her $eyi bildigini zanneden beyinlerin bildigini du$undukleri $ey kadar yanilma olasiliklarinin da fazla oldugunu anlatan cumle.gerci cumle guzel bir $ey anlatiyordu da ben aciklamaya cali$irken batirmi$ olabilirim.
çok bilen çok yanilir
her boka atlayan,bildigini de bilmedigini ele$tiren bunyeleri tarif etmek ve uyarmak e$siz bir cumle.
is olani yuz metre oteden tanirim diye boburlenen arkadaslarin olaya girdikleri anda diger sahsin travesti oldugunu gordukleri anda atalarimizin soyledigi soz.
bildikçe, yanılgı dehlizlerinde kaybolma çıkmazı.
(bkz: cok bilen cok yarilir)
kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş misali
(önbilgi: ceza hukukunda kullanılmı$ "soyut kural yontemi", tüm ayrıntıları ve tüm olasılıkları hesap etmek sûretiyle ceza-i müeddiyeyi uygun gördüğü için yerini günümüzde "somut olay metodu"na bırakmı$tır.)
nedendir salt cevabı yoktur; insanoğlu en fazla bilgelerden ve delilerden ürker. dehaları da delilerle aynı zümrede değerlendirmeye programlanmı$tır bir insanın beyni çünkü. çok bilenle hiç bilmeyenin bu kıyasına da kimseler $a$ırmaz: $aka gibi ama gerçek!
bilenlerden ve bilmeyenlerden beklediklerimiz ile onların bize gösterdikleri arasında çoğu kez bir nüans göremiyoruz ve $artlandırıyoruz kendimizi. bileni de, bilmeyeni de, bilemeyeni de ortak baskı odağının ortasında biçare bıraktıktan sonra da onların yanılmasını istiyoruz. çilecilik ya da o popüler tabirle mazo$izm içimize i$lemi$.
(aydınları yakmamız da, akıl hastalarını dövmemiz de bu yüzden belki.)
ve yanılıyor o çok bilen. `çok bilmi$` dediğimiz için yanılıyor bir ihtimal; birikimini küçümsüyor ardından ve algıcı olup çıkıyor.
"yine insan insanı yeniyor i$te"
$imdi o çok yanılan çok bilmi$, satırlarına son verirken kendisine bir sigara yakıyor. tüm pasif içicileri zehirlemek ise son planı.
nedendir salt cevabı yoktur; insanoğlu en fazla bilgelerden ve delilerden ürker. dehaları da delilerle aynı zümrede değerlendirmeye programlanmı$tır bir insanın beyni çünkü. çok bilenle hiç bilmeyenin bu kıyasına da kimseler $a$ırmaz: $aka gibi ama gerçek!
bilenlerden ve bilmeyenlerden beklediklerimiz ile onların bize gösterdikleri arasında çoğu kez bir nüans göremiyoruz ve $artlandırıyoruz kendimizi. bileni de, bilmeyeni de, bilemeyeni de ortak baskı odağının ortasında biçare bıraktıktan sonra da onların yanılmasını istiyoruz. çilecilik ya da o popüler tabirle mazo$izm içimize i$lemi$.
(aydınları yakmamız da, akıl hastalarını dövmemiz de bu yüzden belki.)
ve yanılıyor o çok bilen. `çok bilmi$` dediğimiz için yanılıyor bir ihtimal; birikimini küçümsüyor ardından ve algıcı olup çıkıyor.
"yine insan insanı yeniyor i$te"
$imdi o çok yanılan çok bilmi$, satırlarına son verirken kendisine bir sigara yakıyor. tüm pasif içicileri zehirlemek ise son planı.
(bkz: çok kadın hiç kadındır)
türk klasiklerinden biridir,recaizade mahmut ekremin romanıdır.
turk klasiklerindendir.
gunumuzde "cok bilgiclik taslayan cok asagilanir" a birakmistir yerini.
muthis bir ayar verme, hatta "ayar oyle degil, boyle verilir!" meselesi vardir bu kitapta. sondan ucuncu sayfasi da kahkahalar attirmistir sahsima. etme bulma dunyasi neylersin, gulduruyor iste adami boyle. guzeldir vesselam.
lutfiyeye buradan helal olsun diyorum.
lutfiyeye buradan helal olsun diyorum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?