hayat sirkulasyonlara gebe, ya$amin dogasinda bu var. dogacaksin, yurumeyi ogeneceksin once, sonra okuma yazma ve okul zamani. i$te o okul zamaninin ilerleyen donemlerinde tani$acaksin sozlukle, once bir burun kiviracaksin ama icine adapte oldukca sozluk seni cekecek. gecelerini sozlukte gecirir olacaksin ertesi sabah okula gec kalma i$e gec kalma pahasina. bu $ekilde bir kac zaman gecireceksin, sozluk hayatinca ciddi bir yer kapsayacak, ta ki birisi ile tani$ana kadar. tani$tigin ki$i sevgilin olacak, sozlukten zaman calip ona harcayacaksin, ili$kiniz ilerleyecek ve evleneceksiniz belki, o zaman sozluge hepten veda edeceksin(elma $ekeriiii & floydian & vs.) ya da ili$kin bitecek ve donup yine acini sozlukle payla$acaksin.
ama gun gelecek gideceksin buralardan, hic gitmesen dahi oleceksin nihayetinde, toprak altinda wireless cekmez, laptop olmaz. herkes gidecek buralardan, ben bile gidecegim. belki ölür giderim, belki "oeah sikerim sozlugu aga yeter bunca sene" der giderim ama sonucta giderim, net olan tek $ey o.
eskilerden kimse kalmayacak burada, gun gelecek 5. nesil dahi gorulmeyecek etrafta ama bu "sozlugun eski zevgi vermemesi" demek olmayacak hicbir zaman. ali$kanliklarim degi$ti olacak, onem siralamam degi$ti olacak ama hicbir zaman sozlugun eski zevkini vermemesi olmayacak zira dedigim gibi hayat sirkulasyon uzerine kurulu. bir nehrin belli bir bolumunden ayni su asla gecmez ikinci kere. eski yazarlar gidecek, yenileri gelecek. zaman olacak cok kalabalik olacak sozluk, zaman olacan in cin top oynayacak ama zevk almayi bilene her zaman zevk verecek sozluk zira o $ekilde kodladim. sozluk bildigin zevk makinesidir, bir uzerine oturmaya gor, kalkamazsin.
neyse, sacmalamaya ba$ladim iyice.
eskiler gittiyse yenilerin sagladigi keyif denizinde bogulmaya bakmak lazim.
bilgi sözlük ün artık eski zevkini verememesi
(bkz: ah nerede o eski günler)
(bkz: nerede o eski bayramlar)
(bkz: nerede o eski entryler)
(bkz: nerede o eski günler)
bilgi sözlüğü tek sorumlu ilan etmeye gerek yok. kişisel sebepler var, hayat var memat var, sonra mamutlar varmış bir zamanlar...
bir ara bir kitapta rastlamıştım. antik çağdan kalan bir taşa "şimdiki gençler söz dinlemez oldu... bıdı bıdı" tarzında birşeyler kazınmış. al getir 2011’e, iletişim çağına; götür 25. yüzyıla, ana babalar aynı lafları etmezlerse hiçbirşey bilmiyorum.
aynı nehirde iki defa yıkanamazsın, demişler de, yalancı çıkarmak için tekrar tekrar nehre batıp çıkman fayda etmez. ne o eski nehir, ne de sen eski sensin.
birkaç gündür sözlüğe girip hatta sözlüğü bırak, bilgisayarın başında mal mal bakınıyorum ekrana. ne anlamı var, modundayım. hayat çok boktan, yaz çiz, konuş nereye kadar. gülsen de ağlasan da bitiyor. kişisel sebepler ve vesaire...
daha nehir olayına gelmedim. nerede o eski günler de demiyorum. ekşi’ye ara ara bir bakınıp çıkıyorum. teoman’ın müziği bırakması üzerine 23 sayfa entry girilmiş. ömür mü dayanır okumaya. daha bırak düşünmeyi, yazmayı. böyle iyi... sakin sularda, kasmadan, sırf yazmış olmak için yazmadan.
her ne arar isen kendinde ara, derim ben.
(bkz: nerede o eski bayramlar)
(bkz: nerede o eski entryler)
(bkz: nerede o eski günler)
bilgi sözlüğü tek sorumlu ilan etmeye gerek yok. kişisel sebepler var, hayat var memat var, sonra mamutlar varmış bir zamanlar...
bir ara bir kitapta rastlamıştım. antik çağdan kalan bir taşa "şimdiki gençler söz dinlemez oldu... bıdı bıdı" tarzında birşeyler kazınmış. al getir 2011’e, iletişim çağına; götür 25. yüzyıla, ana babalar aynı lafları etmezlerse hiçbirşey bilmiyorum.
aynı nehirde iki defa yıkanamazsın, demişler de, yalancı çıkarmak için tekrar tekrar nehre batıp çıkman fayda etmez. ne o eski nehir, ne de sen eski sensin.
birkaç gündür sözlüğe girip hatta sözlüğü bırak, bilgisayarın başında mal mal bakınıyorum ekrana. ne anlamı var, modundayım. hayat çok boktan, yaz çiz, konuş nereye kadar. gülsen de ağlasan da bitiyor. kişisel sebepler ve vesaire...
daha nehir olayına gelmedim. nerede o eski günler de demiyorum. ekşi’ye ara ara bir bakınıp çıkıyorum. teoman’ın müziği bırakması üzerine 23 sayfa entry girilmiş. ömür mü dayanır okumaya. daha bırak düşünmeyi, yazmayı. böyle iyi... sakin sularda, kasmadan, sırf yazmış olmak için yazmadan.
her ne arar isen kendinde ara, derim ben.
çokça dillendirilir bu. ben de zaman zaman - hatta son zamanlarda sıklıkla - böyle hissediyorum doğrusu.
ne değişti peki?
anlatayım;
önceden angelus vardı. başkalarının paragraflar kurarak anlatabildiği şeyleri tek bir cümleye sıkıştıran, winrar gibi adamdı. kendisini olmasa da yazdıklarını severdi herkes. şimdi yok. bb vardı mesela. çok yazmasa da yazdığı her şey okumaya değerdi. maalesef artık o da yok. elma şekeriiii günün muhtelif saatlerinde gelip sağdan soldan haberler taşırdı sözlüğe. e şimdi o da yok. esrakesh desen seyrekçe gelip bir arkadaşa bakıp çıkıyor. mitili keza öyle. kalimera ve with all my love yılda bir iki kez online olup, göstermelik bir iki entry yazıp gidiyorlar. abdurrezzak bin reloaded bile uğramıyor artık. inanmıyorsanız ilk kez penis gören kız repliklerine bakın. atacamadesert ortadan kayboldu, başka şeylerle uğraşıyor. sipsi & tayfa ikilisinin yüzünü gören cennetlik. bitterend radyoda en son yayın yaptığında özel kanallar yeni yeni yayılmaya başlamıştı. saat 00.00 dedin mi tasarimharikasi gelir bir sayfa entry yazardı, şimdi yazmıyor. zotac kayıp. nicten bile dokunmuyor artık klavyesine.
iki konuda yanlış anlaşılmaktan çok korkuyorum!
birincisi; yukarıda nicki geçen hiçbir yazara karşı suçlama ya da sitem içerikli bir entry değil bu. anlatmak istediğim şu; bir şeyler yazma sevgisine engel olamadığın için bir sözlüğe geliyorsun ve yazmaya başlıyorsun. kimler var’ a bakıyorsun, yukarıdaki nickleri görüyorsun. içindeki bu yazma sevgisi zamanla - sen farkına bile varmadan - o hiç tanımadığın insanlarla birlikte yazma sevgisine dönüşüyor.
sonra birinin okulu bitiyor, biri işe giriyor, öbürü evleniyor, öbürü başka bir okula başlıyor, öteki sevgilisinden ayrılıyor, beriki hamile kalıyor... falan filan derken bu insanlar uzaklaşıyor sözlükten. bu anormal bir durum değil. ekmek kadar su kadar doğal. herkesin işi gücü, gerçek bir hayatı var. bir süre sonra sözlüğe ayrılacak vakit sıfıra kadar düşüyor. sonra bir bakıyorsun ki üç beş kişi kalmışsınız. e öyle olunca doğal olarak sözlük de eski zevkini vermiyor artık.
yanlış anlaşılmak istemediğim ikinci nokta; asla ve asla ’ eski yazarlar çok iyiydi, yenilerde iş yok ’ gibi bir şey demiyorum. bunun iyilik-kötülükle alakası yok. bahsettiğim şeyin tam olarak karşılığı şu; alışkanlık.
biraz eskiye değer veren, biraz tutucu biriyseniz böyle şeyler etkiliyor sizi. yeniye adapte olmak herkes için kolay olmuyor. hele ki benim gibi eski kafalı bir adam için hiç kolay değil. ama şunun farkında olmak lazım; hiç kimse 10 sene 20 sene boyunca sözlükte kalmayacak. birileri sürekli giderken başkaları gelmeye devam edecek. sözlüğün, hatta bırak sözlüğü hayatın doğası değil mi bu? yani bu sözlüğün eski zevkini vermemesi meselesi tamamen kişisel. sözlüğün kalitesiyle v.s. alakalı bir konu değildir.
ne değişti peki?
anlatayım;
önceden angelus vardı. başkalarının paragraflar kurarak anlatabildiği şeyleri tek bir cümleye sıkıştıran, winrar gibi adamdı. kendisini olmasa da yazdıklarını severdi herkes. şimdi yok. bb vardı mesela. çok yazmasa da yazdığı her şey okumaya değerdi. maalesef artık o da yok. elma şekeriiii günün muhtelif saatlerinde gelip sağdan soldan haberler taşırdı sözlüğe. e şimdi o da yok. esrakesh desen seyrekçe gelip bir arkadaşa bakıp çıkıyor. mitili keza öyle. kalimera ve with all my love yılda bir iki kez online olup, göstermelik bir iki entry yazıp gidiyorlar. abdurrezzak bin reloaded bile uğramıyor artık. inanmıyorsanız ilk kez penis gören kız repliklerine bakın. atacamadesert ortadan kayboldu, başka şeylerle uğraşıyor. sipsi & tayfa ikilisinin yüzünü gören cennetlik. bitterend radyoda en son yayın yaptığında özel kanallar yeni yeni yayılmaya başlamıştı. saat 00.00 dedin mi tasarimharikasi gelir bir sayfa entry yazardı, şimdi yazmıyor. zotac kayıp. nicten bile dokunmuyor artık klavyesine.
iki konuda yanlış anlaşılmaktan çok korkuyorum!
birincisi; yukarıda nicki geçen hiçbir yazara karşı suçlama ya da sitem içerikli bir entry değil bu. anlatmak istediğim şu; bir şeyler yazma sevgisine engel olamadığın için bir sözlüğe geliyorsun ve yazmaya başlıyorsun. kimler var’ a bakıyorsun, yukarıdaki nickleri görüyorsun. içindeki bu yazma sevgisi zamanla - sen farkına bile varmadan - o hiç tanımadığın insanlarla birlikte yazma sevgisine dönüşüyor.
sonra birinin okulu bitiyor, biri işe giriyor, öbürü evleniyor, öbürü başka bir okula başlıyor, öteki sevgilisinden ayrılıyor, beriki hamile kalıyor... falan filan derken bu insanlar uzaklaşıyor sözlükten. bu anormal bir durum değil. ekmek kadar su kadar doğal. herkesin işi gücü, gerçek bir hayatı var. bir süre sonra sözlüğe ayrılacak vakit sıfıra kadar düşüyor. sonra bir bakıyorsun ki üç beş kişi kalmışsınız. e öyle olunca doğal olarak sözlük de eski zevkini vermiyor artık.
yanlış anlaşılmak istemediğim ikinci nokta; asla ve asla ’ eski yazarlar çok iyiydi, yenilerde iş yok ’ gibi bir şey demiyorum. bunun iyilik-kötülükle alakası yok. bahsettiğim şeyin tam olarak karşılığı şu; alışkanlık.
biraz eskiye değer veren, biraz tutucu biriyseniz böyle şeyler etkiliyor sizi. yeniye adapte olmak herkes için kolay olmuyor. hele ki benim gibi eski kafalı bir adam için hiç kolay değil. ama şunun farkında olmak lazım; hiç kimse 10 sene 20 sene boyunca sözlükte kalmayacak. birileri sürekli giderken başkaları gelmeye devam edecek. sözlüğün, hatta bırak sözlüğü hayatın doğası değil mi bu? yani bu sözlüğün eski zevkini vermemesi meselesi tamamen kişisel. sözlüğün kalitesiyle v.s. alakalı bir konu değildir.
ön sevismesi kısa suruyor bu aralar.
bu başlığa 2007, 2009 ve 2011 de entry girildiği göz önüne alınırsa, bu durum önceden de var şimdi de var. haa çok da zevk vermiyorsa (bkz: mastürbasyon)
bilgi sözlük’le tanışalı bir ay oldu.bir ay öncesinden yani benim eskimden daha çok zevk veriyor.
(bkz: eskiden her şeyin daha iyi olması sorunsalı)
(bkz: eskiden her şeyin daha iyi olması sorunsalı)
yeni bir mevzu değildir. çok acayip bir şey keşfetmiş gibi davranmaya gerek yok. 8-9 yaşlarında futbol topu yerine kutu kola kullanarak yaptığımız maçlar vardı. şimdi oynasam eski tadını vermez eminim; ama hala aynı şeyi yapan çocuklar görüyorum. lisede öğle aralarında kaçıp bira içtiğimiz bir ayak üstü barı vardı mesela. şimdi o sokaklara gitsem kapısından içeri girmem; ama eminim oranın artık yeni müdavimleri vardır. hayat böyle.
o yüzden üzerine düşünüp kaygılanacak bir konu değil bu. her şey dönem dönem. artık sana eski tadını vermiyorsa geçmiş olsun. eski tatları aramaya çalışmak vakit kaybından öteye geçmeyecek çünkü.
o yüzden üzerine düşünüp kaygılanacak bir konu değil bu. her şey dönem dönem. artık sana eski tadını vermiyorsa geçmiş olsun. eski tatları aramaya çalışmak vakit kaybından öteye geçmeyecek çünkü.
yeni pozisyonlar denenmelidir. yani olabiliyorsanız mod olun, gammaz olun; sözlükteki pozisyonunuzu değiştirin.
folloş olmuş olabilir(siniz).
edit: çok terbiyesizim. çok terbiyesizim. çok terbiyesizim.
edit: çok terbiyesizim. çok terbiyesizim. çok terbiyesizim.
titre$iminin pili bitmi$tir. yeni piller alarak vibrator kismini yeniden aktif hale getirirseniz eskisi ile ayni zevki alabilirsiniz.
birilerinin eski zevkleri açıklıyor olabilmesi gerekir.
yazdığını kendi dahi okumadan otomat yaz-geç ci bir cenah kabak gibi sırıtıyor ve dolayısıyla burada geçecek zamanın rutin içinde kısa soluklu keyifli anlar olmazı zora düşüyor,bilmek ve yazmak zorunda değilsin saçmalama yeter arzusu yerleşti içe.
sözlük içinde fazlaca boy göstermeye baslayan monarsi, sözlükteki kankalık faktorunun artmasi, carpik entryleşme, bilgiclere adil gelmeyen kararlar, silinen entryler, comez olan yazarlar, forum tadında entryler. tüm bunlar sonrasinda bende bas göstermeye baslayan duygu. umarim sözlük bununda üstesinden gelecektir. bu hos bir temmeni olmaktan çıkıp, bir reel gercek olacaktir umuduyla okuyorum.
sürekli mükemmeli isteyen ne kadar güzel olursa olsun bir şeyde sebat etmesini bilmeyen kısacası doyumsuz kişiliğin söyleyebileceği lafdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?