nerede o eski bayramlar

isimsiz kahraman
bayrami dimagina guzel hatiralarla kazimis olan kisi icin, bayramin artik birkac harfin kombinasyonundan ve telefonuna gelen mesajlardan ibaret olmasindan kelli cevabini bulamayacagini bile bile sonuna kocaman bir soru isareti ekleyip kendine yonelttigi bir sorudur. biraz isyan, biraz ozlem barindirir. hakli bir yakaristir aslinda.
ben de bugun hafif bir buruklukla bombos sokaklara diktim gozlerimi ve ayni soruyu sordum kendime. eskiden bu sokaklarda elimizde posetlerle kosusturur, tanidik tanimadik kim varsa asindirirdik kapisini, "pistt duydunuz mu muberra teyze para da veriyormus" diye ziline iki kez bastiklarimiz da olurdu. ordan burdan toplanan harcliklar kizkaciranlara, mantar tabancalara feda edilirdi. en guzel sekerler sona saklanirdi ve hepsi eve gidilip anneye kurban edilmeden yenilirdi esi gorulmemis bir istahla.
eskiden beyaz mendillerimiz vardi bizim anneannem icine bir tutam sevgi ve biraz da para ekleyip tutustururdu elimize. bayram harcliklarimi biriktirip aldigim hikaye kitaplarinin icinde de boyle anlatilirdi bayramlar. biz sansli olanlardandik.
sabah bir heyecanla kalkilir, erkekler namaza gonderilir, hanimlar evde kahvaltiyi hazirlar beklerlerdi. derken kirmizi rugan pabuclara uygun kirmizi elbise giyilip bir solukta opulurdu babanin eli, sonra anneyle bayramlasilir derken bayram merasimi biter, seker hasilatina yenilerini ekleme cabasindaki cocuklar annelerince sokaktan toplanip es dost ziyaret edilirdi. sonra yine gelsin harcliklar, gitsin sekerler, baklavalar...
bugun yine bayram. ne erkenden uyandim, ne de kirmizi bir elbise giydim. buyumenin verdigi ozlemle biraz da yagmura katistirip gozlerimi bir kac damla yas akittim seker toplayamayan ellerime. bugun yine bayram sokaklar bombos, ve yikandi sokaklar da yalnizligin kederi, cocuklar tarafindan terkedilmis olmanin huznu ile. bugun bayram, babamdan gayrisinin opemedim elini, belki opecek kadar temiz ellerin kaldigina inanmadigimdan, belki yalnizligimdan, opemedim iste. "napiyosun baba essek kadar oldum ne harcligi" dememe aldirmadan harcligimi da tutusturdu elime babam. ve sonra bayrama sadakatsizlik edenlere eklenip bilgisayarimin basinda, cagin sanalligina harfiyen uyup bu entryi yazdim ben de. kalabaliga karistim ve artik tek tuk gelen misafirlerin begenmez oldugu o has limon kolonyasinin kokusuyla sizladi biraz burnum, ruhumu da yoldas eyleyip kendine.
belki fazla arabesk kokacak ama yine de sormaktayim: nerede o eski bayramlar? sahi nerede...
ilean
cocuklukta daha cok sey ifade ederdi bayram..alinan yeni giysiler yatagin basucuna konulur, heyecanla sabah erkenden kalkilir, babanin bayram namazindan gelip harclik vermesi beklenirdi.
buyudukce eskiye ozlem artiyor..
duygusal terminator
1950 nerede o eski bayramlar
1960 nerede o eski bayramlar
1980 nerede o eski bayramlar
2005 nerede o eski bayramlar
2006 nerede o esk... skerim eskisini hep aynıydı zaten
bloody mary
aslında bundan kasıt sadece işte ailecek oturmalar, kahvaltılar, hep birlikte olmak falan değildir..

malum ki küçük çocuklar bayram harçlığı diye birşey almakta, e yaş geçtikçe bayram harçlığı yerine ’kazık kadar oldun lan git de kendi harçlığını kendin çıkar’ cümleleriyle karşı karşıya kalan bünye istemsiz olarak çıkarır ağzından nerede o eski bayramlar diye.
independence
di$aridaki sessizligi ve hareketsizligi gordukce icimden gecirdigim soz. ne bayramin eski tadi var ne de domateslerin. hepsi hormonlu birader.
kalimera
her bayram arıyoruz bir öncekini. sahi nerede o eski bayramlar? harbi eski mi oldu o bayramlar. yaşadık biz o bayramları...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol