(bkz: turan özdemir)
dondurmam gaymak
tamamıyla samimi bir film. izlenmesi gerekenlerden...
motorunu kaybeden aliyi sakinleştirmek için sabaha karşı onu gezdiren dedenin hikayesini anlatırken ki ses tonu ve anlatış şekli çok hoşuma gitmiştir.sabah ezanında camiye gittiklerinde alinin dua ederken en sonundaki patlama noktası süperdir.
hindi diyiverecegim odur ki biz goca moolalılar olarak gendimizle övünüvereceğimiz filmlerden birini çekmişizdir.biz endeği filmlen osıkar adayı bilem olmuşuzdur.takdir edip duruz valla.lakin gocaman filmde bi dene yıldız yoktur her biri kendi hemşerilerimizdir şart olsun.o veletlerin önceden film oynamışlığımı vardır nereden oluyo leen endee eşşek sıpaları sokakta goşuşturmaktan başka bişi bilipduru mu sorsanıza bi.allah kara belasını virmeyesiciler sizi.nerde kalmıştık en son başarılarından bahsedipduruuduk demi amma lakin emme de güzel film olmuş hakkaten.ailecek oturup oturup izliipduruz biz bu filimi her gün.
türk sinemasının 2006 yılına ait en samimi komedi filmi. hala izlemeyen varsa mutlaka seyretmelidir.
yurdumun insanın doğal halinin bile nekadar oscarlık olduğu güzel bir çalışma.
oscarda buyuk basari beklememize ragmen, on elemelerinde elenmis, bunun uzerine alcidan yaptigim oscar odulunu, "aman canim oscarda kim oluyomus, saglam bisey olsa amerikanlar yapmazdi" nidalariyla filmin yonetmenine gonderecegim filmdir.
imdb de 7.7 puan almı$ film.
muğlalı olmamla övündüğüm anlardan biri.....zaman zaman sıksada yerinde yapılan muhteşem espriler ve o müthiş doğallığıyla eksilerini kapatan film.....
şu sıralar altın küre ve oscar için yarışan, en bi sahici film. o kadar sahicidir ki yönetmeni yüksel aksu, hayatımın idolü oluvermiştir. "laan bende böyle film çekicem" dedirtmiş, ağzımızı bi karış açık bırakmış, gülmekten yerlere yatırmıştır.. yok o gülünmeyen kısımlarında da, öyle bi vurmuştur ki gerçekleri insanın yüzüne, çıkışta dondurmacı aranmıştır hemen tarafımdan. açık dondurma.
antalya film festivalinde ilk gosteriminde acik havada izlemenin tadini doyasiya alan nadir kisilerden oldugum kesin.konak,mafya kulturu filmelere inat yurdum insanini anlatan,sicak ege insaninin gunluk hayatini isleyen izlenesi film.oyuncularin filmin sonunda sahneye cikip babazula esliginde gobek atmasi gorulmeye degerdi.
antalya film festivalinde ilk gosteriminde acik havada izlemenin tadini doyasiya alan nadir kisilerden oldugum kesin.konak,mafya kulturu filmelere inat yurdum insanini anlatan,sicak ege insaninin gunluk hayatini isleyen izlenesi film.oyuncularin filmin sonunda sahneye cikip babazula esliginde gobek atmasi gorulmeye degerdi.
antalya film festivalinde ilk gosteriminde acik havada izlemenin tadini doyasiya alan nadir kisilerden oldugum kesin.konak,mafya kulturu filmelere inat yurdum insanini anlatan,sicak ege insaninin gunluk hayatini isleyen izlenesi film.oyuncularin filmin sonunda sahneye cikip babazula esliginde gobek atmasi gorulmeye degerdi.
izledikten sonra bu ve benzeri filmlerden ne kadar çok yöre için çekilebileceği geldi aklımıza. nitekim her tarafı bir başka acayip olan şu memlekette bunca temel fıkramız vardır ama bir temel filmimiz yoktur mesela..
çok güzel bir geyik olmuş bu "ege geyiği".. memleketimden insan manzaraları olmuş, salondan çıkan herkesin yüzünde bir gülümseme vardı..
rakı içerken ezan okunmaya başlayınca ellerindeki sazları bırakıp rakılarını masanın altına saklayan ekip, grup içerisinden komunist olan arkadaşın "bir kere de o bize saygı göstersin, eğleniyor adamlar desin, okumayı versin, zaten camiye giden 3-5 adam var onları da cepten arayıp çağırsın" şeklindeki söylemi, motorunu kaybeden alinin bunun üzerine "senin yüzünden hiç bulamaycem moturu" şeklindeki isyanı ve karşılığında "cenabı allah kayıp eşya bürosu mu lan" diye yediği cevabı bence filmin en güzel yeriydi.. nitekim ezberemişim..
ayrıca, altından dişleri olan ve "cenabet deyyuuus" şeklinde bağıran teyzenin de ellerinden öpmek lazım, gerçek bir muğlalıymış kendisi. dakikada 330bin küfür ve beddua sayabilen kapasitesine de helal olsun..
nitekim inşallah devamı gelir demek ve “oscar ödülü” için büyük bir basamak sayılan, new york queens film festivali’nde, en iyi komedi ve en iyi yönetmen ödülünü kapan yüksel aksuya da oscar yolunda başarılar dilemek lazım..
çok güzel bir geyik olmuş bu "ege geyiği".. memleketimden insan manzaraları olmuş, salondan çıkan herkesin yüzünde bir gülümseme vardı..
rakı içerken ezan okunmaya başlayınca ellerindeki sazları bırakıp rakılarını masanın altına saklayan ekip, grup içerisinden komunist olan arkadaşın "bir kere de o bize saygı göstersin, eğleniyor adamlar desin, okumayı versin, zaten camiye giden 3-5 adam var onları da cepten arayıp çağırsın" şeklindeki söylemi, motorunu kaybeden alinin bunun üzerine "senin yüzünden hiç bulamaycem moturu" şeklindeki isyanı ve karşılığında "cenabı allah kayıp eşya bürosu mu lan" diye yediği cevabı bence filmin en güzel yeriydi.. nitekim ezberemişim..
ayrıca, altından dişleri olan ve "cenabet deyyuuus" şeklinde bağıran teyzenin de ellerinden öpmek lazım, gerçek bir muğlalıymış kendisi. dakikada 330bin küfür ve beddua sayabilen kapasitesine de helal olsun..
nitekim inşallah devamı gelir demek ve “oscar ödülü” için büyük bir basamak sayılan, new york queens film festivali’nde, en iyi komedi ve en iyi yönetmen ödülünü kapan yüksel aksuya da oscar yolunda başarılar dilemek lazım..
televizyon makinası programında okan bayülgenin övgü dolu sözlerine mazhar olmuş film.
yabancı film dalında ilk beşe girdiği takdirde oscarı alacağına can-ı gönülden inandığım filmdir.
gala çıkışında tarkan ın birkaç paparizziyle ağız dalaşına girdiği film.
galası ile ilgili verilen haberlerde sadece tarkan,sezen aksu ve tarkan ın sevgilisinin yeni saç renginden bahsedilen film.
fragmanını bile izlemenin yetecegini dusundugum film.
(bkz: helal olsun)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?