imam i muhammed gazali

imgoindeeperunderground
islam âlimlerinin en buyuklerindendir. ismi muhammed bin muhammed bin muhammed bin ahmed’dir. kunyesi ebu hâmid, lakabi huccet-ul-islam ve zeyneddin’dir. gazali nisbesiyle meshurdur. muctehiddi. ictihadi, safii mezhebine uygun oldu.

egitimine islam dunyasinin bilinen en iyi hocalarinin yaninda baslamis, ardindan nisabur’da tahsilini tamamlayinca, buyuk bir ilim ve edebiyat hâmisi olan selcuklu veziri ustun devlet adami nizamulmulk’un daveti uzerine bagdat’a gitti. nizamulmulk’un topladigi ilim meclisinde bulunan zamanin âlimleri, imam-i gazali hazretlerinin ilminin derinligine ve meseleleri izah etmekteki ustun kabiliyetine hayran kaldiklarini itiraf ettiler.

bu sirada otuz dort yasinda bulunan imam-i gazali hazretlerinin islamiyet’e yaptigi buyuk hizmetleri goren selcuklu veziri nizamulmulk, simdiki tabirle, onu nizamiye universitesi rektorlugune tayin etti. bu universitenin basina gecen imam-i gazali hazretleri, uc yuz seckin talebeye luzumlu olan butun ilimleri ogretti.

nizamiye universitesinde bulundugu yillarda, kitabu’l-basit fil-furu, kitab-ul-vesit, el-veciz, meahiz-ul-hilâf adli kitaplarini yazdi.

ayrica ismailiyye adindaki orgutun goruslerini curutmek icin kitabu fedâihil-bâtiniyye ve fedâil-il-mustehzariyye adli eserini yazdi. yine bu sirada rumcayi ogrenerek felsefecilerin yanlis goruslerini ortaya koymak icin eski yunan ve latin filozoflarinin kitaplarinin asli ustunde uc sene titizlikle incelemeler yapti. bu incelemeleri esnasinda ve neticesinde felsefecilerin maksatlarini aciklayan mekâsid-ul felâsife kitabi ile felsefecilerin goruslerini reddeden tehâfut-ul-felâsife kitabini yazdi.

avrupali filozoflar, o asirda dunyanin tepsi gibi duz oldugunu iddia ederek, ilimlerini ve felsefelerini boyle yanlis bilgiler ustune kurarken, imam-i gazali dunyanin yuvarlak oldugunu, karacigerde kanin zehir ve mikroplardan temizlenip tazelendigini, safra ve lenfle zararli madde eriyiklerinin burada kandan ayrildigini bu iste dalagin, bobreklerin ve safra kesesinin rollerini, kanin madde miktarlarindaki oranin degismesi ile sihhatin bozulacagini, bugunku fizyoloji kitaplarinda yazdigi gibi, delillerle ispat etti.

bu calismalarindan dolayi gazali’yi bir felsefeci olarak goren ya da kabul edenler olmustur. bunun sebebi, felsefe ile tefekkur arasindaki muhim farki bilmemek olabilir. kendisi filozof degil mutefekkurdur.

sozlerinden bazilari:

belaya sukretmek lazimdir. cunku kufur ve gunahlardan baska bela yoktur ki, icinde senin bilmedigin bir iyilik olmasin! allah, senin iyiligini senden iyi bilir.

bir sozu soyleyecegin zaman dusun! eger o sozu soylemedigin zaman mesul olacaksan soyle. yoksa sus!

sabir insana mahsustur. hayvanlarda sabir yoktur. meleklerin ise sabra ihtiyaci yoktur.

akli olan kimse nefsine demelidir ki: benim sermayem, yalniz omrumdur. baska bir seyim yoktur. bu sermaye, o kadar kiymetlidir ki, her cikan nefes hicbir seyle tekrar ele gecmez ve nefesler sayilidir, azalmaktadir. o halde bu gunu elden kacirmamak bunu saadete kavusmak icin kullanmamaktan daha buyuk ziyan olur mu? yarin olecekmis gibi butun âzâlarini haramdan koru.

eserlerinden bazilari:

ihyâu-ulumiddin,

kimyâ-i seâdet,

cevahir-ul-kur’ân,

kavâid-ul-akâid,

kitab-ul-iktisâd fil itikad,

ilcâm-ul-avâm an ilm il-kelam,

mizân-ul-amel,

durret-ul-fahire,

eyyuh-el-veled,

kistâs ul-mustekim,

tehâfet-ul-felâsife,

mekâsid-ul-felâsife,

el-munkizu aniddalâl,

el-fetâvâ, hulâsât-ut-tasnif fit-tesavvuf.

due
israkilik akimini temsil eden buyuk filozof sehabeddin suhreverdi’nin karsi ciktigi messailik akiminin temsilcisi filozof.
shire
müslüman-doğu geleneğinde felsefenin ulaştığı en son merhaleyi temsil eden filozof olduğu kabul edilir. medreseyi ve oradaki başmüderrisliği terk edip 4 küsür yıl boyunca o zamana kadar öğrettiği bütün şeyleri sorgulamış, bu süre içinde hiç kimseyle konuşmamış, bu yüzden tekrar insanların arasına karıştığında bir süre kekeleyerek konuşmuştur. yazdığı kitapların yaşadığı ömre bölündüğünde gün başına 18 sayfa düştüğü rivayet edilir. bu kitaplardan günümüze ulaşanların içinde geçen kelimelerin bir çoğunun, yazıldığı zaman taşıdığı anlamı kaybedip günümüzde farklı şekilde algılanması, doğru anlaşılmasını güçleştirir. türkiye’de gazali genellikle dindar kesimler tarafından benimsenir ve okunur. lakin gazali’nin felsefesi sadece bir "izm"e veya sadece belli bir inancın esaslarına indirgenemeyecek kadar geniş ve cihanşümuldür. bu meyanda hegel’i anlamamış bir insan gazali’yi doğru anlaması mümkün değildir. ayrıca kendisinin henüz 11. asırda ortaya attığı kavramlardan, batı dünyasında ilk kez ancak 19. yüzyılda bahsedilmeye başlanması (bkz: henry bergson) düşündürücüdür.

"cevizin kabuğunu kırıp özüne inemeyen, cevizi kabuktan ibaret zanneder" sözü, gazali’nin felsefeye bakış mantığını kısmen özetlemekle beraber, benim düşünce serüvenimde bir milat olması bakımından şahsım nazarında ayrıca bir öneme sahiptir.

imam-ı gazali’nin kuran ve sünneti kaynak alarak yazdığı dini nitelikteki kitaplarında geçen bazı cümleleri başına sonuna bakmadan kırparak alıp, bunları kendi küçük dünyalarının ucuz değer yargılarıyla değerlendirdirerek kendisini örümcek kafalı olmakla itham edenlerin varlığı, gazali’nin gerçek değerinden hiçbir şey eksiltmemektedir.
muhtelif muhalif
"gözler yaşarmadıkça, gönülde gökkusağı oluşmaz" demiş bir vakit..

ağlarım ağlarım boş çıkar, ihtimaller denizinde (bir h)içim rengarenk..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol