brian molko

2 /
artemisia
beni dinlerken içmeden sarhoş edebilen yegane şarkıcıdır. tüm albümleri dinlenesidir ama 2 şarkısının yeri benim için apayrıdır.
(bkz: i know)
(bkz: space monkey)
bir de "know" , "you" deyişi vardır ki, kendinizi sadece sarhoş hissetmekle kalmaz... ehum.
sosyete kizi suzan
alman rtl 2 radyosunun genel yayın yönetmeni francis zegut’un kişisel blog sayfasında, şu an solo bir albüm için stüdyoda olduğunu yazdığı ve sonradan haberin doğrulandığı,içinde pink water single’ının da olacağı solo albümün ağustosta çıkacağını öğrendiğimiz, eski nancy yeni boy. ayrıca son litvanya konserlerinde litvanyada çok homofobik olmasını protesto ediyoruz ayağına stefanı yalayıp yutmuş, götürmüş adamdır.

http://img.photobucket.com/albums/v506/marajade84/file13387254_img_3180_webd.gif
http://img.photobucket.com/albums/v506/marajade84/file13387241_img_3183_webd.gif
http://img.photobucket.com/albums/v506/marajade84/file13387254_img_3180_webd.gif
sosyete kizi suzan
hakkında sadece ölüyorum, bitiyorum allah’ım allah’ım şeklinde entryler girilesi şey. yıllar geçmesine rağmen o sese o nancye olan aşkımın hiç eksilmemesine şaşırmakla beraber nereye kadar sorusunu kendime sormama sebep adam. placebo 2010’a kadar ara verdiği için kendisini artık çıkaracağı solo albümde duyabileceğiz. tek güzel haber ise en yeni ve en erken 3 ay sonra da tek bir parçayla duyabilecek olmamız. bir radyonun viva la bands vol2 toplaması için ara vermeden önce bir şarkı yakaydettikleri öğrenilmiş bulunmakta.

solo albümüyle ülkemize gelirse yine yeni yeniden en önden izleyebilecek bu defa daha büyük pankartlar tutacağımdır.
jin
ayrıca, veliahtım, bir molko’m, jr.’ım olsun diye mi çocuk yapmıştır sorusunu sordurtan güzide insan.
zenana
normalde bu sesle konuşan bi arkadaşım olsa lan o nası ses genizden genizden diyerek eşek sudan gelene kadar dövebileceğim ama o şarkıları başkasının söylediğini düşünemeyecek kadar placebo şarkıları içinde sesine hasta eden şahsiyet.
akasha
kişisel gelişimini şarkı sözlerine delicesine yansıtan varlık. junkie iken bir anda baba oldu, hem de gitti my japanese is better diyerek elin caponu ile yarattı cody i.

biseksüelliği tüm insanlığa bir nimettir.
ne dedim ki ben şimdi.
sesi tüm insanlığa bir nimettir canım, ne alakası var. kendine özgü vurguları, me yi mi hi you yu yu hu laştırışı, running up that hill de experience ı yuvarlayarak söyleyişi, it seemed a place for us to dream demesi, lady of the flowersı, çözmüş olması hastası olmamın başlıca sebeplerindendir. kendisinden bahsederken sapıttığım tek insandır ayrıca. oh evet.
swastika
cinsel kimliği ne olursa olsun süper sese sahip placebo vokalisti..bir de oğlu vardır..ismi cody’dir..uzun zamandır takıldığı sevgilisinin adı da helena berg’tir....
karizma, yakışıklılık/güzellik, kıvrak zeka, güzel şarkı sözü yazma, yetenek, aşmış besteler yapma ve sevimlilik gibi süper özelliklerin bir arada olduğu belçika/brüksel doğumlu, kendi tabiriyle yarı amerikan yarı ingiliz olan ve ingiliz müzik grubu placebo’nun solisti bir tanecik insan..
severiz sayarız kendisini..ayrıca güçlü bir aurası da vardır bu adamın..
valequentill
1999 senesinde tanıdığım , anlata anlata bitirilemeyecek olan müthiş insan... her yönüyle etkileyici... dünyanın en güzel kadını olabilirken en çekici erkeği olmayı da başarabilen insan... feminen imajı ile yani bu tam olarak onu tanıdığım dönem ile 2003 yılı arasına denk geliyor. nancy dediğimiz bir dönem yaşatmış bir kesimden aşırı tepki alsa da benimde içinde olduğum bir kesiminde gönlünde taht kurmuştur... anlatmanın çok güç olduğu bir dönem olan nancy döneminin ardından bambaşka bir imaj ile , geçmişini zaman zaman unutturmayı hedefleyen bir imaj sergilemiştir... bana assagıdaki satırları yazdıranda odur.

nancy.. -artik ruh mu dersiniz ne dersiniz bilemem ben bir kaliba oturtamiyorum onu..- iste bu sey benim hayatimda karsima cikabilecek olan en guzel sey.. bir erkege bunu yakistiramayanlar var biliyorum.. ama ben brian molko yu yani nancy i yasayan kisiyi o haliyle tanidim.. aslina bakarsak bende ilk gordugum anda vurulmadim.. anlam veremedim hatta.. bir insan nasil bu kadar karanlik ve cekici olabiliyordu? bunu cok sorguladim.. ama zaman gosterdi ki bunda beni kendine ceken birsey var.. o bakislar.. o karanlik ve masum ruh hali.. belki bir o kadarda vahsi olan ruh hali.. herseyden bir parca vardi yani icinde.. butun insanlarda olan duygularin cok daha farkli bir boyutta tek bir bedene yuklenmis haliydi nancy.. asik oldum ona.. evet ben ona asik oldum bunuda acik acik soyluyorum cunku hayatimin en guzel donemiydi bu donem.. o benim icin hep essiz bir guzellige sahipti.. benzerizdi.. bakislarinda insani dunyadan nefret ettirecek bir hava vardi; cok aci cektim diyordu.. cok ezildim.. beni biraz sevin ve benim pesime takilinda gostereyim size dunyanin sonunu.. aynen boyle diyordu bana.. bende takildim pesine.. tam dedim dunyanin sonuna geldik.. onu anlayacagim.. -nirvanaya ulasmak gibi..- bana yamuk yapti.. son metrelere girmisken geri cekildi ve karsima bambaska biri olarak cikti.. ondan belkide bu nefretim.. hic bir zaman onu tam anlamiyla anlamadigim icin belkide.. ama o izin vermedi ki.. o kadar sey yasadimki onunla ilgili suan anlatamadigim... kelimelerim tukenmek uzere farkindayim.. o yuzden bir bu kadar daha yazamayacagim kisa kisa gececegim cumlelerimi.. belki bu yazdiklarima gulenler olacak.. belki sizde anlam veremeyeceksiniz.. ama beni anlayanlar olacaginida biliyorum.. aranizda olmasada bu kisiler onlarada anlattigim kadariyla beni anladiklarini biliyorum. konu dagildi.. nancy e donuyorum... bir lady of the flowers performansi var ki anlatamam.. kapatmis gozlerini. kafasini one egmis onu dinleyen binlerce kisi umrunda degil.. o kendini en iyi ifade etmenin pesinde.. nancy benim icin bir kopru.. erkek ve kadin arasinda olusturulmus bir kopru.. ne kadar erkekse o kadar da kadin.. ve bir cok zitligi icinde barindiriyor.. guzel oldugu kadar cirkin.. iyi oldugu kadar kotu.. mutlu oldugu kadar mutsuz ve mutlu edebildigi kadar mutsuz edebilen.. nancy bambaska birsey.. bu anlattiklarim sadece baslangic.. sadece ustten bir anlatim. derinlere girecek gucum varmi bilmiyorum.. daha bunlari yazarken zorlaniyorum.. bir alinti yapacagim sanirim ama kendimden.. " eskiden bu nancy meselesini pek yargilamazdim daha dogrusu nancy olup olmadigini.. cunku gozumun onunde sadece nancy vardi.. ama simdi iki ayri kisi ayni bedende.. birisi yukarida anlattigim kisi digeri ise buna uzak olan bir insan..nancy belki icinde bir yerlerde.. arada birde olsa yakaladigim bakislarinda gizli.. belkide kimsenin farketmedigi ve ancak benim gordugum o bakislar esliginde bana yalvariyor kurtar beni bu adamin icinde bir yerlerde sakli kalmaktan biktim diye ama ben kiim onu oradan cikarmak kim.. ben eski masum ve sevimli ama bir o kadarda sert, vahsi, karanlik brian olmak istiyorum diyordur kim bilir.. simdi her gun yargiliyorum bunu.. kendi kendime o bakislari gormedin mi diyorum.. hala icinde onun .. belkide can cekisiyor.. son demlerini yasiyor nancy ruhu.. ama elden ne gelir..ama ne yazikki brianin bedenine sahip olan dieri.. yani ikinci soyledigim.." bu alintida bu kadardi.. daha fazla yazmayacaim.. ellerim titriyor cunku.. benim nancym bu yukardaki iste. sadece etek giyip orayi burayi boyamakla elde edilmeyen nancy..
independence
brian molko, 1972 belçika doğumlu, indie/rock grubu placebo’nun solist ve gitaristi. molko’nun biseksüel, olsdal’ın homoseksüel ve hewitt’in heteroseksüel oluşu, özellikle grubun ilk çıktığı yıllarda cinsel kimliklerinin sıklıkla konuşulmasına yol açmıştır.


brian molko, 10 aralık 1972 tarihinde belçika’nın brüksel kentinde, uluslararası bankacı olan amerikalı bir baba ile oldukça dindar bir hıristiyan olan iskoç ve ingiliz asıllı bir annenin ikinci oğulları olarak dünyaya geldi. molko’nun kendisinden on yaş büyük ağabeyi ise evi terk etti.
molko babasının kariyeri yüzünden lübnan, lüksemburg, liberya ve belçika gibi birçok farklı yer dolaştı. babası brian’ın kendisi gibi bankacı olmasını isterken annesi onun bir rahip olmasından yanaydı.

brian molko lüksemburg’daki bir amerikan okulunda, bas gitarist stefan olsdal ile birlikte eğitim aldı ancak ikili londra’da rasgele karşılaştıkları güne kadar hiç konuşmamışlardı. brian ailesinin eğitimsel, ruhsal ve dinsel baskısına maruz kaldı ve bu yüzden henüz 13 yaşında sigara içmeye başladı, tırnaklarını boyadı, makyaj yaptı ve bir dönem uyuşturucu kullandı; içine kapanık ve yalnız bir çocukluk yaşadı ve ergenliğinin son yıllarında cinsel kimliğini biseksüel olarak değiştirdi.

ekim 1990’da, 17 yaşındayken londra’ya yerleşen ve goldsmiths college’da oyunculuk eğitimi almaya başlayan brian molko’nun olsdal’la karşılaşmaları ve aynı gece müzik yapmaya karar vermeleri ile placebo’nun temelleri atılmış oldu. astray heart adlı bir grup kuran ikili davulcu olarak ilk önce robert schultzberg’i aldılar. kısa bir süre sonra schultzberg’in yerine steve hewitt’in geçmesiyle placebo bugünkü kadrosuna kavuştu.

1996 yılında caroline records’la ilk albüm için anlaşma yapan grup, placebo adını taşıyan bu ilk albümdeki nancy boy ve bruise pristine ile listelerde başarılı bir seyir izledi ve bu sayede u2, weezer ve sex pistols gibi gruplarla turnelere çıktı. kırılgan ve depresif şarkılar içeren albümleri "without you i’m nothing" ile hayran kitlelerini genişleterek listelerde ilk sıralara yükselen placebo, cruel intentions filminde de kullanılan şarkıları "every you every me" ile oldukça popüler hale geldi. ayrıca todd hayes’ın glam rock temalı filmi velvet goldmine’da flaming creatures adlı bir grubu canlandırarak ilk sinema deneyimlerini yaşadılar.

üçüncü stüdyo albümleri 2000 tarihli black market music ile ilk defa politik şarkı sözleri yazan placebo’nun diğer albümleri ise: sleeping with ghost(2003), toplama bir albüm olan once more with feeling: singles 1996-2004, ve meds(2006).

ayrıca brian molko başka gruplarla da çalışarak: alpinestars albümü white noise’da carbon kid, trash palace albümü poisitions da metric system ve je t’aime, moi non plus, jane birkin albümü rendez-vous da smile parçalarında ve son olarak timo maas’ın pictures albümünde 3 parçaya vokal yaptı.

sarı renkten nefret eden, uçma korkusu olan, simpsons, south park ve star trek’i izlemeyi seven, kızdıklarına fransızca küfreden, bloody mary içmeyi ve hint yemeklerini tercih eden, saçlarının asıl rengi açık kahverengi olan, brian molko’nun bitch, tattoo, goddess ve louise adını verdiği 4 gitarı var. gitar dışında çalabildiği diğer enstrümanlar ise piyano, saksafon, bateri ve bas gitar.

brian molko 2005 yılının sonunda iki farklı duyguyu birden ilk kez yaşadı. bunlardan ilki monogami ikincisi ise babalıktı. fotoğrafçı sevgilisi helena berg ile olan uzun beraberliği ve çiftin cody ismindeki bebeklerinin dünyaya gelişi brian’a bu iki deneyimi birden yaşattı.


2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol