türban tartışması

made in heaven
suan tv8 isimli kanalda mehmet agar’in katildigi sag duyu isimli programda islenmekte olan konu..yillardir bir cozum bulamadilar su soruna,aslinda buna sorun demek bile anlamsiz geliyor bana o yuzden fikir beyan etmiyorum bu tartisma ile alakali.
seyhmerat
turkiye’de isler ne zaman kotu gitmeye baslasa yaratilan ilk suni gundem maddesi olarak surekli onumuze sunulan sorun..boyle bir sorun cehaletten dolayi vardir,inancla alakasi yoktur..
ankakusu
gerek turban karsitlarina gerekse turban’i destekleyen kesimin isine yarayan suni gundem, secim malzemesi.
oyle ki sozlukte bile tartisildigi zaman (erken)secim olacak hissi bende olusur.

simdi gelelim meseleye.
turbani destekleyen kesimin anlamadigi anlamak istemedigi, turbana karsi olanlarin bas kapamaya karsi olmadiklaridir, dine karsi olmadiklaridir sadece turbana karsi olduklaridir.

turban karsitlarininda anlamadigi, anlamak istemedigi bu turban hususunun kim ne derse desin kisisel ozgurluk haklarini girdigidir.
evet baski yuzunden turban takanlar vardir ama bunu kendi istegi ile yapan onlarca kadin taniyorum ben. ona turban takamassin diyemeyiz, cunku bu onun kisisel tercihlerine taciz olur.

peki, bu turban siyasi sembolmudur? evet oyledir. cunku, ayetinin tam olarak anlami bile islam alimleri tarafindan ortak bir sonuca varilamamis ayette kimilerine gore bas kapama hususu ortaya cikmaktadir.
tamam bas kapatsinlar. ama bu esarpla olur baska sekillerde olur. ama turban kim ne derse desin siyasi sembol olup cikivermistir.
(ayrica kuran i kerim’de yazmasa dahi islam geleneginde bas kapama mevcuttur. peygamber efendimiz bunu ilk romali kadinlarda gormus ve begenmistir. bunu islam kadinlarininda tavsiye etmistir.)

kamusal alanda turban yasagi. eger bir yasak varsa ona ne olursa olsun uyulmalidir. bu yasak bas kapama yasagi degildir, turban!!! yasagidir. eger basini orterek gercekten islamiyeti gelenege gorede yasamak isteyenler varsa bunu baska sekillerdede yapabilirler.

gerek turban savunucularina diyecegim, gerekse karsitlarina diyecegim tek sey sudur: haklisiniz...iki tarafinda hakli oldugu noktalar var ama...

dedigim gibi yasak turban yasagidir, bas kapama yasagi degil!
sergey
bence gereksız olan tartısmadır.kamusal alan denılen sey butun kamuya yanı halka aıtse ınancından oturu basını orten ınsanlar nıcın halktan dıslanılmaya calısılmaktadır anlamamaktayım.bir ikincisi unıversıtelerde turban yasak olsun dıyen kısılere baktıgımızda kendısını sosyal demokrat yanı toplumsal esıtlıkten yana olan kısı olarak tanımlayan ınsanlardır.eger toplumsal esıtlıkten bahsedıyorsak nıcın bu ınsanlar toplum ıcerısınde ıstedıklerı halde esıt muamele gormuyorlar?
biz %99u musluman bır ulke ısek bence cok gereksız bır tartısmadır.istesek de buyuz ıstemesek de...nasıl ınsanlar boyunlarında hac kolyesı ıle okula gırıp "bak a.k ben senın dınının geregını yapamadıgın yerde hacla gezıyorum" dercesıne dolasırken benim basortulu kızım kapı onunde basını acarken dıger ogrencıler tarafından kucumseyıcı bakıslara maruz kalıyorlar.bence asıl kucumsenmesı gereken ınsanlar o ınsanlara o gozle bakan kısılerdır.
shire
baba: kizim kos sana diyeceklerim var!!
kiz: n’oldu baba ne bu heyecan?
baba: laik devleti yikip yerine seriati getirecez super bi planim var!!
kiz: aaa hadi ya ne guzel anlatsana
baba: simdi o kafandaki basortusunu cikarip su turbani takacaksin
kiz: iyi de baba ne farki var ikisi de bildigin esarp iste
baba: hayir kizim bunun adi turban bu siyasi bi simge
kiz: hmm... peki napacam bunu?
baba: yarin sabah bunu takip universiteye boyle gireceksin
kiz: n’olacak bununla girince?
baba: seriat gelecek iste!
kiz: aaa hakkaten ya ben bunu niye onceden dusunemedim babacim benim sen supersin yaa
baba: yalniz bak bu cok gizli bi plan kimseye soyleme aramizda kalsin
kiz: tamam babacim

(sevinc ciglklari, ilahiler esligindeki eglence evde gec saatlere kadar devam eder. sabah hanim kizimiz turbani takip buyuk bi hevesle okula giderken kapidaki guvenlige takilir ve hayal kirikligi icinde evine doner...)

baba: n’oldu kizim niye boyle uzgunsun?
kiz: baba adamlar bizim hain planimizi anladilar beni okula almadilar
baba: hadi yaa tuh... e napalim artik sen de turbani cikarip oyle gidersin
kiz: hayir baba bu ortu benim siyasi gorusumu simgeliyor asla cikaramam
baba: kizim cikarmazsan okuyamazsin, is bulamazsin ac kalirsin sana ikinci sinif insan muamelesi yapiyorlar gormuyor musun?
kiz: cikarmiicam iste banane banane....
-----------------------------
cumhuriyetimizin ne kadar buyuk bir tehlikeyle karsi karsiya oldugunu goruyorsunuz degil mi ey cemaat-i sozlukiin. siz siz olun boyle vatan hainlerine, boyle laiklik dusmanlarina sakin ola meydani bos birakmayin. yasaklarimizi daha da katilastiralim. hatta butun kamusal alanlarimizin girisine "kopekler ve turbanlilar giremez" yazalim. cumhuriyetimize koruyalim laiklige sahip cikalim buyrun....
hepimizhiciz
türban siyasal islamcılar tarafından kullanılmaktadır. fakat sözlük anlamı ile kullanım alanı arasında farklar vardır. "her türlü yumuşak ve ince kumaştan yapılmış, kenarları olmayan kadın başlığı" diyen sözlüklerle, yaşama geçiriliş tarzında bir tezatlık vardır. islam’a ve kuran’da yazılanlara bakıldığında bu kelimenin olmadığı görülür. ancak örtünmek gerektiğini de söyler. bu da yüzyıllardır kullanılagelen baş örtüyle mümkündür.

baş örtüsü ise, yaşam şekline bağlı olarak, görgü kurallarına göre, geleneklere göre, inanış şekline göre; nedenleri değişkenlik gösteren, saçı tümüyle kapatmayan, fazla sıkmadan çene altından bağlanan bir aksesuvardır.

aslında sorun ne türban ne de baş örtüsüdür. siyasilerin pişirip pişirip önümüze gündem olarak sundukları "sıkmabaş" ya da "şulebaş" denilen siyasi bir bez paçavrasıdır.
melankomik
katı din kurallarının, güçlü önyargıların, resmi yasakların cirit attığı bir alanda konuşmak kolay değil.
ama tartışılmadıkça sorun kangrenleşiyor.
ben konuyu, "inanç hürriyeti" ya da "giyim-kuşam özgürlüğü" boyutunda ele almıyorum.
"isteyen açılır, isteyen örtünür" diyen liberallerden de değilim.
tersine, itikadın yerine aklı koyan cumhuriyeti kollayan, toplumcu, eşitlikçi bir fikir dünyasına mensubum.
buna rağmen -aslında bu yüzden- üniversitede türban yasağına karşı çıkıyorum.
çünkü:
1. yasağın, siyasal simge haline gelen türbanı daha da cazip kılmaktan öte işe yaramadığını görüyorum.
2. cumhuriyetin, özellikle de üniversitenin dışlayıcı değil, kucaklayıcı olması gerektiğine inanıyorum. gençleri kazanması, buluşturup aydınlatması gereken üniversite, türbanlıya kapısını kapatarak en temel işlevini yerine getirmemiş ve asıl ulaşmayı hedeflediği kitleyi sokağa itmiş oluyor.
3. "aynı kafa"daki erkekleri üniversiteye alırken başı örtülü diye kızları almamak, kadını erkekten ayrı yere oturtan softalarınkine benzer bir ayrımcılıktır. insan haklarına aykırı bu yaklaşımla kadını örtünmeye zorladığına inanılan erkekler ödüllendirilirken, "mağdur" cezalandırılıyor.
4. birçok genç kız, ancak örtünerek evdeki baskıdan kurtulabiliyor. bu yasakla, okulda farklı yaşam tarzlarıyla buluşup sosyalleşme imkânı yakalayabilecek genç kızlar gerisin geri baba-koca evine yollanıyor.
* * *
bir de madalyonun öbür yüzüne bakalım:
1. genel olarak örtünün kadını baskı altına aldığına, kadın-erkek eşitsizliğini perçinlediğine inanıyorum.
2. türbanı, kendilerini yeniden tutsak edecek bir tehdit olarak gören laik kadınların kaygılarını anlıyorum. (sadece tepkilerini, bu sürecin mağduru saydıkları kadınlara yöneltmelerini anlamıyorum.)
3. tüm mağdur görüntüsüne rağmen, türbanın son dönemde iktidar olduğunu da biliyorum. hükümet, neredeyse tüm bürokrat atamalarında "eşin türbanlı olması"nı bir koşul olarak dayatıyor. üniversitede negatif ayrımcılık yaratan türban, bürokraside pozitif ayrımcılıkta kullanılıyor.
* * *
dün milliyet’te yayımlanan konda araştırması, türbanı "islam modernleşmesinin simgesi" sayanları doğrularcasına bunun, orta üstü gelir grubundan, eğitimli, genç, kentli kadınların örtüsü haline geldiğini kanıtlıyor.
peki neden, yıllar yılı üniversitede içeri alınmadıkları ve ikinci sınıf muamele gördüğü için gösteri yürüyüşleri yapan türbanlı kızlar, bugün yasak sürdüğü halde o yürüyüşlere son verdikleri gibi "türbanlarıyla eşlerine iktidar kapısını açan ikinci sınıf kadın rolü"ne itiraz etmiyorlar?
* * *
benim türbanlı öğrencilerim oldu; şimdi de okurlarım var.
çoğu, araştırmada çıktığı gibi, varlıklı, en az lise tahsilli, şehirli, genç kadınlar...
eşleri, artık onlar sayesinde iş buluyor, ama kendileri hâlâ üniversitesiz, işsiz durumdalar.
örtülerinden dolayı kendilerini eğitim hakkından mahrum bırakanlar kadar, kendilerini değil örtülerini (ya da eşlerini) taltif edenlerin de onlara parya rolü biçtiğinin, çözüm yerine siyasi rant peşine düştüğünün farkındalar.
ilkin "islamcı feministler"de baş gösteren bu rahatsızlığın yakında daha da yaygınlaşacağına ve burada kadınlar arasında bir çıkar birliği oluşacağına inanıyorum.
yeter ki, dışlamak yerine kazanmayı deneyelim.


can dündar

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol