pisi pisine gidenler kervanının güzide kahramanlarından biri olan hallacı mansurun altın vuruş cümlesidir..
enel hak
"insan allah in en mukemmel tecellisidir.aynaya bakan kimse aslinda allah in tecellisine bakmaktadir.biz ozumuzu allah ta yok etmisiz.o halde o gordugu suretin icinde biz gizliyiz.fakat akil gozuyle baktigi icin bizi gormez."
derler ki kişi mansur olmadan enel-hakk dememeli..
"mest olanların kelâmı kendinden gelmez beri
ya niçin söyler ene’l-hak, kişi mansûr olmadan?"
hayatında hacca 4 kez giden hallac-ı mansur her seferinde insanların göstermelik şekil amaçlı yaptıklarını görünce düşünceleri değişti. özellikle hac rehberlerinin gelen hacıları soyup soğana çevirmeleri, hayatlarından memnunlardı. namaz, oruç, çile her türlü ibadeti yaptı yerine getirdi ancak çevresine bakınca gerçeğin bu olmadığını namaz, oruç vs şekilcilik yapanların her türlü pisliği de yaptığını gözlemledi. hırsızlık, tecavüz, vs her şey kötüydü. müslümanlık bu muydu? şekille yapılan ibadetmi allaha yakınlaştırırdı yoksa tüm bu pisliklerden arınıp allahla bir olmak özüne dönmek enel hak olmak mı?
bağdatta aldığı derslerde hep allahla insan arasında sonsuz büyüklükteki mesafeden bahsediliyordu ancak hallac allahla insan arasında bir aşk bir enerji olduğunu düşünüyordu. en sonunda cüneyd hoca adlı bağdatın en ünlü sufisinden ders alırken her şu kelimeleri söyledi: "ben ilahi sevgiliyi kavradım! ben yaratıcı gerçeğim!" "enel hak! enel hak!"
bu sözleriyle o dönemde zahiri olarak yaşayanlar tarafından anlaşılamayan hallac 922 yılında önce ağır işkencelerden geçirilerek kırbaçlanmış, etleri kesilmiş ve sergilenmiş aç susuz bırakılmış daha sonra çarmıha gerilip en son idam edilmiş ve öldükden sonra kafası kesilerek vücudu yakılmış. öldürdüklerini sandılar ancak hallac-ı mansurun mücadelesini halen devam ettirenler var.
"mest olanların kelâmı kendinden gelmez beri
ya niçin söyler ene’l-hak, kişi mansûr olmadan?"
hayatında hacca 4 kez giden hallac-ı mansur her seferinde insanların göstermelik şekil amaçlı yaptıklarını görünce düşünceleri değişti. özellikle hac rehberlerinin gelen hacıları soyup soğana çevirmeleri, hayatlarından memnunlardı. namaz, oruç, çile her türlü ibadeti yaptı yerine getirdi ancak çevresine bakınca gerçeğin bu olmadığını namaz, oruç vs şekilcilik yapanların her türlü pisliği de yaptığını gözlemledi. hırsızlık, tecavüz, vs her şey kötüydü. müslümanlık bu muydu? şekille yapılan ibadetmi allaha yakınlaştırırdı yoksa tüm bu pisliklerden arınıp allahla bir olmak özüne dönmek enel hak olmak mı?
bağdatta aldığı derslerde hep allahla insan arasında sonsuz büyüklükteki mesafeden bahsediliyordu ancak hallac allahla insan arasında bir aşk bir enerji olduğunu düşünüyordu. en sonunda cüneyd hoca adlı bağdatın en ünlü sufisinden ders alırken her şu kelimeleri söyledi: "ben ilahi sevgiliyi kavradım! ben yaratıcı gerçeğim!" "enel hak! enel hak!"
bu sözleriyle o dönemde zahiri olarak yaşayanlar tarafından anlaşılamayan hallac 922 yılında önce ağır işkencelerden geçirilerek kırbaçlanmış, etleri kesilmiş ve sergilenmiş aç susuz bırakılmış daha sonra çarmıha gerilip en son idam edilmiş ve öldükden sonra kafası kesilerek vücudu yakılmış. öldürdüklerini sandılar ancak hallac-ı mansurun mücadelesini halen devam ettirenler var.
hallaci mansurun,9 yy da,yaklasik sekiz yil suren yargilanmasi sonucunda, halife muktedir iktidari tarafindan , once carmiha gerilip sonra elleri ayaklari kesilip ,yakilmasina neden olan ,"ben tanriyim" anlamina gelen ,sozu.
(bkz: vahdet i vucud)
hallac i mansur un idamına sebep olan,fakat sonradan anlaşılınca hallac ı mansur u efsaneleştiren söz.
(bkz: tasavvuf)
ben tanrıyım demek değildir tanrı benim içimde demektir aslında. yani herkes tanrıyı içinde yaşatır yada herkes tanrıyı içinde büyütür veya öldürür yani inancı yada inançsızlığı buna bağlamaktır enel hak.
"bende var iki cihan,ben bu cihana sığmazam" anlayışıyla paralel düşün yapısıdır.
(bkz: ben nesiminin yüzülen derisiyim)
(bkz: ben nesiminin yüzülen derisiyim)
aynı zamanda "benlik vehminden kurtuldum sadece onu görüyorum, onu yaşıyorum" anlamına da gelir ki bu insanın tamamlanmasıdır, alemdeki aslî vazifesidir.
bu anlayışın alevi bektaşi kültürüne yansıdığının kanıtı olarak,şu söze bakabiliriz:
(bkz: ayna tuttum yüzüme ali göründü gözüme)
(bkz: ayna tuttum yüzüme ali göründü gözüme)
hallacı mansurun ölümüne sebep olmuş söz. her bilginin her yerde söylenmemesi gerektiğini örnektir. "ben tanrıyım." demektir. tasavvufun "dünyadaki her şey allahın bir parçasıdır. çünkü allah herkese kendi ruhundan üflemiştir." düşüncesinin özetidir. gerek divan edebiyatında, gerek tasavvuf edebiyatında hallacı mansura telmih olarak çok geçen bir cümledir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?