izledikten sonra bu ve benzeri filmlerden ne kadar çok yöre için çekilebileceği geldi aklımıza. nitekim her tarafı bir başka acayip olan şu memlekette bunca temel fıkramız vardır ama bir temel filmimiz yoktur mesela..
çok güzel bir geyik olmuş bu "ege geyiği".. memleketimden insan manzaraları olmuş, salondan çıkan herkesin yüzünde bir gülümseme vardı..
rakı içerken ezan okunmaya başlayınca ellerindeki sazları bırakıp rakılarını masanın altına saklayan ekip, grup içerisinden komunist olan arkadaşın "bir kere de o bize saygı göstersin, eğleniyor adamlar desin, okumayı versin, zaten camiye giden 3-5 adam var onları da cepten arayıp çağırsın" şeklindeki söylemi, motorunu kaybeden alinin bunun üzerine "senin yüzünden hiç bulamaycem moturu" şeklindeki isyanı ve karşılığında "cenabı allah kayıp eşya bürosu mu lan" diye yediği cevabı bence filmin en güzel yeriydi.. nitekim ezberemişim..
ayrıca, altından dişleri olan ve "cenabet deyyuuus" şeklinde bağıran teyzenin de ellerinden öpmek lazım, gerçek bir muğlalıymış kendisi. dakikada 330bin küfür ve beddua sayabilen kapasitesine de helal olsun..
nitekim inşallah devamı gelir demek ve “oscar ödülü” için büyük bir basamak sayılan, new york queens film festivali’nde, en iyi komedi ve en iyi yönetmen ödülünü kapan yüksel aksuya da oscar yolunda başarılar dilemek lazım..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?