psikanaliz

tiryaki
sigmund freud bir çok psikolojik rahatsızlığın kişinin çocukluğuna kadar iz sürdüğünü savunmaktadır.rahatsızlıkların çoğunun ebeveynlerin yanlış çocuk eğitiminden kaynaklandığını öne süren freud bu sebeple de bir psikolojik vakanın tedavisi için hastanın kendi çocukluğunu,rüyalarını uzun uzadıya anlatması gerektiğine inanmıştır.
hasta kişi bir sedire uzanıp,geçmiş yaşantısını,rüyalarındaki rollerini,ebeveynlerin karakterini uzun uzadıya doktora anlatır, gerekirse bir kağıda yazar bunları.elde edilen mevcut bilgilerle de hastaya uygun bir tedavi metodu geliştirilir.işte tüm bu uygulamaya da tıpta psikanaliz denmektedir.
psikanaliz ilk çıktığı dönemlerde psikolojik rahatsızlıkların tedavisi için başvurulan yegane teknikti.bunun yanısıra tedavi çok yorucu ve masraflı olmaktaydı.her şey bir yana söz konusu tedavi yöntemi çok az hastada başarılı neticeler vermekteydi.
oysa ki geliişen tıp bugün bir çok psikoljik vakayı artık psikanalize gereksinim duymadan,sadece ilaçlar yardımıyla tedavi edebilmektedir.ve bu hususta psikanalize göre çok daha verimli ve başarılı sonuçlar alınmaktadır.bu da psikanalizin yaygınlığını büyük ölçüde azaltmıştır.
angelus
sigmund freud’un çalışmaları üzerine kurulmuş bir psikolojik kuramlar ve yöntemler ailesidir. bir psikoterapi tekniği olarak psikanaliz, hastaların zihinsel süreçlerinin bilinçdışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışır. analistin amacı hastanın transferansın sorgulanmamış ya da bilinçdışı engellerinden, yani artık işe yaramayan ve özgürlüğü kısıtlayan eski ilişki kalıplarından, serbest kalmasına yardım etmektir.
galahad
sigmund freud, insan zihnini ikiye ayırır. bilinç ve bilinçdışı.

bilinç:
farkında olduğumuz, görünen düşüncelerimizd veya davranışlarımız.

bilinçdışı:
genellikle erken çocukluk döneminde bastırılan bazı düşünceler zihnimizin bu kısmına itilir. bunlar, toplum tarafından kabul görmeyecek cinsel arzular, ölüm itkisi ve korkularımızdır. işin ilginç kısmı ise kişi bunun farkında olmadan olaylar gerçekleşir. bilinçdışı, görünen düşüncelerimizle beslenir. onları yönetir ve sürekli su yüzeyine çıkmaya çalışır. bazen dil sürçmelerinde olur, rüyalarda, düşlerde sürekli kendini yukarı çıkartmaya çalışır. ancak biz bunları sürekli engelleriz. çünkü bir kere bastırmışız.

işte freud efendinin ortaya attığı mevzu, kabaca böyle bir şeydir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol