kurban grubuna mensup kisi.davulun gozunun yasina bakmaz sahsiyet.-10 derecedeki acikhava konserine t-shirt ile cikmis kirmizi kafali insan,turkiyenin tartismasiz en iyi davulcusu.
burak gurpınar
artik saclarinin kokunden kirmizi olarak ciktigini dusundugum uzun ve sempatik kurban insani..belki de en iyi davulcu..davul calmayi kendi kendine ogrenmis ve davul almak icin amelelik bile yapmis olan bir ademoglu.
mor ve otesinin gecen seneki yaz turnesinde hasta oldugu icin turneye katilamayan kendi davulculari yerine hayrina 3-5 konsere cikmis kurban grubunun bateristi insan..
bateri deyince aklima gelen ilk isim.onu kurbanla tanidim.athenayla dinlemeye devam edicem.muzigi birakmasin yeter...
arkada$imin davul hocasidir. ogrencisi hayvan gibi bateri calar, affetmez...
gecenlerde bostanci sahilinde araba kazasi yapmi$ ki$i. ondeki arabaya bir guzel gecirmi$...
bateri ile savasan eskiden kurban adami olan fakat simdi athenaya mensup olmus olann hayran olunasi kirmizi kafali ve sakalli cok ii cok sevdigim insan..
(bkz: athena)
muzigini cok begendim turkiyenin en iyi davulcularindan...
kurbana yakisiyodu be..
kurbana yakisiyodu be..
23 mart 1975te istanbulda dogdu. marmara universitesi guzel sanatlar fakultesi, endustri urunleri tasarimi bolumunden mezun oldu. muzige; 1989 yilinda, en yakin arkadaslariyla kurdugu grupta apartmanlarinin bodrum katinda davul calarak basladi. lise yillarinda okullar arasi duzenlenen muzik yarismalarina katildi, dereceler aldi, bir yandan da virus, badluck, blue blues band, the end gibi topluluklarla calisti. 1994te "not with my sister" adli gruba girdi ve alternatif muzige yoneldi. ardindan cockroachla da calismaya basladi. 1995te prova studyosu acti ve ilk adi outside olan kurban grubuyla; orada calismaya basladi. 1999da the climba katildi.bir yandan da iclerinde kurbanin iki album kapagi ve web sitesinin de oldugu pek cok grafik tasarim projeleri ile ilgilendi. 2002 yilinda askere gitti, 2003de dondukten hemen sonra kurbanin yeni albumunun kayitlarina girdi ve 2001de, barlarda cover calmak uzere olusturduklari hucum kedi ile calmaya devam etti...
$u an ise athenada caliyor.
$u an ise athenada caliyor.
davul calmaya baslama nedenim.
super davulcu.amma velakin kiskanmaktayim sirf sevgilimin duydugu muthis hayranliktan oturu.
bu röportajda burak gürpınar’la aynı düşünceleri paylaşıyorum.
-“duyduğum şeyleri süzgecimden geçirip, tamamen kendi istediğim farklı bir noktaya *****ürebiliyorum” dedin ya hani az önce, yaratıcılığını sorguladıkları oluyor mu yine de zaman zaman ?
-yok o anlamda sorgulayıcı eleştiriler pek almadım aslında. etkilendiğim çok insan oldu. bu da gayet normal. insan olmanın gereği etkileşim.
-bu soruyu sorarken konuyu getirmek istediğim nokta tam da buydu aslında; etkilendiğin isimler... kimmiş onlar acaba ?
-öncelikle lars ulrich tabiiki. “lars ulrich iyidir, kötüdür” tartışmaları dönüyor ya internette ben çok gülüyorum onlara. gidip de bir dave weckl’ la falan karşılaştırmak ne kadar anlamsız. tamam onlar aşmış adamlar ama lars ulrich bambaşka bir şey kovalıyor zaten. adamın ne kadar teknik bir davulcu olup olmadığını tartışmak yerine müzikte nasıl bir çığır açtığını konuşsanıza önce. milyonlarca insan getirdiği müzikle ona bakıp kopmuş, bir kısmı davul çalmaya başlamış ve bu işe gönül vermiş. çalıştığı prodüktör bob rock hayatında gördüğü en iyi davul yazan insanın o olduğunu söylüyor. bu adam bunu söylüyorsa bir sebebi vardır elbet. ama insanlar bunun yerine herşeye hız ya da teknik anlamında bakıyorlar. hiç öyle değil aslında, bana göre kriter o olmamalı en azından ...
-nedir kriter peki sence ?
-belki çok basit ama daha önce hiçbir yerde duymadığınız birşey bulmuştur örneğin adam. yaratıcılık yani. güzel davulcu olmak, çok teknik bir davulcu olmaktan daha önemli bence. “güzel düşünmek” herşeyden önce geliyor. iyi çalmaktan çok daha önemli bu. ben mesela teknik anlamda bir sürü davulcudan gerideyim, hatta belki amatör olduğu halde tekniği benden çok daha iyi olan birsürü insan gösterebilirim bile. ama benim olayım o değil ki zaten, başka bir şey yapıyorum ben. gittiğim ayrı bir yön var. içinde doğru ve iyi duyulacağım müziği arıyorum ve bulduğumda kafamdakiyle birleştiriyorum. bir de parçalıyorum kendimi çalarken...
devamı:http://www.turkrock.com/article754.html
-“duyduğum şeyleri süzgecimden geçirip, tamamen kendi istediğim farklı bir noktaya *****ürebiliyorum” dedin ya hani az önce, yaratıcılığını sorguladıkları oluyor mu yine de zaman zaman ?
-yok o anlamda sorgulayıcı eleştiriler pek almadım aslında. etkilendiğim çok insan oldu. bu da gayet normal. insan olmanın gereği etkileşim.
-bu soruyu sorarken konuyu getirmek istediğim nokta tam da buydu aslında; etkilendiğin isimler... kimmiş onlar acaba ?
-öncelikle lars ulrich tabiiki. “lars ulrich iyidir, kötüdür” tartışmaları dönüyor ya internette ben çok gülüyorum onlara. gidip de bir dave weckl’ la falan karşılaştırmak ne kadar anlamsız. tamam onlar aşmış adamlar ama lars ulrich bambaşka bir şey kovalıyor zaten. adamın ne kadar teknik bir davulcu olup olmadığını tartışmak yerine müzikte nasıl bir çığır açtığını konuşsanıza önce. milyonlarca insan getirdiği müzikle ona bakıp kopmuş, bir kısmı davul çalmaya başlamış ve bu işe gönül vermiş. çalıştığı prodüktör bob rock hayatında gördüğü en iyi davul yazan insanın o olduğunu söylüyor. bu adam bunu söylüyorsa bir sebebi vardır elbet. ama insanlar bunun yerine herşeye hız ya da teknik anlamında bakıyorlar. hiç öyle değil aslında, bana göre kriter o olmamalı en azından ...
-nedir kriter peki sence ?
-belki çok basit ama daha önce hiçbir yerde duymadığınız birşey bulmuştur örneğin adam. yaratıcılık yani. güzel davulcu olmak, çok teknik bir davulcu olmaktan daha önemli bence. “güzel düşünmek” herşeyden önce geliyor. iyi çalmaktan çok daha önemli bu. ben mesela teknik anlamda bir sürü davulcudan gerideyim, hatta belki amatör olduğu halde tekniği benden çok daha iyi olan birsürü insan gösterebilirim bile. ama benim olayım o değil ki zaten, başka bir şey yapıyorum ben. gittiğim ayrı bir yön var. içinde doğru ve iyi duyulacağım müziği arıyorum ve bulduğumda kafamdakiyle birleştiriyorum. bir de parçalıyorum kendimi çalarken...
devamı:http://www.turkrock.com/article754.html
konserlerde dinleyenleri azdıran manyak adam. hem davul çalıp hem de milleti gaza getirmeyi başarabiliyor bir şekilde. kırmızı bir de havlusu var, konserde terledikçe saçının boyası akıyor, o da siliyor. çok severiz kendisini. ayrıca kadiköy kadife sokakta görülmüşlüğü vardır. oralarda oturuyormuş diye duydum ben.
athenaya geçmeseydi dedirttiren;athenaya geçtikten sonra her ne kadar inkar etsem de türkiyenin en iyi davulcularından.
tuşe olayının bokunu çıkarmış insan.
her seferinde davulu kırmak için çaldığını görebilirsiniz.
her seferinde davulu kırmak için çaldığını görebilirsiniz.
çok abartıldığını düşündüğüm davulcudur mesela bir volkan öktem kadar iyi değildir.
the best of in turkey.
davulda türkiyenin en iyisi.
davulda türkiyenin en iyisi.
dunyanin en samimi insanlarindan biri. bu aralar, icinde kerem tuzunun de bulundugu climb ile mesgullerdir.
ayrica davul setup’i dunyanin en iyisi secilmis harika davulcu.
ayrica davul setup’i dunyanin en iyisi secilmis harika davulcu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?