akıllıyı aşağıya, aptalı yukarıya çekmeye çalışma çabasının düzene sokulmuş hali.
eğitim sistemi
oyuncak olmuştur.
artık iyi kötü olmasını bi yana bırakın zerre istikrar yoktur. lan tuvalette aklıma ne geldi bi dinleyin diyen adamın dediklerini yıldırım hızıyla değişiklik olarak önümüze koymaktadırlar .
artık iyi kötü olmasını bi yana bırakın zerre istikrar yoktur. lan tuvalette aklıma ne geldi bi dinleyin diyen adamın dediklerini yıldırım hızıyla değişiklik olarak önümüze koymaktadırlar .
türkiye deki çok yanlıştır. ama öyle böyle değil yani çook yanlış.
bir kaç noktayı ele alalım mesela;
mühendislik bilimlerinde okuyanlar bilir; bir çok teorik ders var. ilk aklıma gelen örneği veriyorum; malzeme bilgisi . hemen hemen her mühendislikte vardır bu ders. hayatında hiç dökümhane görmemiş insanlara dökümhanelerde yapılan işlemleri, oradaki çalışma ortamlarını nasıl öğretebilirsin ki? öğretirsin ama olduğu kadar işte. halbuki sen o çocuğu önce bir dökümhanede staja göndersen, sonra anlatsan orada olup bitenleri daha kolay öğrenir. çünkü artık duyduğu şeylerin resimleri hafızasında vardır.
bir de şöyle bir geyik var mesele ya bu ders benim ne işime yarayacak ki? . inanılmaz doğru bir laf. ana dalla yakından uzaktan alakası olmayan absürt dersleri koyarsan programa öğrenci okuldan soğur tabi. okulu meslek hayatının önündeki bir engel olarak görür.
bir diğer sorun üniversitede ders verenlerin ( hoca olur, prof. olur.. ) ellerindeki inanılmaz yetki. onlar istemediği sürece sen %100 hak etmiş olsan da dersten geçemezsin mesela. notlarına itiraz falan da edemezsin.
bak bir çırpıda bu kadar sorun buldum işte. hem bu saydıklarım sadece yüksek öğrenimdeki sorunlar. daha aşağılara inmiyorum bile.
emin ol çalışıp bütün bu sorunları düzeltebilirim ama şimdi çok uykum var. uyanınca bakarız!
bir kaç noktayı ele alalım mesela;
mühendislik bilimlerinde okuyanlar bilir; bir çok teorik ders var. ilk aklıma gelen örneği veriyorum; malzeme bilgisi . hemen hemen her mühendislikte vardır bu ders. hayatında hiç dökümhane görmemiş insanlara dökümhanelerde yapılan işlemleri, oradaki çalışma ortamlarını nasıl öğretebilirsin ki? öğretirsin ama olduğu kadar işte. halbuki sen o çocuğu önce bir dökümhanede staja göndersen, sonra anlatsan orada olup bitenleri daha kolay öğrenir. çünkü artık duyduğu şeylerin resimleri hafızasında vardır.
bir de şöyle bir geyik var mesele ya bu ders benim ne işime yarayacak ki? . inanılmaz doğru bir laf. ana dalla yakından uzaktan alakası olmayan absürt dersleri koyarsan programa öğrenci okuldan soğur tabi. okulu meslek hayatının önündeki bir engel olarak görür.
bir diğer sorun üniversitede ders verenlerin ( hoca olur, prof. olur.. ) ellerindeki inanılmaz yetki. onlar istemediği sürece sen %100 hak etmiş olsan da dersten geçemezsin mesela. notlarına itiraz falan da edemezsin.
bak bir çırpıda bu kadar sorun buldum işte. hem bu saydıklarım sadece yüksek öğrenimdeki sorunlar. daha aşağılara inmiyorum bile.
emin ol çalışıp bütün bu sorunları düzeltebilirim ama şimdi çok uykum var. uyanınca bakarız!
birinci üniversitesinde ortak dersleri almış öğrenci, ikinci üniversitesinde bunlardan muaf olamaz. aslında olur
eger mezun olmamış, bırakmışsa muaf olma hakkı kazanır
eger mezun olmuşsa muaf olma hakkı kazanamaz.
işte böyle tuhaf yanlışlıklar içinde bir sistemdir.
eger mezun olmamış, bırakmışsa muaf olma hakkı kazanır
eger mezun olmuşsa muaf olma hakkı kazanamaz.
işte böyle tuhaf yanlışlıklar içinde bir sistemdir.
aslında yukarıdaki entrylerde görebileceğiniz sebeplerden ötürü kendisi yanlış olmakla birlikte adı da yanlıştır. eğitmeyim sistemi şeklinde bir isimle en azından ismi doğru olurdu ki hiç bir "biiiip" yaramazdı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?