annem biz yokken yabancılara kapıyı açma dedi diye askerden gelen dayımı 4 saat kapıda bekletmiştim.
ben küçükken çok salaktım
her gece yattığımda allaha sabah mavi gözlü olarak uyanmak için yalvarırdım. evet bende kucukken azıcık salaktım. buyudum ama.
(bkz: ben kucukken cok sirindim)
x: ben küçükken çok salaktım.
y: değişen pek bi şey olmamış sanki.
y: değişen pek bi şey olmamış sanki.
uyurken tek kolun uyuşması, uyanıp bunu hissetmek, "babaaaeeaaaa kolum koptu" diye evi ayağa kaldırmak, yaş 6-7 olmak, evet çok salak olmak.
ahmet özhana aşıktım ve onunla evlenmek istiyordum .sonra o kendini dine adayınca evlenmekten ve askımdan vazgectim. cünkü o tesettürlü eş isterdi.
tatile gittiğimizde arabadan iner inmez kaktüsün üstüne düşmüştüm. bununla da kalmayıp ilkokulda "başınızdan geçen bir olayı anlatınız"konulu kompozisyonların hepsinde bu olayı yazmıştım.
ben küçükken çok salaktım. istiklal marşını atatürk yazdı zannederdim.
küçük bi çocukken astronot olabilmeyi kafaya koymuştum.bi de ısrarla ben büyüyene kadar mutlaka uzaya gidiceğimizi iddia ediyordum.daha şunu şurasında turksat ı ne zaman attırdık diye düşününce..evet, ben küçükken çok salakmışım.
uc-bes arkadas evde toplanip yanan peceteleri insanlarin ustune atardik.tabi yere dusmeden sonerdi,biz de kolonyanin verdigi o mavi alevi kullanmaya basladik.salaktik kisaca
sapık bir çocuğa güya akıl vererek:karıncaları s.kmek harika bir şey. deyip, hem neticeyi merak etmem, hem de biraz eğlenmeyi arzu etmem sonucu, karıncanın çocuğun penisinin deliğinden, yuvasına girer gibi içeri dalması...
ilkokuldaydım, servis gelince ayakkabılarımı giymeyi unutup teleşla aşağı inmiştim. o günü okulda terliklerle geçirmiştim.
-biliyor musun ben küçükken çok salaktım,
-merak etme pek bişey değişmemiş.
-...
-merak etme pek bişey değişmemiş.
-...
televizyondaki insanların nasıl o kutuya girdiklerini düşünmüş, düşünmüş ve kabloların içinden girdikleri sonucuna varmıştım.kabloların içine nasıl sığdıklarının cevabını ise malesef bulamamıştım.
ben kuckken kirkindan sonra azani tenesir paklar’i kirkindan sonra azanin tenesiri patlar anlardim.
ben küçükken çok salaktım...dünyanın en tehlikeli işini karşıdan karşıya geçmek sanardım annemin tembihlerinden yola çıkarak.o da elini tutunca geçiyordu zaten bir büyüğümün.oysa kimi zaman kimi elleri tutmak yol açıyormuş asıl tehlikelere...belki de en büyüğüne...bilemedim...küçüktüm...
ben küçükken çok salaktım...gece ile gündüzü eşit sanardım.küçüktüm işte...
terkedilmeden bilemezdim ki, alkol eşliğinde uzayan, hiç durmadan durgunlaşan gece vakitlerinin açık ara farkla önde olduğunu...
ben küçükken çok salaktım...üzerinde ’vasati 40 çöp’ yazan kibritlerin sadece ocak yakmak için
üretildiklerini sanardım.hep bir ısrarcı bekleyişle "ya geçerse" kıvamında küçük ihtimal
parçacıklarında demlenirken, her seferinde daha bir iştahla asılacağım sigaraları yakacağımı
düşünmedim hiç.hem vasati 40 çöple vasati 40 adet sigara yakılabilirdi sanki ilk bakışta,
oysa öyle olmuyormuş, yüzümü eskitmeye yeminli, rüzgarlı havalarda...bilmiyordum...küçüktüm...
ben küçükken çok salaktım...içtiğim alkolün sayısını böbürlenerek,fiyaka adı altında
söylerdim her fırsatta...oysa şimdilerde saymayı bırakalı çok oldu...
ben küçükken çok salaktım...pessimistic le günümü gün ederken her karın ağrısı ile sonuçlanan
kahkaha krizlerinde,askere gideceği günün ansızın çıkıp beni hazırlıksız yakalayabileceğini düşünmezdim.
en azından bu kadar erken beklemedim...küçüktüm,salaktım,belki de hep bildim de hep kaçtım bu gerçekten...
ben küçükken çok salaktım...12 yıl boyunca kanka,ev arkadaşı,dost,kardeş,can ciğer bildiğim,hatta arkadaşlarla barda alkol alırken,karşımda oturmasına rağmen diğerlerinden çekindiği için bana
"gidersen bigün bu evden,bu can bu hayat gelir peşinden..." diye mesaj atan adamın,puslu bir sabahta kapıyı
çarpıp,beni orada öylece bırakabileceğine ihtimal vermezdim.ben küçükken çok salaktım...
sadece kızlar için gözyaşı dökülür sanardım.küçüktüm işte...salaktım...sen gittin ya hani...işte ben o gün bir
erkek için ağladım...
ben küçükken çok salaktım...6 yıllık kız arkadaşım aylar sonra birgün gelip "bu sefer söz, bu sefer son kez
herşeye rağmen senin olmaya geldim,kızımın babası olman için" dediğinde inanırdım.küçüktüm evet...salaktım...ne yalan
söyliyeyim meyilliydim de belki biraz...inanasım vardı.ama senin benden başkasına dokunabileceğini düşünemedim
asla...kızımın mezarını daha doğmadan tırnaklarımla kazacağım
hiç aklıma gelmemişti...dedim ya küçüktüm işte...salaktım...
ben küçükken çok salaktım...senin adına gelen ekler yukardan kesme işaretiyle ayrılıyor diye,kendini bu kadar özel isimden sayacağını düşünmemiştim...
ben küçükken çok salaktım...elimden birşey gelmediğinde annem hep yanımda olacak sanmıştım.
"elinden birşey gelmiyorsa gözünden yaş gelir"miş insanın...büyüdükçe öğrendim...
bendim...küçüktüm...ve evet...salaktım...
ben küçükken çok salaktım...gece ile gündüzü eşit sanardım.küçüktüm işte...
terkedilmeden bilemezdim ki, alkol eşliğinde uzayan, hiç durmadan durgunlaşan gece vakitlerinin açık ara farkla önde olduğunu...
ben küçükken çok salaktım...üzerinde ’vasati 40 çöp’ yazan kibritlerin sadece ocak yakmak için
üretildiklerini sanardım.hep bir ısrarcı bekleyişle "ya geçerse" kıvamında küçük ihtimal
parçacıklarında demlenirken, her seferinde daha bir iştahla asılacağım sigaraları yakacağımı
düşünmedim hiç.hem vasati 40 çöple vasati 40 adet sigara yakılabilirdi sanki ilk bakışta,
oysa öyle olmuyormuş, yüzümü eskitmeye yeminli, rüzgarlı havalarda...bilmiyordum...küçüktüm...
ben küçükken çok salaktım...içtiğim alkolün sayısını böbürlenerek,fiyaka adı altında
söylerdim her fırsatta...oysa şimdilerde saymayı bırakalı çok oldu...
ben küçükken çok salaktım...pessimistic le günümü gün ederken her karın ağrısı ile sonuçlanan
kahkaha krizlerinde,askere gideceği günün ansızın çıkıp beni hazırlıksız yakalayabileceğini düşünmezdim.
en azından bu kadar erken beklemedim...küçüktüm,salaktım,belki de hep bildim de hep kaçtım bu gerçekten...
ben küçükken çok salaktım...12 yıl boyunca kanka,ev arkadaşı,dost,kardeş,can ciğer bildiğim,hatta arkadaşlarla barda alkol alırken,karşımda oturmasına rağmen diğerlerinden çekindiği için bana
"gidersen bigün bu evden,bu can bu hayat gelir peşinden..." diye mesaj atan adamın,puslu bir sabahta kapıyı
çarpıp,beni orada öylece bırakabileceğine ihtimal vermezdim.ben küçükken çok salaktım...
sadece kızlar için gözyaşı dökülür sanardım.küçüktüm işte...salaktım...sen gittin ya hani...işte ben o gün bir
erkek için ağladım...
ben küçükken çok salaktım...6 yıllık kız arkadaşım aylar sonra birgün gelip "bu sefer söz, bu sefer son kez
herşeye rağmen senin olmaya geldim,kızımın babası olman için" dediğinde inanırdım.küçüktüm evet...salaktım...ne yalan
söyliyeyim meyilliydim de belki biraz...inanasım vardı.ama senin benden başkasına dokunabileceğini düşünemedim
asla...kızımın mezarını daha doğmadan tırnaklarımla kazacağım
hiç aklıma gelmemişti...dedim ya küçüktüm işte...salaktım...
ben küçükken çok salaktım...senin adına gelen ekler yukardan kesme işaretiyle ayrılıyor diye,kendini bu kadar özel isimden sayacağını düşünmemiştim...
ben küçükken çok salaktım...elimden birşey gelmediğinde annem hep yanımda olacak sanmıştım.
"elinden birşey gelmiyorsa gözünden yaş gelir"miş insanın...büyüdükçe öğrendim...
bendim...küçüktüm...ve evet...salaktım...
ilkokulda servis beklerken çantamı unuttum...evet salaktım da, servis şoförünü uyarıp aracı geri döndürdüğümde çantamı polislerce kuşatılmış ve bomba imha ekibi ile beraber patlatılmış bulacak kadar da talihsizdim...
bayaa baya salaktım itiraf edeyim, pencere kenarlarındaki taş parçacıklarını yürütürdüm her seferinde
sonra bir de kutu hadisesi var, verilen oyuncakların kendiyle değil kutularıyla oynardım; misafirliğe götürüldüğüm evlerde bana ilaç kutuları verilirdi ve ben deli gibi onlarla vakit geçirirdim...
bayaa baya salaktım itiraf edeyim, pencere kenarlarındaki taş parçacıklarını yürütürdüm her seferinde
sonra bir de kutu hadisesi var, verilen oyuncakların kendiyle değil kutularıyla oynardım; misafirliğe götürüldüğüm evlerde bana ilaç kutuları verilirdi ve ben deli gibi onlarla vakit geçirirdim...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?