muthis bir ayar verme, hatta "ayar oyle degil, boyle verilir!" meselesi vardir bu kitapta. sondan ucuncu sayfasi da kahkahalar attirmistir sahsima. etme bulma dunyasi neylersin, gulduruyor iste adami boyle. guzeldir vesselam.
lutfiyeye buradan helal olsun diyorum.
çok bilen çok yanilir
gunumuzde "cok bilgiclik taslayan cok asagilanir" a birakmistir yerini.
turk klasiklerindendir.
türk klasiklerinden biridir,recaizade mahmut ekremin romanıdır.
(bkz: çok kadın hiç kadındır)
(önbilgi: ceza hukukunda kullanılmı$ "soyut kural yontemi", tüm ayrıntıları ve tüm olasılıkları hesap etmek sûretiyle ceza-i müeddiyeyi uygun gördüğü için yerini günümüzde "somut olay metodu"na bırakmı$tır.)
nedendir salt cevabı yoktur; insanoğlu en fazla bilgelerden ve delilerden ürker. dehaları da delilerle aynı zümrede değerlendirmeye programlanmı$tır bir insanın beyni çünkü. çok bilenle hiç bilmeyenin bu kıyasına da kimseler $a$ırmaz: $aka gibi ama gerçek!
bilenlerden ve bilmeyenlerden beklediklerimiz ile onların bize gösterdikleri arasında çoğu kez bir nüans göremiyoruz ve $artlandırıyoruz kendimizi. bileni de, bilmeyeni de, bilemeyeni de ortak baskı odağının ortasında biçare bıraktıktan sonra da onların yanılmasını istiyoruz. çilecilik ya da o popüler tabirle mazo$izm içimize i$lemi$.
(aydınları yakmamız da, akıl hastalarını dövmemiz de bu yüzden belki.)
ve yanılıyor o çok bilen. `çok bilmi$` dediğimiz için yanılıyor bir ihtimal; birikimini küçümsüyor ardından ve algıcı olup çıkıyor.
"yine insan insanı yeniyor i$te"
$imdi o çok yanılan çok bilmi$, satırlarına son verirken kendisine bir sigara yakıyor. tüm pasif içicileri zehirlemek ise son planı.
nedendir salt cevabı yoktur; insanoğlu en fazla bilgelerden ve delilerden ürker. dehaları da delilerle aynı zümrede değerlendirmeye programlanmı$tır bir insanın beyni çünkü. çok bilenle hiç bilmeyenin bu kıyasına da kimseler $a$ırmaz: $aka gibi ama gerçek!
bilenlerden ve bilmeyenlerden beklediklerimiz ile onların bize gösterdikleri arasında çoğu kez bir nüans göremiyoruz ve $artlandırıyoruz kendimizi. bileni de, bilmeyeni de, bilemeyeni de ortak baskı odağının ortasında biçare bıraktıktan sonra da onların yanılmasını istiyoruz. çilecilik ya da o popüler tabirle mazo$izm içimize i$lemi$.
(aydınları yakmamız da, akıl hastalarını dövmemiz de bu yüzden belki.)
ve yanılıyor o çok bilen. `çok bilmi$` dediğimiz için yanılıyor bir ihtimal; birikimini küçümsüyor ardından ve algıcı olup çıkıyor.
"yine insan insanı yeniyor i$te"
$imdi o çok yanılan çok bilmi$, satırlarına son verirken kendisine bir sigara yakıyor. tüm pasif içicileri zehirlemek ise son planı.
kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş misali
(bkz: cok bilen cok yarilir)
bildikçe, yanılgı dehlizlerinde kaybolma çıkmazı.
is olani yuz metre oteden tanirim diye boburlenen arkadaslarin olaya girdikleri anda diger sahsin travesti oldugunu gordukleri anda atalarimizin soyledigi soz.
her boka atlayan,bildigini de bilmedigini ele$tiren bunyeleri tarif etmek ve uyarmak e$siz bir cumle.
her $eyi bildigini zanneden beyinlerin bildigini du$undukleri $ey kadar yanilma olasiliklarinin da fazla oldugunu anlatan cumle.gerci cumle guzel bir $ey anlatiyordu da ben aciklamaya cali$irken batirmi$ olabilirim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?