ben küçükken çok salaktım

1 /
independence
ablama, "nasil olup da koca bir gunu canin sikilmadan evde oturarak
geciriyorsun?" demistim. "buyuyunce insanin cani sokakta oynamak
istemez ki" cevabini vermisti. uzunca bir sure buyuyup buyumedigimi
anlamak icin kendime, "canin sokakta oynamayi istiyor mu?" diye
sormustum.

"bir mailden alintidir.."
independence
annem erkegin cinsel organini "pipi" kadininkini "kutu" olarak
tanimlamisti.o zamanlar trt’de cenk koray’in sundugu "tele kutu" diye bir
yarisma vardi.
yarismacilar, "hayir cenk bey. ben kutumu acmak istiyorum" deyince
kosarak odadan kacardim.
independence
dedemle parka gittigimiz bir gun trt’ciler cekim icin oradaydi.
beni oynarken cektiler. yayin gunu bizim aile jeneriginde gozuktugum
cocuk programini izlemek icin televizyon basina gecti. kendimi ekranda
gorunce, "beni niye parkta unuttunuuuz?" diye gozyaslarina
bogulmustum.

independence
benden buyuk kuzenlerim dondurmacilarin dondurma kulahlarinin sivri
kismiyla kulaklarini karistirdigini soylemisti. inanmistim. hâlâ da kulahlarin
sivri kisimlarini yemem. cope atarim.
independence
abimle karaoglancilik oynardik. o karaoglan olurdu, beni de bizans
askeri yapardi. sonra evire cevire doverdi. cok muhim bir sey
yaptigimi sandigim icin canim yansa bile hic sesimi cikarmazdim.
independence
anaokulunda patates baskisi yapmayi ogrenmistik. o kadar hosuma
gitmisti ki, evde duvarlara, masa ortulerine filan basmistim. ancak sanat
merakim annemin yeni aldigi beyaz etege patatesi yapistirmamla son bulmustu. hem
gonlunu almak hem de el koydugu patateslerime kavusmak icin dahiyane bir
fikirle ogretmenimin yanina gittim. "annem" yazisini patatese oydurttum.
sevincle eve gelerek soyundum. renkli boyalara batirdigim patatesi vucudumun
her tarafina bastim. sonra da annemin karsisina gectim. beni o halde
gorunce aglamaya baslamisti.
independence
madonna ile maradona’yi kardes zannederdim. kendi kendime,
"bunlarin babasi ne sansli be. bir cocugu futbolun krali, oburu muzigin kralicesi"
derdim.
independence
birinden ozur diledigim zaman allah’in bana bir ozur verecegini
sanirdim. sakat olacagimi dusunup hemen "diledigim ozuru" geri
alirdim.
independence
kurban bayrami’nda toplanan derilerden ucak yapildigini sanirdim.
ucaklarin dis yuzeyinin bu derilerle kaplandigi icin turk hava kurumu’nun
topladigini dusunuyordum. ucak kacirma filmlerinde silahla ates edildiginde ya
da bomba patladiginda, "ayyy! deri delindi!" derdim.
independence
annem banyodan ciktiktan sonra babamin soyledigi, "sihhatler olsun"
lafini "saatler olsun" diye anlardim. bunun da, "banyoda amma cok
kaldin" gibi bir sey demek oldugunu sanip babamin anneme kizdigini
dusunurdum. annemin buna karsin niye sadece, "sagol" dedigini merak
ederdim. "ne kibar kadin, babam kizsa da hic muhatap olmuyor"
diyerek anneme hayran, babama kil olurdum.
feelingiseverything
ankarada ofis diye biyer vardi fast ev yemekleri satiliyordu.bigun adamin birisi bardaktan icmekte oldugu corbasina karabiber ekmekteyken "aa anne adam ayranina karabiber ekiyoo" demistim.
isimsiz kahraman
ben kucukken cok salaktim baskalarinin tuvaletlerine girmez annemi kac km mesafede olursak olalim eve surukler, ihtiyacimi kendi tuvaletemizde giderirdim.
1 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol