lord of the flies

angelus
william golding’in 1954 yilinda yayinlanan ve issiz bir adaya dusen cocuklarin uygar dunya aliskanliklarindan siyrilip yavas yavas icerisinde bulunduklari ortama daha dogrusu dogaya ayak uydurup baslarindan gecen degisiklikleri konu eden biraz urkutucu, biraz kotumser lakin basyapit olan kitabi.
stella
insan doğasının özüne inen bir kitap. uygarlıktan uzakta kalan insanların, daha doğrusu masum, disiplinli, eğitimli çocukların değişimi, daha doğrusu öze inişi, inişi, hayvanlaşması, ilkelleşmesi, yabanileşmesi anlatılmakta. ve tabii ki azınlığın "insanlığını" koruma çabası.. burada iki lider var; biri insancıl, herkese söz hakkı vermek isteyen, iyi lider, diğeri yabani, egoist, dediğim dedik, sert, kötü lider.

tiranlığın ve demokrasinin çatışması.

ölenler, öldürülenler; korkunç hayvan-çocuk savaşı. ve sonunda bir helikopter iner adaya, çocuklar toplanır, bakar, bakar. kabus sona ermiştir artık, oyun bitmiştir. kurallara, yasalara, insanı hayvanlığından uzak düşüren, hayvanlaşmasını engelleyen sınırlarla dolu, eski, bildik, güzel dünyaya; uygarlığa geri dönüş vakti gelmiştir.

"insan düşünen hayvandır."
hayır;
"insan, kuralları ve yasaları olan hayvandır."
gicikcik
distopik bir roman.kitabı okumadan önce yorumları okuduğum için kendimi daha kötülerine hazırlamıştım yani o kadar korkunç gelmedi hatta günümüzde çoğu çocuk bu kadar vahşi.kitapta çoğu şey metafor zaten mina urgan da sonsözde herşeyi açıklıyor aa öyle miymiş falan oluyor insan.
filme gelince yani kitabın yanına yaklaşamadı bile beğenmedim en azından karakterlerin fiziksel özelliklerine sadık kalabilirlerdi.filmi sara sara 10 dakkada falan izlemişimdir.ama yine de o zamanın şartlarına göre iyi sayılır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol