. arada biz de tartışırız. küsüp barışmanın tadı ayrıdır. benim karım bir keçi kadar inatçıdır. onunla barışmak için uğraşmak ayrı bir keyif verir bana.

- benim eşim çok ciddi kadındır. hiç küçük kız havası yok onda.

- küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi, ilgi istemeye utanırlar. en ciddi yada en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır. yeter ki sen o tatlı kızı sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. ve o küçük kızı asla aldatma. yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla bakar. küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hemde çabuk kırılırlar. çok narindir onlar. hoyrat elleri sevmezler. yumuşak dokunuşları severler.

- bu tavsiyeni deneyeceğim. fakat her zaman yapabilir miyim bilmiyorum. bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.

- bu sadece bir bahane. o küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay işi. çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. sen o küçük kızı mutlu ettiğinde karşılığını fazlasıyla alırsın. artık o seni rahat ettirmek için elinden gelen gayreti gösterir. karısı mutlu olmayan erkek mutlu olamaz. mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu etmelidir. düşünsene somurtkan, mutsuz, sürekli söylenen biriyle yolculuğa çıksan ne kadar mutlu olabilirsin.

- haklısında bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.

- yine para, yine dış sebepler. evet para önemli ve gerekli ama kadınlar para için erkekleri sevmezler. para geçici mutluluklar verir. kadınlar hediye almayı severler. paran varsa hediye al tabi. ama hediyeyle mutlu olmasını bekleme. hediyenin yanına sevgini katmazsan hediyenin bir anlamı yoktur. benim hiçbir zaman çok param olmadı. günlük kazandım günlük yedik. bazen aç kaldığımız günler oldu. hiçbir zaman karımın kulaklarına altın küpe takamadım ama her zaman aşk sözleri fısıldadım. hiçbir zaman boynuna pırlanta gerdanlık alamadım ama hep öpücüklerle sevdim boynunu. hiçbir zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama kendi bedenimle ipek elbise gibi yumuşacık sardım bedenini ve mutlu ettim onu.

adam ayağa kalktı.

- bana müsaade, artık gitmeliyim, karım merak eder. sende git evine küçük kızın gönlünü al, belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp duruyordur.


- bülent de ayağa kalktı. kuvvetlice elini sıktı.

- sizi tanıdığıma çok memnun oldum.

elini bıraktı koluna girdi. yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi.

- hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım, dedi.

pastayı aldılar. adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta götürmenin mutluluğuyla, bin bir teşekkür ederek evginin yolunu tuttu. bülent de pastanenin yanındaki manavdan karısının en sevdiği meyvelerden aldı.

evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su içiyordu. bülent hiç konuşmadan
meyveleri büyükçe bir tabağa döküp yıkadı., sonra eşinin önüne koydu.

- bunlar dünyanın en şanslı meyveleri, dedi.

inci hiç konuşmadı.

- sorsana "niye" diye.

inci kızgın kızgın:

- niye? diye sordu.

- çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek, dedi gayet ciddi bir ses tonuyla. inci şaşırmıştı. bir anda yüzünün ifadesi yumuşamıştı.

- bunlar senin sevdiğin meyveler, senin için aldım.

- hayret bir şey! her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın. benim hangi meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın. aslında bu beklediğim istediğim bir şeydi. "bak senin sevdiğin meyveleri aldım"
ama şimdi kıymeti yok. çünkü sana çok kırgınım, meyve alarak gönlümü alamazsın.

- özür dilerim seni kırdığım için.

sonra bülent yere diz çöktü.

- cezam neyse razıyım. ama bir tek şey istiyorum senden. seni delice seven bu adamı senden mahrum etme.

- bülent yere çömelmiş, boynu bükük bir vaziyette çok komik görünüyordu.

inci kıkır kıkır gülmeye başladı.

- affetmek o kadar kolay değil. bakalım hangi cezalara katlanabileceksin, dedi.

bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı küçük kızı gördü.
bundan sonra her şey daha farklı olacak diye düşündü.

------------------------------------*--------------------------------------

gerci bu alinti pek cok ba$lik altina yazilabilirdi ama bu ba$lik en ideali diye du$undum.
akhillius
italya’da uzun evliliğin sırrı konulu seminerde konuşan 50 yıllık evli guiseppe diyor ki:
- eşime hep iyi davrandım, memnun ettim, en önemlisi 15. yıldönümümüzde onu amerika’ya götürdüm.
sormuşlar:
- peki 50. yıldönümünde eşin için ne yapacaksın?
- gidip onu geri getireceğim...
2026 sonya
sevişme, birlikte tatil yapma, birlikte duş alma, birlikte yemek yeme vs vs vs eylemlerinin belediye yetkisi ve 2 şahitle onaylanması durumu...

elmanın diğer yarısıyla birleşen hayatınız daha da renklenir, aksi durum hk.nda yorum yapmak bile istemiyorum. bkz: sabah programları, evlilik programları, allah belanı versin.

imphotep

biz erkeklerin hayatlarını annelerinden alıp,başka bir kadına teslim etmesidir.ne kadar inkâr etsek de hayatımızın bir yarısına annelerimiz şekil verirken diğer yarısına evleneceğimiz/evlendiğimiz hatun kişiler şekil verir.budur.
pinhan
aa haber ajansinin haberine gore turkiye’de 33 farkli sekilde zuhur eden iliski bicimi. ulkemizin ne kadar renkli(!) bir yer oldugunun kanitidir.

1.görücü usulu evlenme
2.kız kaçırma
3.başlık parası karşılığında evlenme
4.(bkz: oturak alma evlilik)
5.(bkz: başörtüsü kaçırma yoluyla evlilik)
6.beşik kertmesi
7.(bkz: taygeldi)
8.kuma
9.berdel
10.(bkz: kepir)
11.ölen kardesin karisiyla evlenme
12.baldizla evlilik
13.ic guveyi
14.(bkz: yetim evliligi)
15.yakin akraba ile evlilik
16.(bkz: oldu bitti evlilik)
17.(bkz: para karsiligi evlenme)
18.(bkz: kan parası karsiligi evlenme)
19.(bkz: oc alma karsiligi evlenme)
20.cok esli evlilik
21.(bkz: anlasmali evlilik)
22.(bkz: hileli evlilik)
23.(bkz: rastlanti evliligi)
24.(bkz: ilan yoluyla evlenme)
25.(bkz: tercihli evlilik)
26.yabanci ile evlilik
27.farkli mezhep evliligi
28.metres edinme
39.(bkz: muta evliligi)
30.(bkz: dis guveyi evliligi)
31.(bkz: dul evliligi)
32.(bkz: tanisip anlasarak evlenme)
33.(bkz: televizyon evliligi)
elma sekeriiii
özellikle çocuklu olan çiftleri dargınlık ve küslük kavramlarından men eden müessesedir.


ulan, e$inle kavga edersin küsmek istersin olmaz, çocugu aldın mı; giydirdin mi; ben banyodayım sen bak gibi gündelik cümlelerden tutun da; kızım sor bakalım babana yarın okula o mu seni götürcekmi$ diye $eklindeki salakça diyaloglara dahi sardırır bünyeleri.


elma sekeriiii
$u $ekilde kutsanması gerekendir.

http://webtv.hurriyet.com.tr/category.aspx?cid=5&vid=447&bid=1&hid=12624114

---
arkada$lar gerekli talimatı vedim, seneye bu $ekilde evlenicem. ortalarda göbegini sallaya sallaya oynayan ardından da amuda kalkan adam independence olsun isterim.
alkı$ tutmak isteyenlere de kapım her daim açıktır.
---
5 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol